Bu bir irade direnişi

Patronun dayattığı değil, kendi seçtikleri sendikaya geçen Riha'daki Özak Tekstil işçileri atılan arkadaşları için eylemde. Valilik bu eyleme karşın yasak kararı alsa da 500 kadar işçi eyleme devam ediyor.

Riha’da faaliyet gösteren Özak Tekstil’de 500 kadar işçi, bir kadın arkadaşlarının işten atılması sonucu 4 gündür eylemde. İşçilerin talepleri öncelikle patronun belirlediği değil, kendi seçtikleri sendikaya üye olabilmek ve elbette buna bağlı olarak çalışma şartlarının düzeltilmesi.

Özak Global bünyesinde bulunan Özak Tekstil Hugo Boss, Lives gibi dünya çapında firmalara üretim yapan bir şirket. Özak Global sadece tekstil değil, turizm ve inşaat sektöründe de bilinen ve birçok teşvikin yanı sıra ihale de alan bir marka. Hal böyle olunca fabrika önündeki eyleme anında Valilikten yasak kararı getirildi. HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın da önceki gün ziyaret ettiği işçilerin direnişini Riha HEDEP Milletvekili Ömer Öcalan da meclise taşıdı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a yönelttiği sorularda işçilerin örgütlenme özgürlüğünü sordu. Öte yandan Valilik Riha'da eylemleri yasaklarken firma da işçiler eylem yaparken İŞKUR üzerinden iş ilanı açtı.

İşçilerin direnişi takip eden EMEM Antep milletvekili Sevda Karaca ise hem yaşananları hem de Urfa’da işçilerin örgütlenmesi önündeki engelleri ANF’ye antattı.

PATRON ELİYLE SOKULMUŞ BİR SENDİKA

Sevda Karaca Özak Tekstil’in kadın iştihamı üzerine devletten teşvik aldığını belirterek, örgütlenmenin ise yine patron tarafından belirlendiğini söylüyor: “Özak tekstil fabrikası bölgede büyük teşvikler verilen fabrikalardan biri ve bu teşviklere özellikle kadın işçi çalıştırdıkları için alıyorlar. Oldukça büyük firmalara iş yapıyorlar, Hugo Boss, Lives bunlar arasında. Burada Öz İplik-İş Sendikası örgütlü ancak işçilerin tercihiyle burada örgütlenen bir sendika değil. Öz İplik-İş Sendikası patronla el ele verilerek bu fabrikaya sokulmuş bir sendika. Bu fabrikada özellikle paketleme bölümünde çok sayıda kadın işçi çalışıyor. Yaş ortalamaları oldukça düşük ve oldukça gençler ve burada özellikle kadın işçilere yönelik çok ağır baskılar, hakaretler var. Uzun saatler çalıştırma, tuvalet molasında bile çıkarmama aynı zamanda şiddet, taciz gibi pek çok şey gündelik hale gelmiş durumda ve bunları sendikalarıyla paylaştıklarında bir çözüm bulmak yerine sorunları daha çok ağırlaştıran muameleyle karşı karşıya kalmışlar.

Dolayısıyla sendikaya da çok tepkililer ve hiçbir sorunlarını çözmedikleri gibi bir de patronun baskılarını arttıran başkaca yöntemler de Öz İplik-İş Sendikası burada özellikle kadın işlerinin üzerine uygulamış. Belirli bir süredir işçilerin BİRTEKSEN sendikasıyla ilişkileri vardı. Geçtiğimiz hafta Urfa’da büyük bir toplantı organize ettiler ve işçiler toplu halde BİRTEKSEN’e geçiş yaptı. Bu sendika değişikliğinden sonra çalışma koşullarındaki baskılar da arttı. Bu baskıların ve korkutma operasyonun bir parçası olarak sendika değiştiren kadın işçilerden biri işten atıldı. Buna tepki gösteren işçilerden de yaklaşık 500’ü iş durdurarak fabrika bahçesine çıktılar.”

İŞÇİLER KÖLELİK DÜZENİNİ BAŞKALDIRMIŞ DURUMDA

EMEP Dîlok Milletvekili Sevda Karaca, işçilerin temel taleplerinin ise kendi seçtikleri sendikaya üye olmak olduğunu aktarıyor: “Çok temel talepleri var. Birincisi kendi seçtikleri sendikanın fabrika yönetimi tarafından tanınmasını talep ediyorlar. İkincisi atılan işçi arkadaşların arkadaşlarının işe geri alınması talep ediyorlar. Bugün direnişin dördüncü günü ve direnişte geçirdikleri sürenin aynı zamanda onlara bir bedel olarak ödetilmemesi noktasında bir talepleri var ve çalışma koşullarında düzeltilmesini istiyorlar.

Burada bir işçinin bir ayda ürettiği binlerce pantolon ve ceket var ve bunlardan bir tanesini bile alabilecek durumda değiller. İşçiler ve her yılbaşına yakın dönemde patron özellikle üretim sayısını arttırmaları noktasında çok büyük şiddet uyguluyor. Neredeyse burada idare amirlerinin elinde kamçı var desek yeri, yani işçiler kölelik düzenini başkaldırmış durumda. Burada ve en önemli ayırt edici noktalardan bir tanesi bu bir ücret mücadelesi değil, bu bir irade mücadelesi. Özellikle bölgede son dönemde çok sayıda ücret direnişi söz konusu oldu. Fakat Urfa'daki Özak Tekstil’deki direnişi ayırt eden en temel unsurlardan bir tanesi işçilerin kendi seçtikleri sendikada örgütlenme hakları için direnişe çıkmış olmaları.”

SES ÇIKARTMAK, KALDIRIMDA BEKLEMEK BİLE YASAK

Sevda Karaca, bölgede sendikal örgütlenmeler önünde büyük engeller olduğunu ifade ederken valilik kararlarının da adeta patronları koruduğunu söylüyor: “Bölgede sendikalaşmanın önünde çok büyük engeller var. Burada özellikle teşvik verilen büyük fabrikalara bu sarı sendikaların bizzat patron eliyle sokulması gibi bir gerçeklik var. Bu da işçilerin sendikalara ve sendikalaşmaya olan güvenini de elbette çok kırıyor. Ama geçtiğimiz yaz özellikle Antep'te yükselen işçi mücadelesinde BİRTEKSEN’in tutumu buradaki işçilere de güven vermiş, bunu kendileri de anlatıyorlar.

İşçilerin direnişi devam ederken üçüncü gün vali adeta patron emriyle bir yasak kararı getirdi. Yasağın içeriği oldukça geniş. Yani kuş uçurtmamaya yönelik bir yasak, bildiri dağıtmak, el ilanı dağıtmak, çadır kurmak, alkışlamak, ses çıkartmak, kaldırımda beklemek her şeyin yasak olduğu bir OHAL ilanı adeta. Urfa Valisi Özak işçileri haklar için direnişte çıktı diye adeta fiili bir OHAL uygulamış durumda. Bu yasağa rağmen işçiler bu sabah kendi olanaklarıyla fabrika önüne geldi ve burada direnişe devam ediyor. Sabah saatlerinde valilik yasağı gerekçe gösterilerek burada Jandarma Komutanı yaptığımız görüşmede bir işçileri bir an önce dağıtmamızı yoksa TOMA ve gazlarla müdahale edeceklerini ilan etti bize. Biz de onlara işçilerin iradesinin burada kalmak yönünde olduğunu ve bu kararı aldıklarını, jandarmanın yapacağı müdahalenin yasa dışı bir müdahale olacağını kendilerine beyan ettik. Velhasıl son noktada işçiler kararlı bir duruş sergilediler. Burada fabrika önünde kaldırımdan birbirlerinden ayrılmayarak birbirlerini kenetlenerek oturdular saldırı riskine rağmen. Onların bu kararla duruşu bu saldırıyı püskürtmüş oldu.”

KAMUOYUNA DESTEK ÇAĞRISI

Sevda Karaca, ayrıca kamuoyuna işçilere destek için çağrıda bulunuyor: “Burada işçilerin direniş devam ettirebilmeleri için desteğe ihtiyaçları var. 500 işçi burada abluka altında, organize sanayi bölgesinin ortasında direnişi sürdürmeye çalışıyor. Yemek, su, çay gibi ihtiyaçları devam ediyor. Bağımsız ve işçilerin yanında olan sendikaların ekonomik güçlerinin sarı sendikalar gibi olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla Özak işçilerinin direnişte oldukları süreçteki ihtiyaçlarını giderme noktasındaki her destek bu bölgedeki işçi direnişlerine de ayrıca güç verecek. O yüzden bütün emek güçlerine, emek ve demokrasi güçlerine Özak direnişine sahip çıkalım diyorum. Özak işçisinin kazanmak için desteğe ihtiyacı var. Hem işçilerin sesini çoğaltmak için elimizden geleni yapmamız hem de buradaki koşullarını düzeltmek için yapacağımız katkılarla destek sunmamız gerekiyor.”