HEDEP engelliler için yüzde 10 istihdam kotası istedi

Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında düzenlenen basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Engelliler Günü dolayısıyla HDP Genel Merkezinde bir basın toplantısı düzenleyen Tülay Hatimoğulları, HEDEP'in tüm insanların adil ve onurlu bir yaşam hakkını savunduğunu belirtti.

"Ancak Türkiye’de milyonlarca engelli, temel yurttaşlık haklarına dahi ulaşamayarak, yaşamak zorunda bırakılıyor" diyen Tülay Hatimoğulları, HEDEP'in engellilik alanındaki politikalarını içeren "Engellilik Manifestosu"nu yayınladıklarını ifade etti. Bu manifesto, engellilere yönelik sağlamcı ideolojiyi eleştiren önemli bir metin olarak öne çıkıyor.

Tülay Hatimoğulları, engellilere yönelik ayrımcı, ötekileştirici ve dışlayıcı "sağlamcı dil"in yaygın olduğunu belirtti.

Tülay Hatimoğulları, bu konuda önemli bir çalışma olan "İçimizdeki Sağlamcı: Engellilere Yönelik Ayrımcı Tabirler Raporu"nu da paylaşarak, HEDEP'in bu dili değiştirmeye yönelik çabalarına vurgu yaptı.

Tülay Hatimoğulları, engelliliğin politik bir mesele olduğunu vurgulayarak, "Engelli hakları tümüyle insan hakları bağlamında savunulmalı. Engellilere yönelik şiddet, yoksulluk, kamu hizmetlerinden mahrum bırakma, AKP-MHP iktidarının politik tercihlerinin sonuçlarıdır" dedi.

Engellilere yönelik şiddet olaylarında cezasızlık politikasının işlediğine dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, engellilere bütçeden ayrılan payın yetersiz olduğuna ve istihdam konusundaki kotaların doldurulmadığına değindi.

Temsil hakkına da vurgu yapan Tülay Hatimoğulları, "Bugün nüfusun içinde engellilerin oranı yüzde 10 ise istihdam kotası da yüzde 10 olmalıdır” diye konuştu.

HEDEP Eş Genel Başkanı, “Engellilerin medyada, ekonomide, sanatta ve siyasette temsili eksik ve sorunludur. Sağlamcıların egemen olduğu bu alanlarda yeni eşitlikçi bir dil kurarak temsil alanları açılmalıdır" diye ekledi.

Son olarak, Tülay Hatimoğulları, yeni yılı engelli hakları için bir farkındalık yılı ilan etme çağrısında bulundu: "Gelin hep birlikte, ırkçı, cinsiyetçi, homofobik ve türcü olan kaba titreşimlerle ruhumuzu kuşatan bu kibirli ve sağlamcı dili dönüştürelim. Yeniden sürelim kolektif bahçemizi, sözümüz sevgi yüklü bir tohum, suyumuz nezaket, gübremiz feraset, ışığımız adalet, hasadımız eşitlik olsun.”