Cumartesi Annesi Emine Ocak tekrar Galatasaray Meydanı’nda!

Gözaltında kayıpların simge ismi olan 87 yaşındaki Emine Ocak, 5 yıl sonra tekrar Galatasaray Meydanı’na karanfiller bıraktı. Basın toplantısına katılan AP Türkiye Raportörü Amor, “Cumartesi Annelerini savunmak, insan haklarını savunmaktır” dedi.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve belli olan faillerin yargılanıp cezalandırması için Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 975. hafta eylemlerinde 1993 yılında Urfa Siverek’te gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu.

Çok sayıda Cumartesi Annesinin/İnsanının katıldığı bu haftaki eylemde, Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi üyeleri ile birlikte çok sayıda hak savunucusu da yer aldı.

Gözaltında kayıpların simge ismi Hasan Ocak’ın annesi 87 yaşındaki Emine Ocak’ın 5 yıl sonra tekrar geldiği Galatasaray Meydanı’nda, bu haftaki açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arcan okudu.

TAŞKAYA POLİS VE BUCAK AŞİRETİNE MENSUP KORUCULAR TARAFINDAN GÖZALTINA ALINDI

Bu hafta 30 yıldır akıbeti karanlıkta bırakılan Hüseyin Taşkaya için adalet istediklerini vurgulayan Arcan, Taşkaya’nın hikayesini şöyle anlattı: “42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya, Siverek’te yaşıyor ve müteahhitlik yapıyordu. 6 Aralık 1993 tarihinde amcasının Siverek Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen asker, polis ve Bucak aşiretine mensup korucular Hüseyin Taşkaya’yı gözaltına aldı. Gözaltını engellemek isteyen akrabaları ağır biçimde darp edildi. Taşkaya askeri araca bindirilerek götürüldü. Ailesi Hüseyin Taşkaya’yı sormak için jandarmaya, emniyete, savcılığa, valiliğe başvurdu. Ancak tüm girişimleri sonuçsuz kaldı, Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.”

ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ

Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini açığa çıkartacak etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirten Arcan, akrabalarının ve tüm mahallenin tanıklığında gözaltına alınmış olmasına rağmen, savcılık konuya ilişkin suç duyurusunu ailenin soyut iddiası olarak değerlendirdi ve dosyada takipsizlik Kararı verdiğini söyledi.

Hüseyin Taşkaya’nın akıbetinin karanlıkta bırakıldığını, failleri cezasızlıkla korunduğunu hatırlatan Arcan, Taşkaya’nın ailesinin dört kuşaktır oğullarını aramayı sürdürdüğünü kaydetti.

KAÇ YIL GEÇERSE GEÇSİN KAYIPLARIMIZ İÇİN ADALET İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Adli ve siyasi makamlara seslenen Arcan, “Gözaltında kaybetme suçunun devam eden ihlal niteliği taşıdığını dikkate alın. Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini açığa çıkartacak ve faillerin yargılanmalarını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünüzü yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin; Hüseyin Taşkaya için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Açıklamanın ardından söz alan Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya, 700. hafta eyleminden itibaren keyfi yasaklar eylemlerinin engellenmeye çalışıldığını hatırlatarak, gözaltında kaybedilen babasının akıbeti açılanan ve belli olan failler yargılanıp cezalandırılana kadar mücadelelerinin süreceğini vurguladı.

Konuşma sonra kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, polis ablukası altındaki Galatasaray Meydanı’na karanfiller bıraktı.

AP RAPORTÖRÜ: AYM KARARLARINA UYULMADI!

Açıklamanın ardından İHD İstanbul Şube binasında AP Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor ile birlikte basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya çok sayıda Cumartesi Annesi/İnsanının yanı sıra İstanbul Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Adalet Nöbeti tutan anneler, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ile çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. Hafıza Merkezi’nin davetiyle geldiğini aktaran Sánchez, Cumartesi Anneleri ile dayanışmak ve AYM kararlarına ilişkin ziyaret gerçekleştirmek için İstanbul’a geldiğini söyledi.

Gözlem yapmaya geldiğini paylaşan Sánchez Amor, çok sayıda polisin eylemde yer aldığını dile getirdi. Cumartesi Annelerinin kaybedilen sevdiklerinin akıbetini sormak ve faillerin yargı önüne çıkartılması taleplerinin meşru olduğunu ifade eden Sánchez Amor, AYM’nin de bu eylemin meşru olduğunu doğruladığını kaydetti. 

POLİSLER KENDİNİ KARAR MEKANİZMASI OLARAK GÖRÜYOR!

AYM’nin açık talimatı olmasına rağmen diğer idari amirler tarafından kararların görmezden gelinmeye çalışıldığını vurgulayan Sánchez Amor,  şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diğer kararlara referans vererek uyguladığı kararları biliyoruz. Bu karar, Cumartesi Annelerinin hiçbir engel gösterilmeden uyulması gerekiyor. Cumartesi Anneleri, Türkiye’deki yargı uyuşmazlığının en temel örneklerinden biridir. Yargıtay’ın akıl almaz hareketi, AYM üyelerine yönelik yargılama adımları atması Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun bambaşka bir göstergesi. Okuduğum raporlardan birinde, bir polisin AYM kararlarını tanımayarak ‘karar bizde’ dediğini gördüm. Sizin de toplum olarak sormanız gereken soru bizim haklarımız kimin elinde? Beyoğlu Kaymakamlığı’nda mı yoksa AYM kararlarında mı?

 

SİZİN İÇİN BURADAYIM

 

Türkiye, haklarımızın polis memurlarının elinde olduğu bir ülke olarak görüldüğü sürece asla saygı duyulacak bir ülke olamayacak. Ben Cumartesi Anneleri eylemini gözlemleyebildiğim için inanılmaz mutluyum. Çünkü Cumartesi Anneleri, vatandaş olabilmenin ne demek olduğunun mükemmel bir örneği. Türkiye’de birçok hak ihlali var ama Cumartesi Annelerini seçmemin bir önemi var. Demokratik hakların el üstünde tutulması gibi mutlak bir ısrarın iradesini gösterdiği için Cumartesi Anneleri ile durdum. Cumartesi Annelerini savunmak, insan haklarını savunmaktır. Eylemlerine katılmak ileride de istediğim bir şey. Sizin haklarınız için buradayım.”

 

‘BİR POLİS KARARLARI TANIMIYORSA İNSAN HAKLARI YERLERDEDİR’

 

 

Gazetecilerin Cumartesi Annelerinin geçtiğimiz haftalarda gözaltına alınmasına ilişkin sorularına ise Sánchez Amor, “İlerleyen süreçte AİHM’e başvurmak gerekir. Ordunuzla, askerinizle istediğiniz kadar övünün, bir polis AYM kararlarını tanımayarak kendisinin karar mercisi olduğunu söylüyorsa bu ülkede insan hakları yerlerdedir” yanıtını verdi.