Dêrazor bölgesi, DAİŞ çetelerinden kurtarıldıktan sonra Özerk Yönetim sistemi çerçevesinde kendi yönetim sistemini meclisler ve komünler üzerinde kurdu. Ancak, bölgeye ve bu sisteme yönelik saldırılar son dönemlerde artmış durumda. Dêrazor Doğu Bölgesi Meclis Üyesi Abdulrehman El Dixêvîj, Dêrazor kantonuna yönelik saldırılar ve bu saldırılar karşısında halkın Özerk Yönetime olan bağlılığına ve Dêrazor’un genel yapısına yönelik ANF’ye konuştu.
Özerk Yönetim'in geliştirilmesinin ardından bölgedeki tüm halk bileşenlerinin bu sistem etrafında birleşerek yaşamlarını örgütlemeye başladığını vurgulayan El Dixêvîj, Dêrazor'un coğrafi olarak geniş ve ziraata elverişli bir bölge olduğunu, özellikle buğday ve pamuk ekimi açısından zengin olduğunu belirtti. Dêrazor'un özgürleştirilmesinden sonra, bölgedeki halkların ve dinlerin bir arada yaşadığı bir mozaik oluşturulduğunu, bu sistemin güçlü bir inançla kurulduğunu söyledi. Dêrazor'a yönelik siyasi girişimler ve saldırılar karşısında halkın daha da güçlendiğini ve kenetlendiğini dile getiren El Dixêvîj, son dönemdeki saldırıların halk üzerinde ciddi bir etki yaratmadığına, halkın Özerk Yönetim'e olan güveninin bu tür girişimleri boşa çıkardığına dikkat çekti.
‘YAPILAN PROPAGANDALAR BÖLGEDE KARIŞIKLIK YARATMAYA YÖNELİK’
Dêrazor'a yönelik dışarıdan yapılan anti-propagandaların gerçeği yansıtmadığını, bu propagandaların, bölgede karışıklık yaratmaya çalışan güçler tarafından yayıldığını ve bazı basın organlarının da bu güçlerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ifade eden El Dixêyîj, “Dêrazor, QSD tarafından özgürleştirildikten sonra yasama, adalet ve yürütme meclisleri kuruldu; bu meclisler ortak çalışmalarını sürdürüyor. Bölgedeki tüm kurumlar, Özerk Yönetim yasalarına göre örgütlenmiş durumda ve halka hizmet etmek için çalışıyor” diye belirtti.
‘HALKIN QSD’YE İNANCI VE KARARLILIĞI DEVAM EDECEK’
Türk devleti, Şam hükümeti ve bazı bölge güçleri tarafından Dêrazor'da karışıklık yaratılmaya çalışıldığına işaret eden El Dixêvîj, bu güçlerin Özerk Yönetim sistemine karşı yoğun bir özel savaş politikası yürüttüğünü ancak, Dêrazor'da 500 binden fazla insanın, Özerk Yönetim sistemi etrafında kenetlenmiş durumda olduğunu ve halkın bu sisteme olan güveninin her geçen gün arttığını vurguladı.
El Dixêvîj, son olarak “Halkın Özerk Yönetim ve QSD'ye olan inancı hiçbir şekilde kırılmadı. Hatta bu saldırılar bizim kendi birliğimize, savunma gücümüze ve yönetimimize olan güvenimizi daha da artırdı. Halkın sistemini bozan, güvenliğini tehlikeye atan herkes birinci dereceden halk düşmanıdır. Kendisini başkalarının yaşamları üzerinden yaşatmaya çalışanlar hiçbir zaman başaramayacaklar. Şam hükümeti ve Difa El Watani tarafından yapılan saldırılar sırasında meclis çalışmalarımız durmadı, aksine, halka hizmet etmek için daha fazla çalıştı. Halk, QSD'nin yanında yer aldı ve bu saldırılar, halkla QSD'nin birliği sayesinde geri püskürtüldü. Halk, QSD'nin ve kendi yönetimlerinin yanında yer almaya devam edecek; hiçbir saldırı bu birliği bozamayacak, her türlü saldırıya karşı direneceğiz” dedi.