Bozgeyik: Tasarruf savaş bütçesinde olmalı

KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, tasarruf genelgesinin, emekçilere, topluma faydasının olmayacağını belirterek, tasarrufun savaş politikalarına ayrılan bütçede yapılması gerektiğini söyledi.

İktidarın giderayak kaynakları yandaşlara aktardığını belirten KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozyegik, AKP-MHP blokunun çöküş sürecinde olduğunu kaydetti. Bozgeyik, “Bize düşen görev de bu çöküşü hızlandırmaktır. Bunun için demokratik bir hatta ortak mücadele etmektir” dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, Resmi Gazete’de yayımlanan “Tasarruf Tedbirleri ile İlgili 2021/14 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi” ile ilgili ANF’ye konuştu.

Bozgeyik, şunları söyledi: “AKP hükümeti, 19 yıldır Türkiye’nin kamu kaynaklarını özelleştirmeler yoluyla kendi yandaş müteahhitlerine peşkeş çekerek, tamamen bir talan politikası izledi. Türkiye’deki hem ekonomik krizi hem de siyasal krizi yönetemez olduklarını; kaybettiklerini, çöküşe geçtiklerini anladıkları için geçerliliği olmayan bir tasarruf genelgesi yayımladılar. Genelgeye baktığımızda büyük oranda maliyet kamu emekçilerine yansıyor. Personel servislerinin azaltılması, kamu kurumlarında çalışan personelin ortak servisleri daha sıkışık iş yerlerine taşınması gibi tamamen personelin ulaşım hizmetlerini zorlaştıran bir kararla karşı karşıyayız. Kamuya araç alınması, basın yayın, elektrik, su vb. giderlerinden tasarruf etme yaklaşımını da bu 19 yıllık süreçte gördük. Özellikle bugün kamu kurumlarında, AKP belediyelerine baktığımızda hizmet alımı yoluyla yüz binlerce aracın sırf kaynak arttırmak için kendi yandaşlarına kiralandığını görüyoruz. Yandaş müteahhitlere inşaatlar yaptırarak binaların çeşitli devlet kurumlarına çok yüksek bedellerle aktarılmasını görüyoruz. Merkez Bankası’ndaki kaynakların tüketen ve bunun hesabını veremeyen bir iktidar blokuyla karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu genelgenin biz emekçiler, topluma bir gelir olarak döneceğine inanmıyoruz.”

ASKERİ HARCAMALARDA TASARRUF YAPILMALI

Türkiye’nin Ortadoğu’da, Afrika’da, Kafkaslar’da yürüttüğü askeri, yayılmacı, emperyal politikalara dikkat çeken Bozgeyik, asıl tasarruf yapılması gereken yerin buralar olduğunu ifade etti. Bütçenin büyük oranda harcama kalemlerinin, giderlerinin örtülü ödeneklere, savunma kaynaklarına, silahlanmaya ayrıldığını söyleyen Bozgeyik, şöyle devam etti: “Gerçekten bir tasarruf yapılacaksa, ülkenin kaynakları toplumdan, halktan, kamu emekçilerinden yana olmak isteniyorsa tasarruf etmeleri gereken yer; S-400, F-35 veya Almanya ve İngiltere’den aldıkları askeri teçhizatlar. Biz KESK olarak, kurulduğumuz günden bu yana bütçe kaynaklarının savaşa, ranta, talana ayrılması yerine emekçilere, toplum yararına kullanılmasını, kamusal hizmetlere ayrılmasını talep ediyoruz. Bu genelgeye baktığımızda askeri harcamalarla ilgili bir kısıtlamaya gidilmediğini görüyoruz. Bu politikalardan vazgeçilmezse ve buradan bir kısıtlama olmazsa bu tür tedbirlerin ülke ekonomisine, gayri safi milli hasılaya hiçbir olumlu katkısı olmayacak.”

KRİTİK ZAM TARİHİ

Son zamların tarihinin kritik bir tarih olduğunu ifade eden Bozgeyik, özellikle üç aylık enflasyon rakamını etkilememesi açısından da kritik bir tarihte yapıldığını söyledi. Haziran sonunda elektriğe, doğalgaza bir çok şeye zam geldiğini; doğal olarak bunlara yapılan zamların, diğer gıda ürünlerine, toplumun en temel zorunlu ihtiyaçlarına yansıyacağını kaydeden Bozgeyik, şunları ifade etti: “Ağustos’ta kamu emekçileri açısından bir toplu sözleşme süreci var. Yine şu anda Türk-İş ve HAK-İş ile yürütülen bir toplu sözleşme süreci var. Enflasyonu düşük göstermek için bu zamların tarihini öne çekerek, yine TÜİK’in de enflasyon rakamları üzerindeki oynamalara benzer bir algı yaratma politikası hayata geçirildi. Türkiye’de zaten uzun süredir bir ekonomik kriz var. 16 aylık salgın sürecinde de derinleşti. 10 milyonun üzerinde bir işsizlik rakamıyla karşı karşıyayız. Eğitimde, sağlıkta çok yoğun personel ihtiyacı olmasına rağmen atamalar yapılmıyor, genç işsiz sayısı her gün artıyor. 1 Temmuz’da sokağa çıkma yasağının kalkmasıyla beraber çok yoğun işten çıkarmalar yaşandı. Bu nedenle de kamu emekçileri, toplum, halk giderek yoksullaşıyor.”

DEMOKRATİK MÜCADELE HATTI

İşçilerin, emekçilerin, halkın bu savaş politikalarına karşı ortak bir mücadele hattı oluşturup yürütmeleri gerektiğini kaydeden Bozgeyik, giderek büyüyen krizin derinleşeceğini, çöküş sürecine giren AKP-MHP blokunun, giderayak da tüm kaynakları yandaşlarına aktarma hesapları yaptığını söyledi. KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, bütün toplumu geleceksiz, kaynaksız bırakmak isteyen iktidara karşı yapılması gerekenleri de şöyle dile getirdi: “Bize düşen görev de bu çöküşü hızlandırmaktır. İşsizlik ve yoksulluktan kurtulmanın yolu, demokrasi ve barış içerisinde, emeğin ve hakların güvence altına alındığı, herkesin insanca yaşayacağı demokratik Türkiye için mücadeleyi yükseltmektir. Kamu emekçileri için Ağustos’ta toplu sözleşme süreci başlayacak. Yoksulluk sınırı 9 bin TL’yi aşmış durumda. Kamu emekçilerinin aldığı ücret açlık sınırına yakın bir düzeyde. Bu yüzden insanca yaşamanın mümkün olduğu, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarımızın karşılandığı, yoksulluk politikalarının sona erdiği bir mücadele programıyla hızlı bir şekilde alanlarda olacağız.”