Malik Dalyan 11 ili vuran Maraş merkezli 7.7 şiddetindeki depreme Hatay’ın Defne İlçesi Armutlu Mahallesi Elektrik Sokak’taki 7 katlı Timur Apartmanı’nda yakalandı. Oğlunu kurtarma telaşına düşen Dalyan, saniyeler içinde yıkılan evin enkazında tam 2 gün boyunca on binlerce can gibi, gelmeyen devlet yardımını bekledi. Ama ne devletten ne AFAD’dan gelen oldu. Enkaz başını terk etmeyen kardeşinin ısrarı ve gönüllülerin çabaları sayesinde iki sonra enkaz altından çıkan ve hayatta kalan Dalyan, yaşadıklarını ANF’ye anlattı.
‘DEPREMDEN ÖLMEDİK, DONARAK ÖLECEĞİZ DİYE DÜŞÜNDÜM’
Depreme oturdukları 7 katlı Timur Apartmanı’nın birinci katında yakalanan Dalyan, o gece rahatsız olduğu için uyuyamadığını söyledi. Deprem esnasında eşi ve oğlunun kendi imkanlarıyla binadan çıktığını belirten Dalyan, yaşanan o saniyeleri şöyle anlattı: “Depremin ilk olduğu saniyelerde eşim ve oğlum benden önce çıkmışlardı binadan. Diğer oğlum dairede kaldığı için geri döndüm onu almaya. Dairenin kapısını açmamla elektriklerin kesilmesi ve binanın göçmesi bir oldu. İlk refleksim çökmek ve elimi başıma koymak oldu. Tavanın düşmesini hissetmedim. İki tavan arasında karanlıkta kaldım. Telefon cebimdeydi, hemen ışığı açtım. Ayaklarım sıkışmıştı. Göğüs kafesimde de şiddetli bir ağrı vardı. Ayaklarımın üzerinden taşları kaldırmaya başladım. Bir ayağım kanıyordu ve şişmişti. Oğlumun bir ayakkabısı kalmıştı enkazda kaldığım noktada. Ayağımdaki kanamayı durdurmak için ayakkabıyı ayağımın üzerine koydum. Kanı öyle durdurdum ama ayağım çok şişmişti. Işıkla etrafıma baktım, kolonların üzerime çökmüş olduğunu gördüm. Kolondan bir parça çıkmıştı, o parçayı çıkararak ufak bir delikten dışarıyı görebildim. Daha karanlıktı. Beklemeye başladım. Sabah o ufak delikten ışık belirdi ve kim geçerse ‘yardım edin’ diye bağırıyordum. Üst katta bir karı koca vardı, onlar da benim gibi mahsur kalmıştı. Özellikle geceleri çok soğuktu, depremden ölmedik ama bu defa donarak öleceğiz diye geçirdim hep kafamdan çünkü bir türlü yardım gelmedi.”
‘BENİ EMEKÇİLER KAZMA KÜREKLE KURTARDI!’
Şebeke olmadığı için kimseyi arayamayan Dalyan, soğuktan donmamak için hep ayaklarını ovaladığını ifade etti. İlk gün sesini duyanlar olduğunu, ancak ellerinde yardım edebilecek bir araç olmadığı için sadece sabretmesini söylediklerini belirten Dalyan, “Sürekli bana ‘Sabırlı ol gelecekler’ diyorlardı. Ama saatler geçiyor, kimse gelmiyordu. Sonra kardeşim ve aileden birileri geldi. Asker ve gönüllü arkadaşları getirdiler. İki gün sonra beni bu emekçi insanlar kurtardı. Bir kazma, bir kürekle beni kurtardılar çünkü hâlâ iş makineleri gelmemişti. Testere istedim ve onların yardımıyla bir taraftan taşları kıra kıra çıkabildim” dedi.
Hükümetin göz göre göre herkesi ölüme terk ettiğini vurgulayan Dalyan, “Buraya herhangi bir yardım gelmedi, bunun aksini söyleyen yalan söyler” vurgusunda bulundu.
‘HÜKÜMET BİZİ NEDEN ÖLÜME TERK ETTİ, ALEVİ MINTIKASI OLDUĞU İÇİN Mİ?’
Enkazlara kepçe vurulmasının kabul edilemez olduğunun da altını çizen Dalyan, kademe kademe yapılması gereken işlemlerin oldu bittiye getirilmek istendiğine işaret etti. Bu yaşananlardan hükümetin suçlu olduğunu kaydeden Dalyan, göz göre ölüme terk edildiklerini söyledi. Dalyan, hükümete şöyle tepki gösterdi: “Hükümet suçlu, duyarsız kaldı. Sen 24 saat gelmezsen tamam deriz, yetişemedi ama ikinci gün ve günlerce neredesin? İnsanları neden ölüme terk ediyorsun? Armutlu Mahallesi olduğu için mi? Burası Alevi mıntıkası olduğu için mi? Günlerce cenazelerimizin çıkarılmasını bekledik. Nerede bu kurumlar? Kötü günde yoksa, devlet ve hükümet hangi güne var?”