Balsak: Anayasasızlaştırma hali var

Amed Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Cemile Turhallı Balsak, Kürt coğrafyasında bir anayasasızlaştırma hali olduğunu söyledi.

Seçme ve seçilme, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi anayasal hakların, Kürt coğrafyasında bir cezalandırma aracına dönüştürüldüğünü belirten Av. Cemile Turhallı Balsak, bunun Avrupa’ya göçte etkisini olduğunu söyledi.


ANF’ye konuşan Amed Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Cemile Turhallı Balsak, hukukun insanlar için ve esasında yaşamı kolaylaştırmak için olduğunu belirtereke, şu anda ise cebir yetkisini elinde bulunduran bir ceza aracına dönüştüğünü söyledi. Av. Balsak, bir nevi mevcut iktidarın sopası haline geldiğini vurguladı.

TEMEL HAKLARI KORUMAK YÜKÜMLÜLÜKTÜR

Hukukun temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan ve bireyin bu hak ve özgürlüklerden yararlanması adına işleyen sistem öngördüğünü belirten Av. Cemile Turhallı Balsak, “Temel hak ve özgürlüklere yönelik olan sınırlama ve müdahaleler bireyler tarafından da olabilir ama devletin sorumluluğunda da olduğu için devlet açısından temel hakları korumak bir yükümlülüktür. Vatandaşlar için ise bir haktır, ancak günümüzde esas olarak hukukun bireyi öncelemesinden ziyade bireyi daha çok tahakküm altına aldığını görüyoruz” dedi.

AYRIMCILIĞA TEŞVİK EDEN POLİTİKALAR

Bireyin mevcut siyasal sistem içerisinde baskılandığına ve eritilmeye çalışıldığına dikkat çeken Av. Balsak, “Devletin kendi siyasal yapısı ve kurucu ideolojisiyle beraber başlayan tüm süreçler günümüze kadarki bütün süreçlerde aslında bir anlamda temel hak ve özgürlüklere yönelik olan bir saldırıdan öteye gidemedi. Ötekileştiren, ayrıştıran, ayrımcılığa hizmet ve teşvik eden bir toplumsal yapının inşa edildiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.

ANAYASAL HAKLAR ASKIYA ALINDI

Anayasa hükümlerinin dahi uygulanmadığını belirten Av. Balsak, şöyle devam etti: “Fiili bir anayasasızlaştırma hali var. Bu anayasasızlaştırma halini de en çok Kürt coğrafyasında uygulanan hak ihlal ihlallerinde görüyoruz. Özellikle seçme ve seçilme, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı anayasal bir hak iken, Kürt coğrafyasında bir cezalandırma aracına dönüştürülüyor. Anayasanın kendisi, cezalandırma aracına dönüştürüldü. Şimdi haliyle bahsetmiş olduğum anti demokratik uygulamalarının hepsinin bütün vatandaşlar üzerinde bir caydırıcı etkisi var. Vatandaş kendini özgür hissetmiyor. Kendi temel hak ve özgürlüklerinin mevcut siyasal iktidar tarafından güvence altına alınmadığını görüyor. Sadece iktidar değil, etkin bir muhalefet de görmüyor.”

KARAMSARLIK YURT DIŞI EĞİLİMİNİ ARTIYOR

Yoğunlaşan bu hak ihlalleri ve cezalandırma yöntemlerinden dolayı insanların ülkeyi terk etmek zorunda kaldıklarını ifade eden Av. Balsak, şunları ekledi: “Avrupa, Türkiye'ye göre tabii ki görece hukuk sistemi içerisinde özgürlüklerin daha uygulandığı, güvence altına alındığı sistemlere sahiptir. İnsanlara güven vermiş oluyor. Devletin süreklilik gösteren saldırıları, güvencesiz bırakma politikaları, sonuç olarak bütün toplumu etkiliyor. Ekonomiyi, siyaseti de etkilemiş oluyor. Özgürlüğün olmadığı bir yerde aslında ekonomik refahın da olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Bunlar devletin ayrımcı ve savaş politikalarından bağımsız değil. Nihayetinde yaşanılan ekonomik ve politik krizin de iktidarın yarattığı bu krizden de etkilendiğini görüyoruz. Kişilerde bir karamsarlık, güvencesizlik yaratmış olması nedeniyle haliyle yurt dışına olan eğilimini de arttırmış durumda.”