GÖRÜNTÜLÜ

Aydar: Önder Apo özgürce hareket edebilmeli!

KCK Yürütme Komitesi üyesi Zübeyir Aydar, Önder Apo’nun dört duvar arasında bütün imkanlardan yoksun bırakılamayacağını dile getirerek “Her şeyden önce şartların eşit duruma getirilmesi, Başkan Apo'nun özgürce hareket edebilmesi lazım” dedi.

ZÜBEYİR AYDAR

Spekülasyonlara, devlet tarafından gelen psikolojik savaş söylemlerine riayet edilmemesini isteyen KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, “Hareket, 52 yıldır mücadele eden, tecrübe sahibi bir harekettir. 32 yıldır çeşitli yollarla devletle diyaloglar oldu. Kamuoyu güvenmeli. Bizim açımızdan bir barış ve çözüm arayışıdır. Karşı taraf farklı saiklerle yaklaşabilir ama biz süreci önemsiyoruz” dedi. Kürt Özgürlük Hareketi’nin askeri, örgütsel, diplomatik, siyasi tüm yapıları ve kitlesiyle dimdik ayakta olduğunu vurgulayan Aydar, “Geçmişte de oyalamaya, fırsat kazanmaya çalıştılar ama biz geçmiş süreçlerde de hep samimi bir biçimde gerçekten barış için adım attık ve sonuç almak istedik. Bu süreçte de çözüm arayacağız ama tedbiri de elden bırakmayacağız” diye konuştu. Baş müzakereci olan Önder Apo’nun, tek başına kalmaması, Hareket ile ortaklaşması, heyetini özgürce kurabilmesi, herkesle görüşebilmesi gerektiğini kaydeden Aydar, şunları vurguladı: “Dört duvar arasında bütün imkanlardan yoksun bırakılamaz. Her şeyden önce şartların eşit duruma getirilmesi, Başkan Apo'nun özgürce hareket edebilmesi lazım.”


ANF'ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, Suriye'deki mevcut durumun demokratik bir Suriye'ye işaret etmediğini belirterek, “Türk devleti, 2011’den beri Suriye meselesinin merkezinde yer alıyor. Türkiye önce rejim ile beraberdi, daha sonra rejimin çökeceğini düşünerek Müslüman Kardeşler eksenli muhalefete yatırım yaptı. Bu politika da yürümeyince, Suriye Milli Ordusu (SMO) çetelerini oluşturdu” dedi.

TÜRKİYE, KÜRT KARŞITLIĞI İÇİN SURİYE’DE

Türkiye’nin Suriye’deki varlığının temel sebebinin Kürt karşıtlığı ve yayılmacılık olduğunu vurgulayan Aydar, şunları söyledi: “Bu durum, en başından itibaren böyleydi, rejim ile ilişkilerini de böyle dizayn ettiler. Adana Mutabakatı’ndan tutalım rejimle yapılan aile görüşmelerine kadar, hepsi Kürt karşıtlığı üzerinden gerçekleştirildi. Daha sonra muhalefet ile de Selefi gruplarla da SMO çeteleriyle de Kürt karşıtı ittifak geliştirdiler.”  

TÜRK DEVLETİ, ‘ETNİK TEMİZLİK’ YAPIYOR

Türk devletinin Efrîn, Girê Spî, Serêkanîyê, Bab, Ezaz ve Cerablus’u işgal ettiğini, son olarak Minbic ve Şehba’nyı da çeteleri marifetiyle bunlara kattığını hatırlatan Aydar, hem Suriye’yi ‘uydu’ bir devlet haline getirmek hem de Kürtlerin kazanımlarını yok etmek için çalıştığını söyledi. Türk devletinin Rojava’da savaş suçu işlediğinin altını çizen Zübeyir Aydar, “Türk devleti Efrîn, Girê Spî ve Serêkanîyê’de savaş suçları işledi. Bölgede ‘etnik temizlik’ yapılıyor. Buralar Kürtsüzleştirildi ve bu devam ediyor” şeklinde konuştu.  

SALDIRILAR SOYKIRIM BOYUTUNDA

İşgal edilen bölgelerin fiilen ilhak edildiğini; kaymakam ve valilerin atandığını, okullarda Türkçe eğitim verildiğini, resmi dilin Türkçe yapıldığını, yer isimlerinin ve tabelaların değiştirildiğini kaydeden Aydar, saldırıların soykırım boyutuna ulaştığını belirtti. Aydar, özellikle kadınların, Êzidî halkının ve inanç gruplarının hedef alındığını kaydetti. Türk devletinin, 2023 ve 2024 yıllarında su ve elektrik tesislerini, buğday depolarını, ekmek fırınlarını, atölyeleri ve otoyollarını hedef aldığını anımsatan Aydar, bu suçların Birleşmiş Milletler (BM) raporlarıyla da kayıt altına alındığını söyledi.  

BRÜKSEL’DE SİVİL MAHKEME KURULACAK

Tüm bu saldırıların hukukta insanlık ve savaş suçu olduğunu ve bu suçların zaman aşımına uğramadığını hatırlatan Zübeyir Aydar, bu suçlara karşı Rojava ve Avrupa’dan insan hakları kurumlarının hareke geçtiğini belirtti. Aydar, şunları paylaştı: “Bu kurumlar, uzun süren hazırlıklar sonrası ortak bir komite oluşturmuş. Brüksel’de 5-6 Şubat tarihlerinde sivil bir mahkeme kurulacak. ULB’nin (Brüksel Özgür Üniversite) konferans salonunda Fransa, Belçika ve Hollanda’dan hâkim ve savcıların katılacağı mahkeme düzenine göre bir yargılama yapılacak. Savaş ve insanlık suçları işleyen sorumlular kişi düzeyinde yargılanacak. Türkiye’ye de iddianame gönderilecek, savunma yapmaları için imkân verilecek fakat gelip gelmeyeceklerini bilemeyiz. Bu mahkemede Türk devletinin işlediği suçlar, kamuoyu vicdanında yargılanacak. Kürtler ve dostları bu mahkemeyi takip etmeli. Basın kuruluşlarının da ilgi göstereceğini düşünüyoruz. Canlı yayınlarla bu mahkeme tüm dünyaya duyurulacak.” 

SAVAŞ DEVAM EDİYOR

Suriye ve Rojava merkezli gelişmeler ile paralel olarak Türkiye’deki ‘süreç ve diyalog’ tartışmalarına da işaret eden Zübeyir Aydar, Bakur, Başûr ve Rojava’daki saldırıların devam ettiğine dikkat çekti. Aydar, “Şu anda ortada bir ateşkes durumu yok. Ekim’de başlayan bir süreç var tabii. Heyetin tekrar Başkan Apo ile görüşme durumu var. Biz bu tür süreçlerin yabancısı değiliz. 1993’ten beri, yani 32 yıldır Başkan Apo öncülüğünde Türk devleti ile zaman zaman bu tür görüşme ve diyaloglar oldu. Oslo ve İmralı süreçleri de kamuoyu tarafından biliniyor” diye konuştu.  

“Bu bir süreçtir. Bizim açımızdan tabii ki bir süreçtir” diyen Aydar, şöyle devam etti: “Henüz netleşen, taşların yerine oturduğu bir süreç değildir. Karşı taraf bunun ismini ne koyar bilemeyiz. Biz onlara göre değil, kendimize göre bu süreci adlandırırız. Bu sürecin ismini Başkan Apo sonraki mesajlarda çok net verecek. Bu, bizim açımızdan bir barış ve diyalog arayışıdır. Meselenin, şiddetten siyasi ve hukuki zemine dökülmesidir. Başkan Apo bunu açıkça söyledi. Hareket olarak bu süreci ciddiye alıyoruz. Başkan Apo bu hareketin kurucu lideridir. Aynı zamanda bu tür müzakerelerde de baş müzakerecidir.” 

52 YILLIK TECRÜBE, 32 YILLIK DİYALOGLAR

Spekülasyonlara riayet edilmemesi gerektiğini söyleyen Aydar, şunların altını çizdi: “Devlet tarafından gelen psikolojik savaş söylemlerine takılmasınlar. Hareket, 52 yıldır mücadele eden tecrübe sahibi bir harekettir. 32 yıldır çeşitli yollarla devletle diyaloglar oldu. Başkan Apo, bütün bu süreçlerin baş muhatabıdır. Kamuoyu güvenmeli. Yanlış adım atılmayacaktır. Bizim açımızdan bir barış ve çözüm arayışıdır. Karşı taraf farklı saiklerle yaklaşabilir, o onların bileceği iştir ama biz süreci önemsiyoruz.”

DEVLET TARAFINDAN BAŞLATILDI

Sürecin devlet tarafından başlatıldığını söyleyen Aydar, şöyle konuştu: “Kürt Özgürlük Hareketi olduğu gibi yerinde duruyor. Onlar psikolojik savaş çerçevesinde ‘biz bitirdik, yendik’ gibi söylemlerde bulunuyor. Bunlar doğru değil. Hareketimiz askeri, örgütsel, diplomatik, siyasi tüm yapıları ve kitlesi ile birlikte dimdik ayaktadır. Hareketimiz sadece Kürdistan’da değil, tüm dünyada Kürtler içinde örgütlüdür. Bunu dostlarımız da düşmanlarımız da biliyor.”  

BİZ HEP BARIŞ İÇİN ADIM ATTIK

Filistin'de başlayan savaş, Lübnan’a, Suriye'ye, Yemen'e geçti. Oradan Irak'a ve daha fazla yayılma durumu da var. Ukrayna'daki savaşta bitmiş değil. Haritalar değişebilir. Dolayısıyla Türk devleti yenemediği Özgürlük Hareketi ile farklı bir diyalog ve arayış içinde. Biz bu arayış içinde ‘samimidir bu işi çözecek’ diyemeyiz. Bahçeli ile Erdoğan ittifak ortaklarıdır ama açıklamalarına baktığımızda birisinin daha mesafeli, birisinin daha ilgili olduğunu görüyoruz. Tüm bunları biz de görüyoruz. Geçmişte de oyalamaya, fırsat kazanmaya çalıştılar ama biz geçmiş süreçlerde de hep samimi bir biçimde gerçekten barış için adım attık ve sonuç almak istedik. Çözümde sonuç almak için uğraştık. Bu süreçte de çözüm arayacağız ama tedbiri de elden bırakmayacağız. Öyle birileri çağrı yaptı, birileri yüzümüze güldü diye tedbiri elden bırakacak değiliz. Onlar hazır ise biz de hazırız. O zaman çok şey tartışılabilir.  

ÖNDER APO, ÖZGÜRLÜK HAREKETİ İLE ORTAKLAŞMALI 

Başkan Apo, Kürt Özgürlük Hareketi’nin kurucu önderidir, baş müzakerecisidir. Başkan Apo’nun tek başına kalmaması, Hareket ile ortaklaşması, heyetini özgürce kurabilmesi, herkesle görüşebilmesi lazım. Geniş bir sekreteryaya ve bilgi almaya ihtiyacı var. Dört duvar arasında bütün imkanlardan yoksun bırakılamaz. Her şeyden önce şartların eşit duruma getirilmesi, Başkan Apo'nun özgürce hareket edebilmesi lazım. Bunları Başkan Apo önceki süreçte kendisi ifade etmişti. Sağlık güvenlik ve rahat hareket edebilme koşulları sağlanmalıdır. Bu durumlar sağlandığı zaman ‘devlet bu konuda adım atıyor’ diyebiliriz.  

DEMİR YUMRUK TEHDİTLERİNE PABUÇ BIRAKMAYIZ

Karşı tarafa bu saatten sonra üslup konusuna dikkat etmelerini tavsiye ediyoruz. Kürt Özgürlük Hareketi’nin de refleksleri var, duyguları var. Yani öyle demir yumruklu tehditlere pabuç bırakacak değil. Bizi tehdit etmekten vazgeçsinler. Tehdit dili diyalogda olmaz. Birbirimizi tanıyoruz, 40 yıldır savaşıyoruz, tehditle sonuç alınamaz. Karşı tarafa söyleyecek böyle bir sözümüz var; tehdit dili bir tarafa bırakılmalı. Biz de kullanmayalım, onlar da kullanmasın. Diyalog arıyorlarsa barış ve diyalog dilini kullanalım.” 

CHP DE İMRALI’YA GİTMEK İÇİN BAŞVURABİLİR

DEM Parti heyetinin tüm muhalefet partileriyle görüşmesinin önemli olduğunu ifade eden Zübeyir Aydar, tüm görüşme ve açıklamaların DEM Parti ile sınırlı kalmaması gerektiğini, diğer partilerin de İmralı’ya giderek Önder Apo ile görüşmesi gerektiğini söyledi. Aydar “CHP heyeti de İmralı’ya gitsin. Onlar da bu ülkenin sorumlu mevkilerinde. Diğer partiler de Başkan Apo ile görüşme talep etsin. Onlar da bu konuda her şeyi normalleştirsin. Mesele bir terör veya şiddet sorunu değildir. Bir halkın var olup kendi kimliği ve kültürüyle özgürce yaşama meselesidir” dedi.

ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜ TALEBİ DAHA DA ÖNEMLİ

“Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesinin devam ettiğine işaret eden KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, şunları ekledi: “Bu hamle önemlidir, mesafe alıyor. Herkes burada yerini almalı. Bu saatten sonra Önder Apo'nun özgürlüğünü istemek her zamankinden daha önemlidir. Başkan Apo'nun özgürlüğü ile Kürt halkının özgürlüğünü birbirinden ayırmazsın. Bu hamleye katılmak Kürdistan davasını en üst düzeyde bütün dünyada savunmaktır.”