Berlin-Ankara’nın ‘güvenlik işbirliği’ ne anlama geliyor?

Federal Alman hükümeti ve Erdoğan iktidarı arasında başlayan yumuşama süreciyle birlikte ‘güvenlik’ işbirliği dönemi de yeniden start aldı.

Türk içişleri bakanlığından bir heyet, Berlin’de Alman işçileri bakanlığı yetkileriyle iki gün sürecek görüşmeler dizisi başlattı.

Merkel hükümeti ve Erdoğan rejimi arasında son bir yıldır süren gerilim dönemi artık resmen kapandı. Önce Alman dışişleri bakanı Sigmar Gabriel’in Kasım ayında başında Türkiye’ye yaptığı ziyaret, ardından Ocak ayının ilk haftasında Türk dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Almanya’ya gelişiyle başlayan diplomatik yumuşa sürece yeni bir evreye girdi.

Berlin-Ankara hattındaki buzların erimesiyle iki ülke arasında adına ‘güvenlik işbirliği’ denilen dostluk süreci yeniden başladı. Türk İçişleri Bakanlığından bir heyet, dün başkent Berlin’de gün boyu Alman İçişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüştü. Önce Die Welt gazetesinin gündeme getirdiği görüşme Alman yetkililer tarafından doğrulanırken, Türk heyeti görüşmenin fotoğraflarını sosyal medya üzerinden yayınladı.

Her iki ülkenin içişleri bakanlıkları daha önceki yıllarda olduğu gibi yeniden sıkı ilişkiler başlatmak istiyorlar. Bu amaçla Türk heyetinin iki gün boyunca Berlin’de Merkel hükümetiyle görüşmeler yapmayı planladığı öğrenildi. Görüşmelerde Türk heyetine içişleri bakanlığı müsteşarı Muhterem İnce, Alman heyetine ise içişleri bakanlığı müsteşarı Emily Haber başkanlık ediyor.

MASADA KÜRTLERE KARŞI İŞBİRLİĞİ VAR!

Görüşmenin Türk devletinin Efrin’e yönelik saldırı hazırlığı yaptığı bir döneme ve Alman savcılığının 2017 yılında Kürtlere açılan soruşturmaların sayısının geçen yıllara göre 10 kat artarak 130’a çıktığını açıkladığı güne denk gelmesi dikkat çekti.

Türk heyetiyle yapılan görüşmeler dün İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Johannes Dimroth’nin olağan basın toplantısında soruldu. ‘Güçlüklere rağmen’ Türkiye’nin Almanya için taşıdığı önemi anlatan sözcü Dimroth şöyle konuştu: “Her iki ülkenin terörle mücadele konusunda ortak çıkarlar var. Görüşmelerin doğru zamanda başlatıldığını düşünüyoruz.”

Alman yetkili, açıklamasının devamında müsteşarların “ortak çıkarların bulunduğu noktalarda ilerleme sağlama hedefiyle” görüştüğünü de bildirdi. Alman basınına yansıyan bilgilere göre Berlin dönen DAİŞ çetesi üyeleri konusunda Ankara’dan işbirliği talebinde bulundu. Türk tarafı ise Kürt özgürlük mücadelesi ve Türkiye muhalifi kesimlere karşı işbirliği istedi.

Türk heyeti talebini “PKK ve DHKP-C’nin Almanya’daki faaliyetlerine karşı mücadele” olarak açıklarken, görüşmede Alman yetkililerinin, PKK ile mücadele çerçevesinde yapılanların Türkiye’ye iletileceği garantisini verdiği öğrenildi.

‘GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ’ NEDİR?

Her iki devletin içişleri bakanlığı yetkililerinin yeniden başlattığı ‘güvenlik’ işbirliğinin en önemli ağını istihbarat paylaşımı ve açılan soruşturmalar konusunda iki ülkenin birbirini desteklemesi oluşturuyor. Bunun nasıl bir işbirliği olduğu geçtiğimiz yıllarda açıkça görülmüştü. Türk mahkemelerinin talebiyle Almanya’da bazı kişiler ifadeye çağrılmış, ayrıca Alman federal savcılığı da ‘siyasi suçlarda’ Türk istihbaratından destek almıştı.

MİT ile işbirliğinin en bariz örneği Münih kentinde 10 ATİK üye ve yöneticinin yargılandığı davada görülmüştü. MİT'in Almanya’ya gönderdiği 15 sayfalık bir belgenin avukatların itirazına rağmen delil dosyasına konulduğu ortaya çıkmıştı. "Bu bilgiler istihbarat çalışması sonu elde edilmiştir" notuna rağmen dosyada tutulan belge, MİT’in Almanya’da istihbarat faaliyetleri sonucu topladığı bilgilerden oluşuyordu.

MİT’in Alman istihbaratına ne kadar güvendiğinin kanıtı ise geçtiğimiz yılın Şubat ayında yaşanmıştı. Münih Güvenlik Konferansı’na katılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan Almanya'nın dış istihbarat örgütü BND’nin Başkanı Bruno Kahl’a "Bu isimler için işbirliği istiyoruz" diyerek 367 ismin yer aldığı bir liste vermişti.

Ancak Merkel hükümeti siyasi hesaplar için listeyi deşifre edilirken, listede yer alan isimler de polis tarafından uyarıldı. Türk devletinin işbirliği talebiyle hazırladığı listeler bununla sınırlı değildi. Erdoğan rejiminin 2015 yılından bu yana Almanya’ya toplam 5 MİT listesi verdiği ortaya çıktı. Bu listelerle Türk istihbaratı Almanya’da yaşayan Kürtler ve diğer muhalif kesimlere karşı Almanya’dan resmen yardım istiyordu. Alman yetkililer, listede isimleri bulunan Kürtlere herhangi bir bilgilendirmede bulunmamıştı.