HEDEP Sözcüsü: Her yerde aday çıkarma eğilimimiz var
HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan, MYK toplantısında ülkenin her yerinde aday çıkarma eğilimin ortaya çıktığını açıkladı, "Stratejimiz kaybettirmek ya da kazandırmak değil, kazanmaktır" dedi.
HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan, MYK toplantısında ülkenin her yerinde aday çıkarma eğilimin ortaya çıktığını açıkladı, "Stratejimiz kaybettirmek ya da kazandırmak değil, kazanmaktır" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Merkez Yürütüme Kurulu’nun (MYK) yerel seçimlere ilişkin aldığı kararlara ilişkin HDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın Hakkari'de yaptığı, “Halkımız bizden her yerde seçime adaylarımızla girmemizi istedi” şekildeki açıklamalarını anımsatan Doğan, bu durumun ilgili kurullarda tartışıldığını belirtti. Bu durumun MYK’de de tartışıldığını dile getiren Ayşegül Doğan, “MYK’miz ciddiyetle tartışıp değerlendirdi ve Türkiye'nin her yerinde yerel seçimlere adaylarımızla girme eğilimi ortaya çıktı. Bu karar MYK önerisi olarak parti meclisinde değerlendirilecek. Daha önce yaptığımız birinci ve ikinci parti olduğumuz yerlerde aday adayı başvurularımızın 27 Kasım’da başladığını ve 10 Aralık’a kadar süreceğini açıklamıştık. Batı illerinde de komisyonlarımız kuruldu. Aday adayı başvurularını almaya başladık. Yani Türkiye’nin her yerinde yerel seçimlere kendi adaylarımızla girmek için hazırlıklarımız tamamlandı” diye konuştu.
'STRATEJİMİZ KAZANMAKTIR'
Ayşegül Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yerel seçim stratejimiz kaybettirmek ya da kazandırmak değil, kazanmaktır. Neyle nasıl kazanmak? Kent uzlaşısıyla kazanmak. Bu süreçte yapacağımız en önemli şeylerden biri de geliştirdiğimiz yerel seçim ve yerel yönetimler komisyonunun günlerdir hem sahada hem raporlarla hem de araştırmalarla çalıştıkları ve ortaya çıkardıkları yeni bir ön seçim modeli. Bu konuya ilişkin periyodik bir biçimde açıklamalar ve değerlendirmeler yapıyoruz. Her yerde, yani koşulların olduğu her yerde adaylarımızı ön seçimle belirleyeceğiz. Ön seçimleri her il ve ilçede, katılımcı, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü yerel yönetim anlayışımızın barış, özgürlük ve eşitlik talebinin görünür olduğu bir şekilde adeta bir demokrasi şöleni havasında gerçekleşmesini istiyoruz. Bunu da adayları belirlerken kent uzlaşısıyla sağlayacağız.
Kent uzlaşısı ne demek? Yani en geniş mutabakat. Şehirdeki her sesi duymaya çalışmak. Bir aday belirlerken, aday belirlediğimiz yerde en geniş kesimlere ulaşıp her sesi duymaya çalışmak. O sesi de katarak şehri yönetecek insanları belirlemek. Bu da bir ilk. Şöyle bir ilk. Normalde klasik ön seçim modellerinde partilerin üyeleri oy kullanabiliyor. Bizim geliştirdiğimiz ön seçim modelinde yalnızca partimizin üyeleri değil, yalnızca bileşen parti üyeleri de değil, demokratik kitle örgütleri, ailelerimiz, dünden bu yana emek vermiş, yöneticilik yapmış olanlar, bu süreçte sorumluluk alarak bizimle birlikte olabilir ve oy kullanabilir. Dolayısıyla kent hakkı için emek veren herkesin katılımı ve uzlaşıyla belirleyeceğiz adaylarımızı. Sadece belediye eşbaşkanları değil belediye meclis üyelerimizi ve il genel meclisi üyelerimizin 3’te ikisini ön seçimle belirleyeceğiz. Heyecanlıyız, kararlıyız, umutluyuz, kazanacağız. Türkiye’nin her yerinde seçime adaylarımızla girmek için hazırlanıyoruz. Kayyımları kalıcı hale getirmeye çalışanlar da bilsinler ki; partimize gönül veren, oy veren ve bunun için ağır bedeller ödeyenler, kayyum rejimine en güçlü cevabı kendilerine ve kentlerine kazandırarak verecekler.”