AYM kararına rağmen sansür devam ediyor

Sulh Ceza Hâkimlikleri, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal olarak değerlendirdiği ve Meclis’e yeniden düzenleme yapılması gerektiğini belirttiği 8/A maddesiyle sansür uygulamaya devam ediyor.

SANSÜR UYGULAMALARI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, 23 Ekim'de Ankara 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ)’ne yönelik eylemle ilgili yayın yasağı kararı alındı. Kararda, "Soruşturma dosyasının kapsamı hakkında yazılı, görsel, sosyal medya ve internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj vb. yayınların yasaklanmasına karar verilmiştir" denildi. Ayrıca, Basın Kanunu'nun basın özgürlüğünü düzenleyen üçüncü maddesi ve İnternet Kanunu'nun "Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesini” düzenleyen 8/A maddesi gerekçe olarak gösterildi.

Oysaki bu madde, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından Anayasa’ya aykırı bulunmuştu. Örneğin, AYM, 8 Kasım 2023 tarihli kararında Artı Gerçek’in erişim engeli başvurusuna ilişkin ihlal kararı vermişti. AYM, kararda şunları dile getirmişti: “…somut başvuruda olduğu gibi 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesi kapsamında yapılan müdahalelerde Anayasa Mahkemesi bugüne kadar hukuka aykırılığın ve kamusal menfaatlere müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak kadar belirgin olduğunun ve zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğunun ortaya konulabildiğini, kısıtlamanın zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşıladığının, dolayısıyla müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğunun ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilebildiğini tespit edememiştir. Bu husus, internete erişimin engellenmesi şeklindeki müdahaleler söz konusu olduğunda, idari ve yargısal makamların meseleyi ele alış biçimlerinde bir farklılaşma olmadığını ve bu yönde yerleşik bir yanlış uygulamanın olduğunu göstermektedir.

Dolayısıyla somut başvuruda Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri kararındaki tespitlerden ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmadığı değerlendirilmiş; Kanun'un 9. maddesine benzer şekilde 8/A maddesinin de mevcut hâliyle kamusal makamların takdir yetkisini daraltarak keyfî davranışların önüne geçebilecek, ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı kendisini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında adil bir denge kurulmasını garanti edebilecek temel güvencelere sahip olmadığından ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiği ve ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.”

Buna rağmen, hem 23 Ekim'de hem de birçok habere erişim engeli getirilmesinde bu madde hala kullanılıyor. Buna ek olarak, 9'uncu madde de kullanılmaya başlandı. TUSAŞ'ta yaşananlardan önce görüş aldığımız MLSA Eş-Direktörü Avukat Veysel Ok, sansür aracı haline getirilen bu maddeleri ANF'ye değerlendirdi.

TEMEL MOTİVASYON SANSÜR

Avukat Veysel Ok, internet kanununda birçok kez değişikliğe gidildiğini ve çoğunun sansürü artırma motivasyonuyla yapıldığını ifade ediyor: “Yıllardır internet kanunu birçok kez değişti ve bu değişimlerin temel motivasyonu sansürü ne kadar artırabilirizdi. İktidarın tek temel motivasyonu buydu.

İnternet Kanunu’nda 8/A maddesi diye bir madde var; kişisel haklarla ilgili ve Sulh Ceza Hâkimlikleri sansür kararlarının büyük çoğunluğunu bu maddeye referans gösteriyordu. Mesela, Erzincan'daki bir şirkette altın madeninde göçük oluyor, şirket bile “kişisel haklar” gerekçesiyle haberi erişime engelleyebiliyordu.

Yine, iktidara yakın bir şirketin yolsuzluk haberi de "kişisel haklar" gerekçesiyle engellenebiliyor ve bu madde yanlış uygulanıyordu. Bu maddeyle ilgili hem bizim hem de diğer avukatların yaptığı toplu bir başvuru vardı. Anayasa Mahkemesi, 8/A maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu, net ifadeler barındırmadığını ve iyi niyet hukuku kullanılmadığını ifade ederek bu maddenin değiştirilmesi için Meclis’e çağrı yaptı. Bu maddenin değişmesi gerekiyordu ve madde yürürlükten kalktı. Fakat, Meclis bu konuda herhangi bir yasal değişiklik yapmadı. Şu anda da yapacak gibi görünmüyor.

Mesela, bu çıkacak olan yeni yargı paketinde böyle bir madde yok. Oysaki 8/A maddesi kalktı. Anayasa Mahkemesi, Meclis’e yeni bir yasal düzenleme yapılması için bir yıl süre vermişti. Meclis tabii ki hiçbir yasal düzenleme yapmadı. Hiçbir yargı paketinde bununla ilgili bir adım atılmadı."

AYM’NİN KARARI UYGULANMALI

Veysel Ok, Sulh Ceza Hâkimliklerinin bir süredir 8/A maddesinin yanı sıra ilgili kanunun 9’uncu maddesini de kullandığını belirtiyor ve şunları anlatıyor: "Sulh Ceza Hâkimlikleri, 8/A maddesinden ziyade artık milli güvenlik ve kamu güvenliğini içeren 9'uncu maddeyi kullanıyor. Örneğin, yolsuzluk haberlerinde kullanıyor, ekolojik yıkımda kullanıyor.  Bunların hiçbiri milli güvenlikle, kamu düzeniyle ilgisi olmayan işler. Bir şirketin yaptığı yolsuzluk haberinin milli güvenlikle ne kadar ilgisi olabilir? Ama Sulh Ceza Hakimlikleri, sırf erişim engelleme kararı verebilmek için bunu yapıyor.

Anayasa Mahkemesi, verdiği kararda internet kanununu sansür amaçlı kullanmayın, onun belli koşulları, şartları olsun, dedi. Bir Sulh Ceza Hâkimi, mesela bir günde 500 habere erişim engeli veriyor. Bunun teknik olarak da okunma imkânı yok. Bunun tamamen siyaset üzerinden döndüğünün Anayasa Mahkemesi de farkındaydı. Tabii bunu hukuk diliyle ifade etti. Sulh Ceza Hâkimleri uygulamasının, anayasaya aykırı olduğunu ifade etti. Anayasa’ya aykırı, ama şu anda maalesef bizim yapacağımız bir durum söz konusu değil. Biz ancak itirazlarımızı yapıyoruz. Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyoruz. Burada asıl görev Meclis’in. Zaten Anayasa Mahkemesi, verdiği kararla çağrı yaptı Meclis’e; “Bu yasayı toparlayın. Sulh Ceza Hâkimleri daha dikkatli davransınlar; böyle karar vermesinler,” diye güzel bir karar verdi. Topu Meclis’e attı, ama Meclis tabii ki herhangi bir işlem yapmadı ve şu anda 9’uncu madde Anayasa’ya aykırı olarak kullanılıyor. Gazetecilerin yaptığı haberler, milli güvenlik gerekçesiyle erişime engelliyor.”