'Acele kamulaştırmayla yapılan gasptır'

Polen Ekoloji’den Cemil Aksu, AKP iktidarlarının her defasında acele kamulaştırmayla halkın ve kamunun mallarını gasp ettiğini söyledi.

EGE'DE KAMULAŞTIRMA GASPI

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla acele kamulaştırılan Akbelen çevresindeki 190 parsellik tarım arazisi de Limak ve Sabancı’ya peşkeş çekildi. Polen Ekoloji’den Cemil Aksu, “Aslında tarımla uğraşan köylü, topraktan koparılıp maden ocaklarında, taş ocaklarında ya da organize sanayi bölgelerinde işçi haline getiriliyor” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan imzasıyla birçok ilde acele kamulaştırma kararları alındı. Karara göre Limak Holding ve IC Holding'in iştiraki YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’nin çevresindeki 190 parsellik arazi acele kamulaştırıldı. Ayrıca Sabancı Holding’in İzmir, Balıkesir ve Manisa’yı da içine alan bir bölgede kurmak istediği 60 RES türbini için de acele kamulaştırma kararı verildi. Geçtiğimiz yaz Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi’nde yer alan Akbelen Ormanları’nda, Limak Holding ve IC Holding'in iştiraki YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’nin kömür sahasını genişletmek için ağaç kesimi yapılmış ve köylüler de buna karşı direnişe başlamıştı.

ÇÖKME VE PEŞKEŞ ÇEKME YÖNTEMİ

Polen Ekoloji’den Cemil Aksu, acele kamulaştırma ile enerji şirketlerine peşkeş çekilen alanlar hakkında ANF’ye konuştu. Aksu, AKP iktidarlarının her defasında acele kamulaştırmayla halkın ve kamunun mallarını gasp ettiğini hatırlatarak, “AKP iktidarları döneminde acele kamulaştırmaları çok sık başvurulan, yurttaşın malına çökme uygulaması olarak adlandırabiliriz. Acele kamulaştırma, aynı zamanda enerji politikalarıyla büyük baraj ve HES projelerinde de sıkça kullanılan bir yöntem. O alanları acele kamulaştırarak şirketlere peşkeş çekmenin de bir yöntemi” dedi.

SADECE AKBELEN ÇEVRESİ DEĞİL

Uzun zamandır termik santralin ihtiyaç duyduğu linyit kömür için Akbelen’deki mevcut alanın sürekli genişletildiğini; tarım alanlarının maden sahası haline getirildiğini anımsatan Aksu, şöyle devam etti: “Akbelen’de İkizköylülerin buna kaşı direnişi vardı. Onlar, madem sahasın genişlemesinden dolayı köylerini taşımak zorunda kalan yurttaşlardı. Taşınırken de devlet bir daha başka yere taşınmak zorunda kalmayacaklarına dair söz vermişti ama sonuçta oradaki termik santralin çalışma ömrü uzatıldığından dolayı şirketin yerli kömüre ihtiyacı arttı. Ekonomik krizin de etkisi var, çünkü normalde linyit kömür yurt dışından getiriliyor. Şirketler, pahalıya patladığı için kalitesiz de olsa yerli kaynakları kullanmayı tercih ediyor. Ayrıca bu acil kamulaştırma sadece Akbelen çevresi için de geçerli değil.  Benim sayabildiğim 10-15 ilde enerji politikaları gereği bazı alanların kamulaştırılması kararı verilmiş. Aslında Cumhurbaşkanı bir tek kalemde birçok yeri enerji şirketlerinin kullanımına açtı.”

HUKUK MÜCADELESİ SÜRERKEN ACELE KAMULAŞTIRMA

Seçimlerden hemen sonra Akbelen ormanının büyük bir kısmının yok edildiğini; oradaki direnişin asker ve polis operasyonlarıyla dağıtıldığını belirten Aksu, “Orman askerin gözetimi altında kesildi. Aslında arazilerin kamulaştırılması kararı bekleniyordu. Köylüler buna rağmen hukuk mücadelesini sürdürmeye çalıştı ama şimdi 190 parsele özellikle acele kamulaştırma kararı verildi. Bunların büyük bir kısmı tarım alanı, Türkiye’de tarım alanları ve orman alanları zaten sürekli olarak madencilik, turizm vb. projelere açılıyor” şeklinde konuştu. 

ÇİFTÇİLER, MADEN İŞÇİLİĞİNE ZORLANIYOR

Ciddi bir gıda sorununa, yüksek gıda enflasyonuna işaret eden Aksu, şunları söyledi: “Zaten çiftçi köylüler, büyük bir yıkım yaşıyordu. Devlet, bütün gıda ürünlerini ithal etmeyi tercih ediyor. Onlara vergi indirimleri getiriyor ama burada tarımla uğraşan köylüler, yüksek tarım girdileri; gübre, mazot vb. fiyatlardan dolayı zorlanıyordu. Burada olan şu; tarımdan koparılan halk, bir şekilde maden işçisi olmak zorunda bırakılacak. Şunu da biliyoruz ki; bu madenler çalışma koşulları açısından gerekleri yerine getirmeyen, iş kazalarının yaşandığı alanlar. Soma, Ermenek ve Amasra'da yaşanan maden facialarında bunu görmüştük. Aslında tarımla uğraşan köylü, topraktan koparılıp maden ocaklarında, taş ocaklarında ya da organize sanayi bölgelerinde işçi haline gelecek. Orada asgari ücretle çalışmaya mecbur bırakılacak. Sadece Akbelen’dekilerin başına gelen bir olay da değil, bu artık herkesin başına geliyor.”