Aralarında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve ailelerin bulunduğu heyet, Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde toplanarak kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi.
“Özgür basın susturulamaz” pankartı taşıyan kalabalık, “Nazım, Cihan rûmeta me ye” ve “Şehit namirin” sloganları eşliğinde Sanat Sokağı’ndan başlayarak DEM Parti ilçe binasına yürüdü.
DÜŞMAN HUKUKU
Yürüyüşün ardından yapılan açıklamada ilk olarak söz alan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Selman Çiçek, cenazelerin teslim edilmemesinin insani olmadığını belirterek Kürtlere karşı düşman hukuku uygulandığını vurguladı.
Çiçek, şunları söyledi:
“Dünya da bütün savaşlarda her şey yaşanır ama cenazelere karşı her zaman hassas olunur. Çünkü bu evrensel hukukta garanti altına alınmıştır. Türkiye’de özellikle Kürtlere karşı bir düşman hukuku uygulanmıştır. Bu düşman hukuku öyle bir boyuta ulaşmış ki cenazelere bile işkence edilmektedir. Bugün Nazım ve Cihan şahsında yapılan bir işkencedir. Bu işkenceye dur demek için 3 gündür sınırda oluşturduğumuz heyet bekletilmektedir. Ancak devlet yetkilileri, keyfi bir şekilde cenazelerin getirilmesine engel olmaktadır. Neden olarak da ‘sistem bozuktur’ deniliyor, sistem Kürtlere gelince mi yok oluyor.”
Çiçek, Nazım ve Cihan’ın gazetecilik uğruna verdikleri mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, “Onlara sözümüz olsun; mücadelelerini ileriye taşımak için yürümeye devam edeceğiz, gerçekleri yazmaya devam edeceğiz, ne kalemleri, ne kameralarını yerde bırakmayacağız. Hakikatleri yazmaya devam edeceğiz, özgür basın özgür toplum diyoruz,” dedi.
KABUL EDİLEMEZ
DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan ise cenazelerin teslim edilmemesinin hiçbir din, inanç veya kanunda yeri olmadığını ifade etti:
“Bize sistemimiz bozuldu, çöktü denildi. Ama aslında çöken şeyin onların vicdanı ve ahlakı olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı ailelerimizin mücadelesi sürecek. Cenazelere eziyet ediliyor. Sistem yok denilerek engellendik. Nisêbîn ve Qamişlo arasında 200 metre var eğer isteselerdi Nisêbîn-Qamişlo sınırında cenazeleri verirlerdi. Cenazeleri defnetmek her din de ve inançta vardır. Ama bu yapılan hiç bir kanunda görülmemiş ve yazılmamıştır. Eğer kanunlarınızı uygulanamayacaksınız devletiniz ne işe yarıyor? Orada Habur’da 3 gün devleti göremedik. Sistemimiz bozuk diyorlardı. NATO’ya üye olan bu devlet Habur’da yoktu. Bu kabul edilemez. Suç işlediler, pasaportlarımız vardı izin vermediler.”
GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ
Tanhan, Kürtlere yönelik uygulamaları uluslararası alanda duyuracaklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gazetecilerin neyi gördüğünden, neyi çektiğinden korkuyorsunuz? Bu halktan neyi saklıyorsunuz? Hükümet bu sorulara cevap vermeli (...) Bu yapılanı bütün dünyaya duyuracağız. Eğer ki hukuku uygularlarsa bizler kazanacağız. Bize ilk başta söz verenlerin sözü sonra toz oldu. Herkes bilsin haklı mücadelemizden geri adım atmayacağız.”
Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla sona erdi.