Güney Afrika’nın başkenti Cape Town’da Kürt İnsan Hakları Çalışma Grubu ve Suriye Önder Apo’ya Özgürlük İnisiyatifi öncülüğünde  “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Dünyaya Barış ve İstikrar Konferansı’nın ilk günü sona erdi.

Bakurê Kurdistan, Kuzey-Doğu Suriye ve Güney Afrika’dan birçok temsilcinin katıldığı konferans, yarın da devam edecek.

Konferansın açılış konuşmaları ardından “Abdullah Öcalan’ın Düşünceleri” başlıklı ilk panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Joey Moses’in yaptığı panelde Güney Afrika Kominist Parti temsilcisi Barry Mitchell ve COSATU (Güney Afrika İşçi Sendikaları Kongresi) temsilcisi Malvern De Bruyn konuşmacı olarak yer aldı.

İlk sözü alan Barry Mitchell, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesini anlatarak insanlığın kurtuluşunun Apoizm felsefesinde olduğunu dile getirdi.

‘SESİMİZİ DAHA GÜR ÇIKARMALIYIZ’

Sendikacı Malvern De Bruyn ise, Abdullah Öcalan ile neden dayanışma göstermek gerektiğini anlatarak, Güney Afrika’dan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep edecek seslerin daha gür çıkması gerektiğini dile getirdi.

İkinci panel ise “Abdullah Öcalan’ın Hücre Hapsi, İmralı Sistemi” başlığı altında Asrın Hukuk Bürosu Avukatlarından Mazlum Dinç, Jooey Moses ve Roben adasından eski tutsak Prema Naidoo’nun katılımıyla düzenlendi.   

Avukat Mazlum Dinç, İmralı işkence ve tecrit sistemini anlatırken, Abdullah Öcalan’dan şu anda hiçbir haber alamadıklarını hatırlattı. Dinç uluslararası hukuk kurumlarına yaptıkları başvurular hakkında da bilgi verirken, müvekkilleri Abdullah Öcalan şahsında yaşanan bunca hak ihlallerine karşısında uluslararası insan hakları kurumlarının sessizliğine dikkat çekti.

‘YAŞADIKLARIM ABDULLAH ÖCALAN YOLDAŞI DAHA İYİ ANLAMAMI SAĞLIYOR’

Konuşmacılardan Prema Naidoo da Aparheid rejimine karşı verdikleri mücadele esnasında Nelson Mandela ile birlikte tutsak kaldığı Roben adasındaki işkence sistemini anlattı. Naidoo, “O dönem yaşadıklarım, bugün Abdullah Öcalan yoldaşı daha iyi anlamamı sağlıyor. O açıdan Abdullah Öcalan’ın özgür kalması için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor” dedi.

‘ULUSLARARASI SESSİZLİK EZİLENLERİN ORTAK MÜCADELESİYLE KIRILABİLİR’

Günün 3’üncü paneli ise “Ortadoğu'da güç ve modası geçmiş ulus-devletler” başlığı ile yapıldı.

Swaziland Komünist Parti Uluslararası İlişkiler Sekreteri Krish Govender, Güç ve Hukuk konulu konuşmasında, hukukun güçlüler için işlediğine dikkat çekerek, Abdullah Öcalan’ın tutsaklığının ve içinde tutulduğu tecrit koşulları karşısında uluslararası kamuoyunun sessizliğinin bunun sonucu olduğunu dile getirdi. Govender, bugün yaşanan sessizliğin kırılmasının ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün ezilenlerin ortak mücadelesinden geçtiğini dile getirdi.

Swaziland’tan konferansa katılan Pius Vilaki ise, konuşmasında Afrika kıtasında verilen demokrasi mücadelesine dikkat çekerek, demokrasi mücadelesinin zafere ulaşması için kapitalist sömürü sistemine karşı kıtalararası mücadelenin önemine dikkat çekti.

Yazar Dale Mckinley de Ortadoğu’daki ulus devletlerin inşa süreci ve yaptıkları hak ihlallerine dikkat çekerek, Ortadoğu’da Abdullah Öcalan öncülüğünde gelişen Demokratik Ulus modelinin önemini anlattı.

‘HEGEMONİK İSLAM’IN PANZEHİRİ DEMOKRATİK ULUS MODELİDİR’

Günün son paneli, İslami hegemonya ve özgürlük ile Kürt Özgürlük Mücadelesi üzerineydi.

Farid Esack yaptığı sunumda, Kürtlerin İslam olduklarını iddia eden devletler tarafından sömürüldüğünü ve bu sömürgecilerin İslam’ı sürekli bir araç olarak kullandıklarını söyledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çok iyi çözdüğünü kaydeden Esack, hegemonik İslam’a karşı peygamber Muhammed’in Medine Sözleşmesi’ne dikkat çekerek, hegemonik İslam’ın dünyanın diğer sömürgeci ideolojilerden farklı olmadığını dile getirdi.

Kürtleri son olarak yine İslam adına Erdoğan’ın sömürdüğüne dikkat çeken Farid Esack, Ortadoğu’daki İslami hegemonlara karşı halkların ve gerçek Müslümanların kurtuluşunun Demokratik Ulus modeli ile olabileceğini söyledi.

Farid Esack’tan sonra Zainulabideen Gaddafi söz aldı. Komünlerin Dayanışması konusu üzerine konuşan Gaddafi, Abdullah Öcalan’ın felsefesini hayata geçiren Rojava Özerk Yönetimi’nin, orada yaratılan komünlerin Afrika ve tüm insanlığın da kurtuluşu olacağını dile getirdi.

Konferansın ikinci gününde de üç panel düzenlenecek. Daha sonra 26 Şubat 2016 yılında yaşamını yitiren Güney Afrikalı Kürt Dostu, KHRAG kurucusu ve hukukçu Essa Moossa için anma etkinliği gerçekleştirilecek.