Hatay halkının en önemli talebi çadırlara ulaşabilmek

Hatay’da Samandağ ve Defne ilçelerinde art arda meydana gelen depremlerle sorunları ikiye katlanan halkın en önemli talebi çadırlara ulaşabilmek.

Büyük yıkıma neden olan Maraş merkezli 7.8 ve 7.7 şiddetindeki peş peşe iki depremin şokunu henüz atlatamayan Hatay halkı, 20 Şubat’ta merkez üsleri Samandağ ve Defne olan depremlerle bir kez daha sarsıldı. Depremler nedeniyle hasarlı evlerin yıkıldığı her iki ilçede az sayıda haneye gelen elektrikler tekrar kesildi, halk tekrar sarsıntı olacağı korkusuyla kışın ayazında yakılan ateşlerin başında sabahladı. Tek istedikleri barınabilecek bir çadır olan halk, ANF’ye konuştu.

DEPREMDE HASARLI EVLER ÇÖKTÜ

20 Şubat saat 20.04’te Defne merkezli 6.4 büyüklüğündeki depremden en çok etkilenen mahallelerden biri olan Ekinci Mahallesi karanlığa gömüldü. Birkaç gün önce pembe tablo çizmeye çalışan yandaş medyanın hiçbir evin yıkılmadığı yönündeki haberlerinin büyük tepki topladığı mahallede, panik içinde koşturan insanların hasar görmüş evleri de saniyeler içinde çöktü. Zifiri karanlığı sokak başında yaktıkları ateşlerle aydınlatmaya çalışan halk artık yıkılan evlerinin değil, barınabilecek çadır bulamamanın derdine düştü. Depremin 16’ıncı gününde, sabaha karşı Suudi Arabistan’dan getirilen 75 yardım çadırı ise 30 bin nüfuslu mahallede çözümden çok kaosa neden oldu. İktidardan muhatap olarak tek bir yetkiliyi bile bulamayan halkın isyanı ikiye katlandı.

EKİNCİ MUHTARI UÇAR: GÜNLERDİR CEHENNEMİ YAŞIYORUZ!

Halka çadır ulaştırmak için günlerdir çabalayan mahalle muhtarı Can Tekin Uçar ise çaresizliğini, “Günlerdir cehennemi yaşıyoruz” diyerek özetledi. Ekinci Mahallesi’nin depremde büyük bir bedel ödediğini ifade eden Uçar, binaların yüzde 70’inin yıkıldığını belirtti. Evvelsi gün yaşanan 6.4 şiddetindeki depremde iki binanın gözleri önünde yıkıldığına tanık olan Uçar, buna rağmen mahalleye gelip yayın yapan bazı haber kanallarının her şeyi normalmiş gibi göstermesine sitem etti.

‘DEVLETTEN MUHATAP BULAMIYORUZ’

Mahalledeki temel ihtiyaçların karşılanması için muhatap bulamadığına dikkat çeken Uçar, hiçbir devlet yetkilisine ulaşamadıklarını söyledi. Neredeyse her gün Afet Merkez Koordinasyonu’na gidip valilikle, kaymakamlıkla, üst rütbeli askerlerle görüşüp sorunları dile getirdiğini belirten Uçar, ancak geri dönüşlerin çok hantal ve ağır olduğunu kaydetti.

‘16 GÜNDÜR ÇADIR, SU VE ELEKTRİK YOK’

Mahalledeki en büyük sıkıntının çadır olduğunu anlatan Uçar, “16 gün geçti ama hâlâ çadır yok. Hâlâ su ve elektrik yok. Çoluğuyla çocuğuyla, yaşlısıyla genciyle insanlar hâlâ arabalarında, barakalarında, ilkel yöntemlerle yapılan derme çatma naylon barınaklarda yatıyor. Gelen çok az sayıda çadır ise kimseye yetmiyor ancak ulusal basın asparagas haber yapıyor, sağlam bir binayı arkasına alarak algı yaratmaya çalışıyorlar. Bunların amaçları mahallemize gelecek yardımların önünü kesmektir” dedi.

‘DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI’

Kendi çabalarıyla yaptıkları derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veren mahalle halkı ise, dayanacak güçlerinin kalmadığını vurguladı. Artık nefes alamadıklarını belirten bir mahalle sakini, “Stresten artık dayanamıyoruz. Enkazların arasında 11 kişi üst üste bir çadırda kalıyoruz. Çadır yardımı bir türlü gelmiyor” derken, bir diğer mahalleli ise yaşadığı çaresizliği, “Biz mahvolduk, öldük, her şeyimiz gitti, yardım edin” diye haykırarak ifade etti.

AFAD 'ALLAH KURTARSIN' DEDİ

5.8 büyüklüğündeki depremin vurduğu Samandağ’da ise durum Defne İlçesi’nden farksız. Günlerdir çadır bekleyen halk, her gün aynı şeyleri tekrarlamaktan bıkmış durumda. Çiğdede Mahallesi’nde 85 yaşındaki yatalak annesiyle otobüs durağına sığınan Şekip Yılmaz isimli yurttaş, devletten hiçbir yardım gelmediğini, 16 gündür bu soğukta sokakta kaldıklarını söyledi. Son yaşanan depremde hasar görmüş evlerin de yıkıldığını belirten Yılmaz, “Yoldan geçen AFAD ekiplerini durdurmaya çalıştık ama tek söyledikleri, ‘Allah kurtarsın’ oldu. Annem yatalak, yürüyemiyor, kalkamıyor ama bu koşullarda yaşamak zorunda kalıyor. Biz Türkiye’de yaşıyoruz, buranın vatandaşıyız ama böyle bir şey görmedik. Resmen çaresizliğe terk edildik. Gidecek yerimiz de yok, böylece kala kaldık” diye tepki gösterdi.

‘EVDE EŞYALARIMIZ OLDUĞU İÇİN BURAYI TERK EDEMİYORUZ’

Ali Şahutoğulları, yıkılma tehlikesi olan evinin önünde kendi çabasıyla alabildiği çadır içinde kalıyor. Deprem sırasında Antakya’daki Akdeniz Hastanesi’ne yatan babasının ölüme terk edildiğine dikkat çeken Şahutoğulları, “Babamı hasta yatağında bıraktıkları için yıkılan hastanenin enkazında can verdi. Biz şu anda aile olarak 20 kişi korku içinde kendi çabalarımla bulabildiğim küçük bir çadırda kalıyoruz. Ne devletten ne muhtardan ne başka birinden yardım geldi. Evimiz yıkılmak üzere ama içindeki eşyaların çalınmaması için burada, yanı başında nöbet tutuyoruz. Hayvanlarımız da burada, gidecek bir yerimiz yok” dedi.