AKP’nin piyasacı sağlık anlayışına karşı eylem devam ediyor

İş bırakan ASM emekçileri AKP’nin sağlığı piyasalaştıran politikalarına tepkili. Sağlıkçılar yönetmeliğin geri çekilmesi için mücadeleye devam ediyor.

Aile hekimleri, sağlık çalışanları ve ebeler Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne yönelik tepki olarak 6 Ocak’ta iş bıraktı. 10 Ocak’a kadar devam edecek iş bırakma eylemi 1 Kasım 2024’te yürürlüğe giren Aile Hekimleri Sözleşme ve Yönetmeliğine karşı yapılıyor. Daha önce de 5-7 Kasım ve 2-6 Aralık tarihlerinde de iş bırakma eylemleri yapılmıştı.

Sağlık hizmetlerinin yüzde 40’ını karşılayan ASM’ler fakat buralardaki doktor sayısı bir hayli düşük, dolayısıyla da yükleri fazla. Yeni yönetmelikle hem yük artırılıyor hem de gelir bu performansa bağlanıyor. ASM çalışanlarının gelirleri bu yönetmelikle yüzde 25 oranında gerilerken aile hekimlerine performans yüksekliği gösterirlerse teşvik alabilecekleri çeşitli şartlar getirildi. Aile hekimlerinin teşvik alabilmesi için kendilerine kayıtlı hastaların yılda en az iki olmak kaydıyla ASM’ye gelmesi gerekiyor. Eğer hasta yıl içinde yediden fazla olmak kaydıyla başka sağlık kurumlarına gittiyse aile hekimi teşvikten yararlanamıyor. 

KIŞKIRTILMIŞ BİR SAĞLIK SİSTEMİ VAR

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyelerinin adına İstanbul Aksaray Şube Eşbaşkanı Diren Can Kaya, sağlık emekçilerin üçüncü defadır iş bırakmasına sebep olan koşulları şöyle özetledi: “22 yıldır ülkeyi yöneten iktidar sağlığı ele alırken öncelikle hastalık ve özelleştirme politikalarıyla, bir avuç sağlık tüccarının çıkarları üzerinden sağlık açlığı yaratarak değerlendiriyor, buna kışkırtılmış sağlık politikaları diyoruz. Biz öncelikle koruyucu sağlık hizmetlerinin yani aile sağlığı merkezi-aile hekimliği dediğimiz 1. basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve Sağlık Bakanlığı bütçesinin özel hastanelere, yap devret işlet modeli olan şehir hastanelerine değil, bu alana aktarılması için mücadele ediyoruz. Böyle bir sistemin içerisinde bu konuların hiçbirisini düzeltmek için hamle yapmayan iktidarın performansa dayalı eziyet yönetmeliğiyle karşı karşıya kalmış bulunmaktayız.

Sağlık emekçisi iktidarın bu kışkırtılmış sağlık politikalarıyla ağır iş yükü, mobbing ve yoksulluk altında tükenmiş, parçası olduğu halk tarafından şiddete uğrayarak yaşama ve yaşatma mücadelesi veriyorsa ortada bir sistem, bir sağlık tablosundan bahsetmek çok güç. OECD verileri her şeyi özetliyor. Genç nüfusa sahip bir ülke halkının yaşlı nüfusa sahip ülkelere göre daha çok hastanelere başvuruyorsa bu durum trajiktir. İktidar hastanelere başvuru sayıları üzerinden ‘şu kadar kişiye hizmet ettik’ diyerek bunu propagandaya çevirse de durum ortada.”

MÜCADELEMİZ SÜRECEK

Diren Can Kaya, mücadelelerine devam edeceklerini söyleyerek şöyle dedi: “SES’liler olarak sağlık hakkının en insani haklardan olduğunu bilerek, vergilerimizle oluşturulan bütçelemede halklarımızın ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde bir sağlık ve sosyal hizmete erişene kadar ısrarla bu hakkı dile getireceğiz. Bu erişim gerçekleşene kadar sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin insanca yaşayacakları, güvenceli iş, güvenli gelecek sahibi olacakları, mali, özlük ve demokratik haklarına kavuşacakları bir sistemi kurana kadar mücadelemizin süreceğinin bilinmesini istiyoruz.”

YÖNETMELİK NE GETİRİYOR?

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne göre örneğin kontrole gelmeyen lohusalar sebebiyle aile hekimlerinin maaşlarından kesinti yapılacak. Kişilerin aile hekimine görülmeden devlet hastanesine gitmesi sebebiyle aile hekimine ceza puanı yazılacak. Şartları yerine getiren ve bu anlamda performans gösteren aile hekimlerinin maaşları kesilmezken şartları yerine getirmeyenlerin maaşlarından yüzde 25 oranında kesinti yapılacak. Aile hekimlerine antibiyotik, ağrı kesici ve mide koruyucu ilaç yazmasına kota geldi. Eğer hekim bu ilaçları bulunduğu il ortalamasının üzerinde bir miktarda yazarsa da teşvik alamıyor. Kayıtlı hastaların yılda en iki defa ASM’ye gelmesi şartı ile hastaların yıl içinde yediden fazla başka sağlık merkezlerine gitmesi de ceza şartına bağlanıyor. Ayrıca bürokratik işlerle de iş yükü artırılıyor.