GÖRÜNTÜLÜ

Pınar Sakık Tekin: Kalıcı barış için tecrit sonlandırılmalı

Önder Apo üzerinde uygulanan mutlak tecridin ağır bir şekilde devam ettiğine dikkat çeken MED TUHAD FED Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin, "Kalıcı bir barışın sağlanması için tecrit bir an önce sonlandırılmalı ve Sayın Öcalan’a umut hakkı tanınmalıdır" dedi.

PINAR SAKIK TEKİN

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde rehin tutulan Önder Apo üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Önder Apo, 44 ay süren mutlak tecridin ardından yeğeni Ömer Öcalan ve DEM Parti heyetiyle iki görüşme gerçekleştirmiş olsa da mutlak tecridin kaldırılması yönünde AKP-MHP iktidarı tarafından herhangi olumlu bir adım atılmadı.


MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD FED) Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin, Önder Apo üzerinde uygulanan mutlak tecride ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

Pınar Sakık Tekin, "Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, 9 Ekim 1998'de uluslararası güçler tarafından başlatılmış, 15 Şubat’ta Türkiye'ye getirilmesiyle bugüne kadar devam eden bir durum haline gelmiştir. Özelikle son 44 aydır gittikçe derinleşen bir tecrit var karşımızda. Biliyorsunuz, kendisiyle son zamanlarda iki görüşme oldu.  Sayın Öcalan, bu görüşmelerde tecridin hala devam ettiğini söylemişti. Birtakım görüşmeler gerçekleşmesine rağmen, maalesef Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ağır bir şekilde devam ediyor. Bugün tecrit, kelime anlamıyla bir hiçleştirme, bir izolasyon ve bir soyutlama şekli olarak tanımlanırken, bu tanım uygun bir şekilde Sayın Öcalan üzerinde tecrit uygulanıyor" dedi.

‘TECRİT, YAŞAMIN HER ALANINA SİRAYET ETMİŞ DURUMDA’

Önder Apo üzerinde uygulan tecridin yaşamın her alanına sirayet ettiğini ifade eden Pınar Sakık Tekin, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan üzerinde uygulanan bu tecrit, onun şahsına uygulanıyor gibi görünebilir, fakat bugün Kürdistan ve Türkiye'de bulunan cezaevlerine de sirayet etmiş durumda. Hasta tutsak ve infazı yakılan tutsaklar üzerinde de ciddi bir tecrit durumu söz konusu. Dışarıda da bir tecritten söz etmek gerekirse, ilk başta kadın olarak şunu söyleyebilirim ki, kadınların bütün yaşam alanlarının tasfiye edilmesi üzerine bir tecrit var. Gençler üzerinde bir tecritten bahsetmek mümkün. Bugün Kürdistan’daki gençlerin geleceksiz kalması noktasında bir tecrit var. Ekonomi ve kültürel anlamda bir tecrit var. Kısacası ülkeyi çoklu krizlere boğan, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarına da uygulanan bir tecrit var maalesef.

Ülke barışını, demokrasisini, temel hak ve özgürlükleri sağlayabilmek için tecridin bir an önce kaldırılması lazım. Tecrit, bunların olması adına büyük bir engeldir. Bugün gerçekten koşulların daha iyiye kavuşturulması için mutlak bir şekilde, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kalkması gerekmektedir. Bununla ilgili biliyorsunuz, mecliste iktidarın bir kanadı olan MHP tarafından bir selamlaşma süreci başladı. Barış adına yapılan bu selamlaşmanın, maalesef toplum nezdinde doyurucu bir karşılığı olmadı. Çünkü bazı şeyler, sadece söylemde kaldı. Maalesef, tecridin kalkması adına olumlu bir adım atılmadı. Şu an ülkede mevcut olan bir savaş durumu var. Bizler, tüm gücün savaşa harcandığını çok iyi biliyoruz. Ülke maalesef bundan dolayı tıkanmış bir durumda. Ülkenin en temel sorunu olan Kürt sorunun bir an önce demokratik çözümü sağlanmalı. Kürt sorununa getirilecek çözüm, bahsettiğimiz bütün sorunlara çözüm sağlayacaktır."

‘BARIŞ ADINA HERKES SÜRECE KATKI SUNMALI’

Herkesi başlatılan bu süreçte sorumluluk almaya çağıran Pınar Sakık Tekin, şunları söyledi: "2013’te başlayan ve 2015’e kadar devam eden çözüm sürecinde insanlar gerçekten barış adına umutlanmışlardı. Sürecin olumlu geçmesi için herkes üstüne düşen görevi yerine getirmeli. Bugün İmralı'da görüşülecek her görüşme ve kurulacak her temas, inanıyorum ki barışın temel taşlarının atılmasına vesile olacaktır. Barış, bu toplum ve ülke için son derece elzemdir.

Barışın sağlanması, sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu’da da birçok sorunun çözümü olacaktır. Barış, artık bu toplumun bütün kesimleri için bir ihtiyaç haline gelmiştir. Barış adına atılacak en önemli adım ise Sayın Öcalan üzerinde uygulan mutlak tecridin bir an önce kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Barış adına yürütülen bu sürecin sahiplenilmesi gereklidir. Herkes barış adına elini taşın altına koymalıdır. Uzun ve kalıcı bir barış sağlanmalıdır. Özelikle iktidar, bu tarihsel süreci üstlenip, üstüne düşen görevi yerine getirmelidir."