Bakırhan: Kürt'ü reddeden kaybedecek!

Colemêrg’de konuşan HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Kürt'ü reddeden, Kürt gençlerini zindanlarda çürütenler muhakkak kaybedecektir” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, bir hafta önce başladığı Serhat turunun son gününde Colemêrg’deki halk buluşmasına katıldı. Sabah saatlerinde kente doğru yola çıkan Bakırhan ve beraberindekiler, kalabalık bir kitle tarafından kentin girişindeki Özgürlük Meydanı’nda karşılandı.

Yola devam konvoy, HEDEP İl Örgütü binası önüne ulaştığında burada toplanan binlerce kişi tarafından “Bijî Serok Apo”, “Bijî berxwedana zindanan” sloganları ile atıldı.

Bakırhan, “Biz bir türlü onlara haklı bir dava yürüttüğümüzü, bu dava sonuçlanıncaya kadar bütün eziyete, zulme, onurluca, dik bir şekilde göğüs gereceğimizi anlatamadık. Ama inşallah anlatacağız. Cezaevindeki yoldaşlarımız emin olsunlar ki onların yürüttüğü dava bizim davamızdır. Onurluca, dik bir şekilde bu ülkeye adalet ve barış gelinceye kadar, Kürtler eşit yurttaş oluncaya kadar mücadele edeceğimizin sözünü hem sürgündeki hem de cezaevindeki yoldaşlarımıza veriyoruz. Gerçekten devlet burada çok pervasız davranıyor. Adlarını saysak bir saat sürecek kadar sivil, bu topraklarda yaşamını yitirdi. Onları unutmadık, unutmayacağız. Onları katledenler bir gün demokratik bir ülkede, demokratik bir yargı önünde hesap verecektir” dedi.

 'KAYYUMU KENDİ MEMLEKETİNE GÖNDERECEĞİZ!'

Kayyum gasplarına değinen Bakırhan, “İki dönemdir irademize kayyum atıyorlar. Kayyum; yolsuzluk, hırsızlık demektir. Kayyumu kendi memleketine, Saraya göndereceğiz” diye konuştu.

Hem valililerin hem de kayyumların AKP il başkanları gibi çalıştıklarını belirten Bakırhan, “Kürt'ü reddeden, Kürt gençlerini zindanlarda çürütenler, sürgüne gönderenler bu topraklarda muhakkak kaybedecektir” dedi.

Colemêrg’de yıllardır eylem ve etkinliklerin "yasaklandığını" ifade eden Bakırhan, şöyle devam etti: “7 yıldır etkinlik yasağı var bütün Kurdistan coğrafyasında. Ama yasak sadece bize. Cîlo’da Kayseri’den sanatçı getirip festival yapabiliyorlar. Bu ayrımcı tutumu unutacağımızı mı sanıyorlar. Kürtler kendi topraklarında, kendi anadilinde sanat ve kültür, festival yapamıyor ama bu coğrafyayı ilk kez görmüş, tek kelime Kürtçe bilmeyen, Kürtlerden nefret eden insanları getirip yüzbinlerce lira ile belediye bütçesinden konser verdiriyorlar. Bu toprakların en kadim halkı sizin baskılarınıza da sizden sonra baskı uygulayacaklara karşı da kesinlikle onurlu bir şekilde dik duracaktır. Bu yasaklarınız burada sonuç alamayacaktır. Hakkari ve Gever dediğimizde aklımıza yasaklı kent, yasaklı bölge geliyor. Bu yasaklara son vereceğiz. Annelerimiz ve gençlerimizin sayesinde bu toprağa uymayan, bu toprağın barışına, kardeşliğine, mertliğine uymayan herkesi göndererek kendi çocuklarınızı, kendi evlatlarınızı bu belediyelerde seçerek size layık bir yönetim anlayışıyla yöneteceğiz.”

'KÜRTSÜZ BİR COĞRAFYAYI HEDEFLİYORLAR'

Kentteki sınır kapıları ve yaşanan işsizliğe vurgu yapan Bakırhan, şöyle konuştu: “Bu kentin birkaç sınır kapısı olacak ama işsizlik olacak. Bir kaç ülke ile sınır komşusu olacaksın ama yoksul olacaksın. Niye? Çünkü Kürt ticaret yapmasın diye kapıları, ticareti kapattılar. Sadece transit geçiş yapıyorlar. Bunların meselesi sınırla değil, ticaretle değil, Kürtledir. Kürt iş bulmasın, aş bulmasın, dükkanını kaybetsin istiyorlar. Hakkari’de olduğu gibi 12 bin genç birkaç yıl içerisinde göçtü gitti. Buralar insansızlaşsın, Kürtsüzleşsin istiyorlar. Bu topraklar bizim atalarımızındır, dedelerimizindir, kadimdir. Büyük İskenderlere yenilmedi, geçit vermedi, bu zalimlere de geçit vermeyecektir. Toprağımızda kalalım, insanlarımızla birlikte olalım, dayanışalım. Ortak kooperatifler oluşturalım; ekmeğimizi, aşımızı kendi topraklarımızdan çıkararak gençlerimizi göç yollarına vurmayalım. Göçe giden her genç,, kaybedilmiş bir gençtir, asimile olmuş bir gençtir. Bizim yoksul köylümüzün iki kilo çayına, iki kilo şekerine müdahale ediyorlar. Be vicdansızlar! Peki, tonlarca esrar, eroin bu ülkeye nasıl giriyor? İki kilo çayı şekeri gören, iki kilo şekere Doğubeyazıt burada el koyanlar bu ülkenin uyuşturucu merkezi olduğunu görmediler mi? Uyuşturucu bağımlıları artık neredeyse yönetimine talip olabilecek kadar pervasızlaştılar.”

YEREL SEÇİMLER

Kısa bir süre sonra yerel seçim stratejilerini açıklayacaklarını belirten Bakırhan, “Kongre sonrası ilk işimiz halka gelmek oldu. Çünkü halkımız her zaman bizden daha iyi biliyor ve görüyor. Bugüne kadar yaptığımız bütün yanlışlardan dolayı özeleştiri veriyoruz. Siz ne diyorsanız onu yapacağız. Önümüzde bir seçim var ve siz adaylarınızı belirleyeceksiniz. Halkımız bizden sadece Kurdistan değil, her yerde seçime girmemizi istedi. Biz de halkımızın bu isteğini büyük bir ciddiyetle değerlendirip bunu tartışıp, önümüzdeki günlerde bu konuda nasıl bir seçim stratejisi belirleyeceğimizi açıklayacağız. Bir başka mesele ise aşiretlerdir. Yıllardır baskı ile bölüp yenemeyenler aşiret reislerini Wan’da topluyor, başka yerlerde topluyorlar. Dışarıdan buraya gelen kayyumlar, o fedakar, paylaşımcı büyük değerlerimiz olan bu aşiretleri AKP’nin arka kapısı yapmaya çalışıyorlar. Sizin huzurunuzda buradaki aşiret reislerine de sesleniyoruz; eviniz burasıdır, kapınız buradır, dilimiz, kültürümüz burasıdır. Zor günlerde bizimle dayanışacak olan kapı burasıdır. Bunlar gelip geçicidirler. Lütfen sistemin, AKP’nin bu oyunlarına gelmeyerek güçlü bir şekilde partinize sahip çıkın ve halkınızın yanında olun” diye konuştu.

Kurdistan’ın her yerinde uyuşturucu ve benzeri kriminal işler yayılmaya çalışıldığının altını çizen Bakırhan, “Geçen gün Cizre’de iki kız kardeş bunların bu kirli ve baskıcı tutumlarından dolayı kendilerini Dicle Nehri’ne attılar. Onlar bizim kızlarımızdır, çocuklarımızdır.  Çocuklarımızın yaşamlarını daraltılar, okuyamıyorlar, geçinemiyorlar. Okuyup ODTÜ’yü bitirseler bile mülakat diye bir şey koymuşlar. O mülakatta sen Kürtsen, insansan, barışı savunuyorsan, kesinlikle geçemiyorsun. Nasıl kardeşliktir bu? Mülakattan Yozgatlı, Kayserili, AKP’li geçiyor da niye bir Kürt, bir tane HEDEP’li geçmiyor. Bu ayrımcılar kesinlikle Müslüman değiller. Müslüman olan ayrımcılık yapmaz ve Allah’ın yarattığı bir halkın dilini yok saymaz” dedi.

Bakırhan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin “Görevi dışında faaliyet yürütmek” iddiasıyla görevden alınmalarına da tepki gösterdi. Bakırhan, “Bu ülkenin en demokratik, onurlu savaşa karşı çıkan kıymetli TTB’ye de mahkeme kararıyla kayyum atadılar. Biz buradan TTB’nin yanında olduğumuzu belirtiyor, onların mücadelesini destekliyoruz. Buradan güçlü bir şekilde haykırıyoruz; Hakkari’de kayyuma hayır, Ankara’da da kayyuma hayır” ifadelerini kullandı.

Bakırhan, son olarak şöyle dedi: “Seçimlerde buradan tulum çıkardınız. Yerel seçimde de bütün belediyeleri istiyoruz. 31 Mart’ta bu kayyımcı, bizi reddeden anlayışa güçlü bir şekilde sandıkta cevap vererek, hem Kürt coğrafyasında hem de Türkiye’nin en güçlü partisini Hakkari’de birinci yaparak, bunlara gereken dersi vereceğinize inanıyorum” diyerek noktaladı.

Bakırhan ve beraberindekiler ardından Gever’e (Yüksekova) ilçesine geçti.