AP’de Êzidî konferansı: Türk devletinin saldırıları durdurulmalı

Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen Êzidî kadınlar konferansında, Şengal’de kalıcı bir çözüm için Türk devletinin saldırılarının durdurulması, DAİŞ çeteleri ve işbirlikçilerinin yargılanması gerektiği belirtildi.

Êzidî Kadın Meclislerinin Çatı Örgütü (SMJÊ) tarafından organize edilen ve Êzidî Dernekleri Birliği Merkezi’nin desteklediği konferansın son panelinde özellikle yeniden inşa ve özerk yönetimin tanınması üzerinde duruldu. 

Shilan Badal Kheder’in moderatörlüğünü yaptığı bu panelde ilk sunumu yapan TAJÊ Diplomatik Komite Sözcüsü Suham Dexîl Reşo, bugüne kaar 74 ferman yaşandığını belirterek, daha fazla ülkenin soykırımı tanımasını istedi. Suham Dexîl Reşo, “2014’te Êzidîlere yönelik soykırım yaşandı ve bu soykırım içinde kadım kırımı da yaşandı” dedi. 

Suham Dexîl Reşo, “Êzidî toplumu yeni soykırımlardan korunmalı. Almanya da soykırımı tanıdı ama, tanımak yetmiyor, Êzidîler korunmalı. Oysa korunmuyor” şeklinde konuştu.

TÜRK DEVLETİNİN SALDIRILARI DURDURULMALI

DAİŞ çetelerinin soykırım saldırılarından sonra bu kez Türk devletinin saldırmaya başladığını ve saldırının olmadığı bir yıl geçmediğini belirten Suham Dexîl Reşo, “Êzidîlerin korunmasından bahsederken bu gerçek de görülmeli. Êzidîlerin korunması için bu saldırıların durdurulması gerekiyor” vurgusunda bulundu. Özellikle Almanya’nın Türk devletine silah satışını durdurması çağrısında bulunan Suham Dexîl Reşo, Êzidîlere ilişkin alınan kararların da Êzidî halkı ile istişare edilerek alınması gerektiğinin altını çizdi. Hewlêr ve Bağdat arasındaki anlaşmaya işaret eden Suham Dexîl Reşo, bu anlaşmanın Şengal halkının iradesini tanımadığı eleştirisinde bulundu. Suham Dexîl Reşo, “Êzidî halkı bu anlaşmanın iptalini istiyor” dedi. Türk devletinin saldırıları sürdükçe bir çözümün gelişmesinin mümkün olmadığını ifade eden Suham Dexîl Reşo, diğer bir konunun yeniden inşa olduğunun altını çizerek, “Bugün Şengal’de bir model var, tüm bölge halklarını kucaklıyor. 74 ferman ardından Êzidîlerin kendilerini koruması ve özerk olması hakkıdır (...) Bu meşru bir haktır. Kendini savunma Êzidî halkı ve tüm halklar için bir haktır” şeklinde konuştu.

SOYKIRIM TEHDİDİ SÜRÜYOR

Türk devletinin saldırılarının dışında da tehdidin devam ettiğine işaret eden Suham Dexîl Reşo, 2014’teki soykırım saldırısının planlı olduğunu ve Irak’ın özellikle Şengal’e yakın olan El Anbar bölgesinde DAİŞ’in varlık göstermeye devam ettiğini söyledi. Soykırım thlikesinin devam ettiğini belirten Suham Dexîl Reşo, ‘’DAİŞ çeteleri ve işbirlikçilerinin yargılanması ve hesap sorulması’’ gerektiğini kaydetti. Suham Dexîl Reşo, “Bu amaçla uluslararası bir mahkemenin kurulması önemli ve gereklidir” dedi. 

Suham Dexîl Reşo son olarak DAİŞ çetelerinin kaçırdığı ve akıbeti bilinmeyenler için uluslararası alanda adım atılması ve bulunmaları için mekanizmalar oluşturulması çağrısında bulundu. 

ABDULLAH ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI

Suham Dexîl Reşo ayrıca Êzidîlerin kurtarılması için özgürlük savaşçılarının müdahale ettiğini ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, Abdullah Öcalan’ın bugün tecrit altında olduğuna dikkat çekti. Suham Dexîl Reşo, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için küresel çapta yürütülen kampanyaya da bu vesileyle katılmaya çağırdı. 

EN BÜYÜK TEHDİT TÜRK DEVLETİ

Bilim insanı ve gazeteci Dr. Rassmann, ‘’Tartışmalı bölge, Şengal’’ başlığı altındaki sunumunda Şengal’in coğrafik konumuna ilişkin bilgi verdi. Haritalarla bölgeyi anlatarak neden stratejik bir öneme sahip olduğundan bahseden Dr. Rassmann, komşu ülkeler arasında en büyük tehdidi Türk devletinin oluşturduğunu belirtti. Dr. Rassmann, Türkiye’nin gizlemediği yayılmacı politikalarına işaret ederek, ‘’Musul ve Kerkûk’u da almak isiyor. Ayrıca Türk devletinin Kürtlere karşı düşmanca bir politikası var’’ şeklinde konuştu. 

DRONLARIN VARLIĞI TERÖR FAALİYETİDİR

Türk devletinin sürekli bombardımanda bulunduğu ve yoğun bir şekilde dronlar kullandığını söyleyen Dr. Rassmann, ‘’Bu şekilde sivil yaşam zorlaştırılıyor’’ diye konuştu. Türk devletinin bölgede istihbari çalışmalarının da olduğunu ve halkı tehdit ettiğini ifade eden Dr. Rassmann, ‘’Dronların varlığı terör faaliyetidir. Halka karşı terör uygulanıyor’’ dedi. Bu saldırıların ‘yargısız infazlar’ olduğunu ve bunun ‘’fiili idam’’ olduğunu söyleyen Dr. Rassmann, ‘’Bölgeyi insansızlaştırmak istiyorlar’’ diye vurguladı. Dr. Rassman, çözümün Şengal’in özerliğinin tanınmasından geçtiğini vurgulayarak sözlerini tanamladı. 

ÇÖZÜM ÖZERKLİKTE

Panelin son konuşmacısı Dr. Mechthild Exo, ‘’Geleceğin modeli ve Şengal ve bölge için çözümler’’ başlıklı bir sunum yaptı. Mechthild Ex, ‘’Özerklik barışçıl bir gelecek ve Şengal bölgesi için bir çözümdür’’ dedi. 

Mechthild Exo, ‘’Şengal bugün Êzîdî gençler tarafından korunuyor, kadınlar tüm kurumlarda temel rol oynuyor’’ diyerek Şengal’deki örgütlenme ve yaşama ilişkin bilgiler paylaştı. 

Bunun çok önemli bir süreç olduğunun altını çizen Mechthild Exo, 74 fermandan bahsedilse de saldırıların devam etiğini söyleyerek Türk devletinin saldırılarına dikkat çekti. 

Mechthild Exo, demokratik ulus konseptinden de bahsederek, ‘’Ulus devlet ve bağlı iktidarlar özellikle Ortadoğu’da sorun teşkil ediyor. Demokratik ulusta devlet olarak örgütlenme yer almıyor, toplum kendi özgür iradesiyle örgütlenmedeki yerini alıyor. Şengal’de demokratik ulus artık sadece tartışılmıyor, uygulanıyor’’ şeklinde konuştu. 

Şengal’deki modelin genişletilerek Irak’ın diğer bölgelerine de çözüm olarak uygulanabileceğini söyleyen Mechthild Exo, bu şekilde Türk devletinin saldırılarının önüne de geçilebileceğine vurgu yaptı.