Mecburiyet ilişkisine sokacak siyasi müdahalelerin tamamına kapalı olduklarını söyleyen HEDEP Seçim İşleri Komisyonu Eşsözcüsü İlknur Birol, şunun altını çizdi: “Halk lehine, kapsayan, yerel yönetim anlayışımıza uygun, kente hitap etme kabiliyeti yüksek, sosyal olanı tercih edebilecek geniş ittifak bloklarının dışında zaten hiç durmadık.”
Halkların Eşitlikçi ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Seçim İşleri Komisyonu Eşsözcüsü İlknur Birol, ANF’ye konuştu. HEDEP olarak hızlı bir biçimde yerel seçim çalışmalarına başladıklarını belirten Birol, şunları paylaştı: “Partimizin birinci ve ikinci çıktığı yerlerde ön seçim yapma kararımızı uygulama açısından teknik hazırlıklarımızla ilgili bir yoğunlaşmamız var. Buna dair gittiğimiz illerimizde seçim komisyonlarımız kuruluşlarını tamamlamak üzere. Ön seçime dahil olacak olan aday başvurularının kabulüne başlandı. Bütün illerinizde seçim komisyonlarının kuruluşu bizim için önemli. Bunun geniş ölçekli, kapsayıcı ve en demokratik biçimde hal yoluna sokulmasını sağlayacak düzenekte komisyonların kuruluşu gerçekleşiyor.”
KAYYUM BASİT BİR MESELE DEĞİLDİR
Her zaman olduğu gibi iktidar manipülasyonları, alan daraltma ve demokratik bir seçim olanaklarından yoksun bırakma eğilimlerinin de çok fazla görüldüğünü kaydeden Birol, şöyle devam etti: “Bu dönem partimiz açısından kazanma merkezli bir stratejiyle yaklaştığımızı söylememiz lazım. Bizim için Kurdistan'la kayyum rejiminin inşa edilmesinin oldukça birinci dereceden aparatı haline getirilmiş olan yerel yönetimlerimize, kayyum uygulamalarının ortadan kaldırılmasının büyük bir demokrasi meselesi olduğunu, dolayısıyla elde edeceğimiz başarının tek başına halk iradesinin yeniden tecelli etmesinin ötesinde, bir ur gibi yapıştırılan kayyum rejiminin de tarihin tozlu sayfalarına atılmasını sağlayacak sonuç üretmesidir. Çünkü kayyum rejimi basitçe Kurdistan'da partimizin iradesi sonucu yönettiği belediyelere bir memurun atanması kadar basit bir mesele değildir. Kürt sorununu ve Kürt halkının inkarını yükselten, onu kriminal bir sahada değerlendirme konusu yapan güç halinde gören bir devlet aklını aslında bertaraf etmektir.
KAYYUM ZEHİRLİ BİR REJİMDİR
Sadece bizim meselemiz değildir kayyum. Kayyum rejimi, gerçek anlamda demokrasi talep eden herkesin şiddetle reddetmesi gereken, karşısında durması gereken bir kere daha uygulanmasına müsaade edilmeyecek olan zehirli bir rejimin adıdır. Kayyumlar gidecek, halkın iradesi tecelli edecek ve yaralanmış, ortadan kaldırılmış olan demokrasinin yeniden kurulabilmesinin önemli adımlarından bir tanesi atılacak. Halkın parasının, malının, mülkünün, ortak değerlerinin çarçur edildiği, hiç edildiği; halkın cebine hunharca el atıldığı bir yolsuzluk rejiminin adı. Bu tarihsel kötülüğü ortadan kaldırmak lazım.”
KENT UZLAŞISI ÖNEMLİ
Yerel yönetimlerde halkın sesinin duyulması ve halkın söz kurabilmesinin önemli olduğunu belirten Birol, bu nedenle yerel yönetimlerde kent uzlaşısına gitmenin önemli olduğunu vurguladı. Birol, şöyle konuştu: “Parti olarak yerel yönetimlerin, halkın evi olduğunu, halkın kendisinin yönetmesi gerektiğini, bütün bu kararları demokratik mekanizmalarla doğrudan katılımla vermesi gerektiğini, iradesini özgürce ve oy kullanarak bir temsil mekanizmasına bağladığı yerde o temsili, devletin bütün aygıtlarınının, siyasetin bütün kurumlarının bir irade tecellisi olarak saygı duyması gerektiğini yeniden hatırlatan bir partiyiz ve bunun için mücadele ediyoruz. Bizim varlığımız, zaten bizim topluma vaat ettiğimiz şey, bizi yan yana getiren programımızın esasıdır.”
HEDEF, İKİ TARAFTA DA KAZANMAKTIR
İttifaklar meselesini, sandık ve seçime sıkıştırmayacak kadar stratejik bir mesele olarak gördüklerini söyleyen Birol, temel siyasi hedeflerine uygun bütün toplumu kapsayabilme kabiliyetine sahip ittifakları önemsediklerini vurguladı. Halkı matematik hesabına mahkum etmeyeceklerini belirten Birol, şunları ekledi: “Biz kazanacağız. Bz Kazanacağız derken, kazananın halk olduğunun, halk olacağının altını çizmek istiyorum. Bizi bazı pazarlık malzemelerinin içinde odak noktada, mecburiyet ilişkisine ve bir zorunluluk durumuna sokarak, tercih belirtmemize yol açabilecek siyasi müdahalelerin tamamına kapalı olduğumuzu söyleyelim. Biz, halk lehine, kapsayan, yerel yönetim anlayışımıza uygun, kente hitap etme kabiliyeti yüksek, sosyal olanı, halkçı olanı, tercih edebilecek geniş ittifak bloklarının dışında zaten hiç durmadık. Hatta zaman zaman onun kurucu unsurları haline geldik. Stratejiniz nedir diye bir soru haline gelirse, Kurdistan'da da batıda da kazanmaktır. Kurdistan'da kayyumları göndermek, irademizi yeniden tecelli ettirmek. Batıda da 31 Mart akşamı, halkımızın evet kazandık duygusunu sağlayabileceği sonuçlar üretecek çalışmalar içinde olmaktır.”