Muhafazakar politikacı Horst Seehofer’in başında olduğu Federal İçişleri Bakanlığı, Türk devletinin gönderdiği imamlar aracılığıyla Almanya’da yaşayan Müslümanlar üzerindeki etkisini kırmak için nihayet harekete geçiyor.

Almanya’da günlük yayınlanan “Tagesspiegel” gazetesine konuşan İçişleri Bakanlığı müsteşarı Markus Kerber “Dışardan gelen imamlar yerine Almanya’da yetişmiş din görevlilerinin Müslümanlara dini hizmet vermesini istiyoruz” diye konuştu.

Türkiye’den gelen imamlara kapılarını kapatma kararından dolayı Ankara yönetimiyle çatışacaklarını iyi bildiklerini söyleyen müsteşar devamla “Kızgınlıklarına katlanacağız” ifadesini kullandı. İçişleri Bakanı görevlisi Kerber “Amacımız yurt dışından gelen bütün kişilerin veya devletlerin Almanya’da yaşayan Müslümanlar üzerindeki etkisini kırmaktır” diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı müsteşarı Kerber demecinde devamla “Uzun bir süredir dışardan gelen bu etkiye seyirci kaldık” itirafında da bulundu. Almanya’da yaşayan ve sayıları 5 milyonu bulan Müslüman’ın kendine özgü bir karakterini ortaya çıkarması gerektiğini belirten Kerber, daha önce İçişleri Bakanı Seehofer’in dile getirdiği “Alman İslam” kavramını yeniden gündeme getirdi.

Son olarak geçtiğimiz Nisan ayında Sol Parti’nin soru önerisini yanıtlayan İçişleri Bakanlığı, federal hükümetin geçen yıl Türkiye'den 350 imamın gelmesine onay verdiğini bildirmişti. Söz konusu imamlara 180 günlük çalışma vizesi verdiği ortaya çıkmıştı. Erdoğan rejimi ise özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra Almanya’ya özel olarak seçtiği imamları gönderiyor.

AVUSTURYA ERDOĞAN’IN İMAMLARINI SINIR DIŞI ETMİŞTİ!

Haziran ayının başında da Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz “siyasal İslam’la mücadele” adı altında Türk devleti ile bağlantılı 60 imam ve ailelerini sınır dışı edeceklerini açıklamıştı. 7 caminin de kapatılacağını bildiren Kurz, bu kararın özellikle Türk camilerinde çocuklara asker kıyafetleri giydirilmesi olayının ardından alındığına dikkat çekmişti.

Avusturya’nın Erdoğan rejiminin faaliyetlerine yönelik aldığı tedbirler AKP iktidarının sert tepkisiyle karşılamıştı. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan başbakan Kurz’un ismini anarak şu şekilde tehdit etmişti: “Senin bu çıraklığın, bu tavırların senin başına çok işler getirebilir.”

DİTİB’E VERİLEN YARDIMLARI KESME KARARI!

Almanya’da ise Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)’nin Erdoğan rejimin bir şubesi gibi çalıştığı herkesçe bilinmesine ve geçtiğimiz yıl açılan soruşturmalara rağmen Merkel’in başbakanlığındaki federal Alman hükümeti bu kurumla ilişkisini kesmemişti.

Hem muhalefet partileri hem de Alman kamuoyundan gelen tepkilerin ardından Berlin yönetiminin 2018 ve 2019 yılı bütçelerine DİTİB’e yardımı almadı. Geçtiğimiz hafta konuya ilişkin konuşan hükümet partisi Hıristiyan Demokrat (CDU) milletvekili Christoph de Vries, yardımların DİTİB’in faaliyetlerinden dolayı kesildiğini söylemişti.

Federal hükümetin aldığı bu kararı desteklediklerini belirten CDU’lu parlamenter “Milliyetçilik yapan, Hıristiyanlara, Yahudilere ve dindar olmayanlara yönelik nefreti yayanlara, Türk hükümetinin istediği doğrultusunda ajanlık faaliyetinde bulunanlar partnerimiz olamaz” ifadesini kullanmıştı.

DİTİB’E 3 YILDA 5 MİLYON EURO PARA VERİLDİ!

Federal hükümete bağlı değişik bakanlıklar Müslümanların uyum sürecini desteklemek ve dini hizmetleri adı altında uzun yıllardır DİTİB’e para aktarıyordu. Ancak DİTİB bu paraları camilerde Türk milliyetçiliği aşılamak ve son yıllarda ise Erdoğan’ın propagandasının yapılması için kullanıyordu.

Bild gazetesinin hükümete yakın kaynaklardan aldığı bilgilere göre DİTİB’e 2014-2017 yılları arasında toplam 5 milyon 983 bin 429 Euro yardımı verildi. Türk devletinin bu kurumuna sadece 2016’da 3 milyon 821 bin Euro, 2017’de ise 1 milyon 306 Euro para akıtılması dikkat çekti.

Almanya’daki 900’e yakın camisiyle Türk diyanet kurumuna bağlı çalışan DİTİB’e verilen son yıllarda yapılan uyarılara rağmen kesilmiyordu. DİTİB bu paralarla sözde "uyum projeleri" yürüttüğünü öne sürürken, DİTİB'in camii, dernek ve okullarda nasıl bir faaliyette bulunduğu konusu uzun bir süredir Alman kamuoyu ve medyasının gündemindeydi.

Erdoğan rejimi ile Merkel hükümetinin arasının kötü olduğu 2017 yılı başında DİTİB'li imamların nasıl camilerde vaaz adı altında Erdoğan propagandası yaptığı ve din derslerinde çocukları nasıl ispiyonculuğa zorladığı belgeleriyle yayınlanmıştı.