Sabancı Holding’e ait CarrefourSa Esenyurt Deposu’nda taşeron Onur ile DGR firmalarına bağlı çalışan işçilerin, tüm işten atma, depo kapatma tehditlerine rağmen Depo, Liman, Tersane ve Deniz işçileri Sendikası (DGD-Sen) öncülüğündeki direnişi 8 gündür kararlılıkla sürüyor. Dayatılan sefalet ücretine ve kölece çalışma koşullarına karşı çıkıp ek zam isteyen 6 işyeri temsilcisinin haksız ve hukuksuz bir biçimde işten atılmasıyla ayağa kalkan işçiler, Bertolt Brecht’in “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz” dizesini pratiğe geçirip, iki vardiya olarak iş bırakma eylemi başlattı. Etrafındaki tel örgüleriyle adeta bir hapishane havlusuna benzeyen deponun önünde direnişlerini halaylarla sürdüren işçiler, İşyeri temsilcileri işe iade edilmeden, ek zam yapılmadan ve iş güvenliği sağlanmadan mücadelelerinden bir milim geri adım atmamaya kararlı. ANF’ye konuşan işten atılan işyeri temsilcilerinden Gülşah Şahin, “Bütün taleplerimiz kabul edilene kadar direneceğiz, başka bir yolu yok” mesajını verdi.
‘AĞIR İŞ YÜKÜ NEDENİYLE BOYUN FITIĞI OLDUM!’
Depoda henüz 3 ayını doldurmadan tüm işçiler için ek zam ve insanca çalışma koşulları isteyince işten atılan Gülşah Şahin, iki vardiyanın çalıştığı depoda kadın işçi olarak sayılarının az olmasına rağmen erkek işçilerle aynı ağır iş yüküne tabi tutulduklarını anlattı. Taşeron DGR firmasına bağlı çalışan 1 çocuk annesi Şahin, bu ağır iş yükü nedeniyle birçok işçi gibi boyun fıtığı olduğuna işaret etti. Şahin, çalışma koşullarını şöyle anlattı: “Gün boyu yağların, alkol şişlerinin, şekerlerin, sabunların, deterjanların yer aldığı ağır kolileri kaldırıyoruz.
‘ERKEK-KADIN FARKI GÖZETİLMİYORDU’
Kol gücüyle koli taşıyoruz, transpalet çekiyoruz. Bu yüzden benim ellerim ve kollarım çizik, morluk içinde kalıyor. Her işi yaptırıyorlar bize. Her bölüme yönlendiriliyoruz. Mesela ben alkol ve sigara toplama bölümünde çalışıyorum ama sipariş gelince işimi bitirdikten sonra hemen başka bir bölüme desteğe gönderiliyorum. Her defasında iş yükü fazlalaşıyor. Burada kadın-erkek farkı gözetilmiyor. Bel fıtığı, boyun fıtığı olanlar elinden geleni yapmaya çalışıyor ama ağrıdan çalışamadığımız zaman başımızdaki takım liderleri, amirleri tarafından, ‘Siz de erkeklerle eşitsiniz, bu yükü kaldırmak zorundasınız. İşinize geliyorsa çalışırsınız, gelmiyorsa kapı orada’ denilerek mobbing ve baskıya uğruyoruz. Bu yüzden sakat kalıyoruz. Eve ekmek götürmek zorunda olduğumuz için buna katlanıyorduk. Ama hem geçinemiyorduk, hem de sakatlanıyorduk.”
‘EHLİYETSİZ PİCKER KULLANDIRIYORLARDI, ÇOK İŞ KAZASI OLDU’
Ehliyetsiz picker kullanmak suç olmasına rağmen, depoda hemen hemen herkesin picker kullanmak zorunda kaldığını belirten Şahin, bu yüzden de sürekli iş kazaları yaşandığına dikkat çekti. Kendisinin de ehliyeti olmamasına rağmen defalarca picker kullandığını anlatan Şahin, “Burada her önüne gelen picker kullanmak zorunda kalıyor. Bu da can güvenliği açısından tehlikeli ama işçi güvenliği dikkate alınmıyor. Daha yeni bir arkadaşımız yaralandı. Picker ayağına çarptı ve bileğine sekiz dikiş atıldı” dedi.
‘RAPOR OLSA DA MAAŞLARIMIZI KESİYORLARDI’
Bu ağır iş yükünden rahatsızlandıkları ve işe gelemedikleri zaman raporlu da olsalar maaşlarından kesildiğine dikkat çeken Şahin, zaten ayda 20 bin TL ile geçinmeye çalıştıklarını, hastalanıp işe gelemedikleri zaman tam yevmiyenin kesildiğini belirtti.
‘KEDİ PİSLİĞİ VE TOZ İÇİNDE ÇALIŞIYORDUK’
Depoda hijyenik olmayan koşullarda çalıştıklarını da anlatan Şahin, şöyle konuştu: “Deponun içerisi tam bir felaket. Uzun süredir temizlik yapılmıyor. Kedi pislikleri var. Deponun içi tozdan resmen katran olmuştu. Bu tozdan nefes alamıyoruz, çalışırken sürekli öksürüyoruz. Astım hastası arkadaşlarımız var ama bunları dile getirdiğimiz zaman hiç dikkate alınmıyoruz. Sürekli bizi oyalıyorlar, aracımız yok, araçlarımız arızalandı, bakımda diyerek sürekli oyalıyorlar. Ben 3 aydır çalışıyorum ama yıllardır çalışan arkadaşlar, eskiden temizliğin bile kendilerine yaptırıldığını anlatıyorlardı. En son zam istediğimiz toplantıda konu açıldığında da utanmadan bize, ‘Daha önce arkadaşlarla temizlik yapmıştık, yine yapabiliriz kadın işçilerle’ dediler. Ama tabii ki kabul etmedik. Bunun bizim görevimiz olmadığını hatırlattık.”
‘ZAM İSTEDİĞİMİZDE DEPO MÜDÜRÜ BAĞIRARAK BİZİ BASTIRMAYA ÇALIŞTI’
Bu kötü koşullara karşı ve ek zam talebiyle taşeron firmanın müdürüyle toplantı yaptıklarını anlatan Şahin, zammı konuşmadan önce günde atılan paket miktarı kadar prim talebini dile getirdiklerini söyledi. Prim talebinin zaten 3 yıldır işçilerin gündeminde olduğunu ifade eden Şahin, “Aynı günde bir işçi 1000 paket atıyorsa, diğeri 3000 paket atıyor ama her ikisi de aynı ücreti alıyor. Biz de toplantıda işçilerin daha fazla paket atan için prim talebini dile getirdik. Ama bu talebi kabul etmediler. O zaman ek zam istedik. Çünkü aldığımız maaş belli. Ki bu maaşın içinde bordroya yazılmayan ve gıda yardımı olarak geçen 1000 TL ve sosyal yardım olarak geçen 1.500 TL de var. İki gün işe gelmediğin takdirde bu paralar da senden kesiliyor. Zam talebi karşısında deponun müdürü Yılmaz, ‘Düşünüyoruz, Ekim başı’ diyerek gevelemeye başladı. Biz de bıçağın kemiğe dayandığını söyleyerek net bir cevap istedik. 27 bin TL aşağısında zam istemediğimizi de ekledik. Ama kabadayı gibi bağırarak bizi bastırmaya, gözümüzü korkutmaya çalıştı” dedi.
‘TALEPLERİMİZ KABUL EDİLENE KADAR DİRENECEĞİZ BAŞKA YOLU YOK!’
Aynı akşam işyeri temsilcileri olarak işten atıldıklarını belirten Şahin, kendisini birebir taşeron firmanın yetkilisi Tuncay Bey’in arayarak işten atıldığını bildirdiğini söyledi. Şahin, yetkiliye bir işçiyi gerekçesiz işten atamayacaklarını, atacaklarsa da bunu iki hafta öncesinden bildirmek zorunda olduklarını hatırlattığını ve bunu kabul etmeyeceğini söylediğini aktardı. Kendisiyle birlikte toplam 6 işyeri temsilcisinin haksız bir biçimde işten atıldığını dile getiren Şahin, ikisinin firmayla anlaştığını, kendisinin de içinde olduğu 4 işyeri temsilcisinin ise sendikaları DGD-Sen öncülüğünde direnişe başladıklarını hatırlattı. Depodaki tüm işçilerle 1 haftadır direndiklerini ve direnmeye devam edeceklerini vurgulayan Şahin, “Direnişi kırmak için işçileri çağırarak önce kadroya almakla manipüle etmeye çalıştılar. Ama arkadaşlarımız hiç taviz vermedi, ‘Kadroyu, zammı konuşmadan önce, siz atılan işyeri temsilcilerini işe iade edecek misiniz’ diye sordular. Kesinlikle almayacaklarını söylediklerinde konuşmaya giden 8 arkadaşımız hemen görüşmeyi yarıda kesip tekrar direniş alanına geldiler. Bu defa taşeron firma depoyu kapatmak ve işçileri atmakla tehdit etti. Ama hiçbir arkadaşımız geri adım atmadı ve sonuçlanana kadar da atmayacak. Bütün taleplerimiz kabul edilene kadar direneceğiz, başka bir yolu yok” vurgusunda bulundu.