Gazi mahallesinde deprem dayanışması

Deprem felaketinin ardından Gazi Mahallesinde de büyük bir dayanışma örneği görüldü. Deprem mağduru bazı aileler mahalleye göç ederken, mahallede gönüllüler etkili bir yardım kampanyası gerçekleştiriyor.

Mereş merkezli yaşanan ve 11 ilde ağır sonuçları olan deprem sonrası Türkiye’nin birçok yerinden halklar, deprem bölgesine gönüllü yardımlar gönderdi. Bu yardımlardan birazı da, İstanbul’un en yoksul mahallelerinden olan nüfus yoğunluğu Kürt, Alevi toplumundan oluşan Gazi Mahallesi’nden geldi.

11 ilde yaşanan ve resmi rakamlara göre 40 binin üzerinden can kaybının olduğu, yüz binlerce insanın yaralandığı deprem sonrası devlet ilk 4 gün depremin yaşandığı alanlara gitmemişti. Bu 4 günlük süreçte devlet yerine Türkiye ve Kurdistan’da halklar kendi imkanlarıyla organize olup deprem bölgelerine yardım götürdüler. Bu yardımlardan bazıları İstanbul’un yoksul mahallelerinden biri olan Gazi Mahallesi’nden gönderildi.

HALKIN YOĞUN TALEBİ

Gazi Mahallesi’nden depremden saatler sonra, Gazi Mahallesi muhtarlığı vasıtasıyla halka dijital medya üzerinden yardım çağrısı yapıldı. Bu yardım çağrısı ise dakikalar içinde karşılık buldu. İlk günden itibaren yardımların toplanıp gönderilmesinde yer alan gönüllüler, mahalle halkının yardım çağrısına yoğun bir taleple karşılık verdiğini, sabahın erken saatlerinde muhtarlık binasına gelerek nelere ihtiyacı olunacağına dair bilgiler alıp ona göre yardım getirdiğini belirtti.

Halkın yardım çağrısına kısa sürede karşılık vermesiyle birlikte ilk 3 günde sadece Gazi Mahallesi’nden 31 tırın bölgeye gönderildiğini belirten gönüllüler, Gazi Mahallesi’nin bilinçli bir şekilde, neye ihtiyaç var ise onu toplayıp getirdiğini söylediler.

YARDIM VERİLEN YOKSULLAR GETİRDİ YARDIMLARI

Gönüllüler bu süreçte en çok etkilenilen olayın, muhtarlığın düzenli yardım kolileri verdiği yurttaşların, yardım kolilerini geri getirip deprem bölgesine bağışlaması olduğunu vurguladı. Kendilerinin de ihtiyacı varken çok sayıda yurttaş, kendilerine verilen yardım kolilerini, içlerine evlerinde olan eşyaları da koyarak deprem bölgesine götürülmek için yardımların toplandığı muhtarlık binasına getirdiler.

Gönüllüler, bu durumun önemli olduğuna, yoksulların, çaresizliği çok iyi bildiklerinden dayanışmayı da en bilenler olduğuna vurgu yaptı.

MAHALLEYE GÖÇ BAŞLADI

İlk üç günün sonunda mahalleye deprem bölgesinden yoğun bir göçün başladığını belirten gönüllüler, yaşanan göç ile birlikte deprem bölgesine gönderilmek üzere toplanan yardımların gelen ailelere dağıtımına başlandığını, ilk önceliğin o olduğunu belirtti. Gelen kişilerin çoğunluğunun çocuklu aileler olduğunu belirten gönüllüler, şu ana kadar çok sayıda ailenin mahalleye gelip, yakınlarının yanına yerleştiğini ya da ev kiraladığını belirtirken, kendilerinin şu ana kadar ulaştıklarını aile sayısının 50’yi geçtiğini bunun da en az 250 kişi olduğunu belirtti.

Yardımların halen devam ettiğini belirten gönüllüler, ailelere yönelik çalışmaların devam ettiğini, gelen aileleri kaymakamlığa yönlendirerek kayıtlarının yapıldığını, evlere yerleştirildiğini belirterek, devletin açıkladığı 2 bin lira kira yardımı ve 10 bin lira nakdi yardımın hiçbir sorunu çözmeyeceğini, sorunun uzun süreli olduğunu belirtti.

Mahalleye göç edenlerin çoğunluğu ise Kürt, Arap ve Alevi toplumu oldu. Evleri yıkılan, evsiz kalan Aleviler, Kürtler, Araplar kendilerini güvende hissedebileceği yerlere göç etmeyi tercih ettiler.

DEVLETE GÜVEN YOK

Gelen depremzede yurttaşların ise devlete güveninin tamamen yok olduğunu belirten gönüllüler, gelen ailelerin geri dönmeyi düşünmediğini, yeni yapılacak binalara da güvenmediklerini, deprem korkusunun travmaya dönüştüğünü belirtti. Ailelerin en ufak sarsıntı da bile korkuya kapıldığını belirten gönüllüler, bu ilk günler geçtiğinde aslında daha büyük bir yıkımla karşı karşıya kalınacağını belirttiler. Yardımların bir süre sonra sona ereceğini, kalıcı çözümlerin olması gerektiğini belirten gönüllüler, insanların yeniden hayata tutunmasının buradan geçtiğini belirterek, devletin kalıcı çözümlerinin şu an için gözükmediğini belirterek, gönüllü olarak çalışanlara çok iş düşeceğini belirttiler.