HBDH: Katliamların hesabını sormak için kavgayı büyütelim!
HBDH Yürütme Komitesi, Beyazıt’tan Halepçe ve Gazi’ye kadar tüm katliamların hesabını sormak için Birleşik Devrim mücadelesi zemininde, kavgayı birlikte büyütme çağırısı yaptı.
HBDH Yürütme Komitesi, Beyazıt’tan Halepçe ve Gazi’ye kadar tüm katliamların hesabını sormak için Birleşik Devrim mücadelesi zemininde, kavgayı birlikte büyütme çağırısı yaptı.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi yaptığı açıklamada şunları belirtti:
"Mart ayı katliamlarla anıldığı gibi büyük kalkışmalarla da anılan, sembolleşen bir aydır. Faşist devlet saldırılarının katliamlara vardığı ama aynı zamanda devrimci mücadele, irade ve kahramanlığında en net şekilde gösterildiği aydır. Mart ayı devrimci mücadeleyi büyütecek öfke inanç ve iradenin ayıdır. Bu anlamıyla devrimci mücadelemizin güç ve azim kaynağıdır. Bu kararlılıkla Beyazıt’tan Halepçe’ye, Gazi Katliamı'na tüm katliamların hesabını soracağız.
BEYAZIT KATLİAMI
Devrimci mücadelenin temel dinamik gücü olan gençler tarihin her döneminde iktidarcı faşist güçlerin hedefi olmuştur. Katliamlarla işkencelerle ve daha bir çok saldırı yöntemleriyle teslim alınmaya, yozlaştırılmaya, mücadele zeminlerinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Ancak gençlik her dönemde devrimci rolünü oynamaktan geri durmamıştır. 16 Mart 1978 tarihinde, Beyazıt meydanında gerçekleştirilen katliamda, gençliği teslim alma, sindirme saldırısı olarak gerçekleşti. Baskı ve saldırılara karşı sessiz kalmayan üniversite gençliği faşist kontra yapılar tarafından Beyazıt meydanında katledildiler. Katliamlar, gençliğin, özelde de üniversite gençliğinin devrimci mücadele ile buluşmasını engelleyemedi. Binlercesi devrimci mücadele saflarında en önde direnerek cevap oldular katliamlara. Bu günde devrimci mücadelenin en hassas aşamasında gençler kampüslerde sokakta teslim alınmadıklarını dağlarda ve şehirlerde elde silah faşizme kan kusturarak göstermektedirler.
HALEPÇE KATLİAMI
Kurdistan halkı, tarihin her döneminde işgalci faşist devletlerin katliam ve soykırım uygulamalarına maruz kalmıştır. Enfal operasyonlarıyla başlayan ve 16 Mart 1988 tarihinde tarihe kara ve kanlı bir sayfa olarak geçen Halepçe Katliamı da bu saldırılardan birisidir. Diktatör Saddam tarafından kimyasal bombalarla gerçekleştirilen bu soykırım sonucunda binlerce Kürt katledildi. Saddam'ın ardılları ve ortaklarınca bugünde saldırılar sürmektedir. Faşist Türk devleti öncülüğünde dört parça Kurdistan ve gerilla alanlarında kimyasal bombalar ve ileri teknik donanımlarla saldırılar hız kesmeden sürmektedir.
Kürt halkının özgürlük mücadelesini bastırmak amacıyla gerçekleştirilen tüm soykırım uygulamalarına rağmen Kürt halkının özgürlük mücadelesi kararlı bir şekilde büyümektedir. Dört parça Kurdistan bugün işgalcilere karşı büyük bir mücadele sahasıdır. Kurdistan halkları ve dostları bu soykırım saldırılarını yenecektir.
GAZİ KATLİAMI
Emekçi alevi halkı, hem tekçi faşist devletin karakteriyle bütünleşmediği hem de devrimci mücadelenin önemli bir odağı olduğu için defalarca katliamlarla yüz yüze kalmıştır. Maraş, Sivas, Çorum, Gazi gibi katliamlar alevi kitlesini teslim almak, sindirmek, asimile etmek, devrimci ilerici güçlerden koparmak amacıyla gerçekleştirilen katliamların başında gelmektedir. Yıl dönümü olması vesilesiyle 12 Mart 1995 Gazi Katliamı'nı ve bu katliamda yaşamını yitirenleri saygı ile anıyoruz. Faşist kontra çeteler eliyle gerçekleştirilen bu katliama Gazi başta olmak üzere diğer mahallelerdeki isyanlarla güçlü bir cevap verildi. Gazi Katliamı’yla gelişen halk isyanı aynı zamanda faşist soykırımcı düzenle nasıl mücadele edilmesi gerektiğini de çok açık bir şekilde gösterdi. İçinden geçtiğimiz faşizmin en koyu haliyle yaşandığı bu günlerde de faşizme karşı mücadelenin Gazi Katliamı'na karşı geliştirilen isyan hareketi gibi geliştirilmesi gerekmektedir. Bu gün toplum, bir bütün faşist soykırım saldırılarıyla yüz yüzedir. Rojava'dan Medya Savunma Alanları'na, metropoller de geliştirilen faşist uygulamalara kadar katliam saldırıları sürmektedir. Nasıl ki Gazi’de saldırı karşısında direniş daha büyük katliamların önünü kestiyse bu günde işçiler, emekçiler, aleviler, kadınlar, gençler, ezilen halklar hep birlikte direnerek faşist rejimi yıkabilir, katliamların önünü alabilir.
İşte tam da bunu başarmak için Halkların Birleşik Devrim Hareketi kuruldu. Faşizmi yıkmak özgürlüğü kazanmak için! 8. yılını geride bıraktığımız Birleşik Devrim mücadelemiz, halkların özgürlük umudu için var. Faşizme karşı mücadelemizi zafere ulaştırmak için, Beyazıt’tan Halepçe ve Gazi’ye kadar tüm katliamların hesabını sormak için Birleşik Devrim mücadelesi zemininde, kavgayı hep birlikte büyütelim.”