Karayılan’dan Riha ve Botan halkına çağrı
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde yaptığı açıklamada, Riha ve Botan halkına, “oyunu kendisine, kendisinden olana verme” çağrısında bulundu.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde yaptığı açıklamada, Riha ve Botan halkına, “oyunu kendisine, kendisinden olana verme” çağrısında bulundu.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, 31 Mart yerel seçimlerini Dengê Gel radyosuna değerlendirdi. Özellikle Riha ve Botan üzerinde duran Karayılan, yerel seçimlerin siyasetin belirlenmesinde önemli bir rolü olacağını kaydetti.
“Zalimlere ve bu halkın katillerine” oy verilmemesi çağrısında bulunan Karayılan, “Halkımız, kadını erkeğiyle, gençlik ve emekçileriyle, bu kutsal topraklar üzerinde yaşayan herkesiyle, değerlerine göre hareket etmeli, üzerinde yaşadığı toprağın tarihine göre hareket etmeli” dedi.
PKK Yürütme Komitesi Murat Karayılan’ın Dengê Gel’de yayınlanan röportajının ikinci bölümü şöyle:
Bakurê Kurdistan ve Türkiye’deki yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı. Kurdistan ve Türkiye’deki siyaseti iyi tanıyan biri olarak seçimler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Özellikle Riha ve Botan’daki seçim süreçleri hakkındaki neler belirtmek istersiniz?
Her ne kadar önümüzdeki bu seçim bir yerel seçim olsa da, bu seçimin de siyasetin belirlenmesinde önemli bir rolü olacaktır. Ancak ben seçimlerin geneli için herhangi bir şey belirtmek istemiyorum. Her partinin sorumluları vardır ve konuşuyorlar. Siyaseten halkımızı ve demokratik kesimleri temsil etme durumunda olan partilerin de eşbaşkanları konuşuyor ve değerlendirmeler yapıyorlar. Duruşlarına ve kararlarına saygımız vardır. Biz de izliyoruz. Bizim söyleyeceğimiz bir şey yoktur. Fakat sizin sorduğunuz üzere Urfa halkımız ve yine Şırnak-Botan halkımız açısından bazı hususları belirtmek istiyorum:
Bilindiği gibi Urfa önemli bir bölge. Çok kişi bu şehrin tarihi bir yer olduğuna, peygamberler şehri olduğuna değiniyor. Zaten bu bölgeden birçok tarihi de çıkmıştır. Araştırmalar gösteriyor ki, daha da çıkma ihtimali vardır. Tarihte yeri olan bir bölgenin günümüzde de tarihi ve kültürel açıdan bir rolü elbette olacaktır. Bu noktada en önemlisi Önder Apo’nun bu topraklar üzerinde büyümesi ve toplumsal kültürünü buradan almasıdır. Önder Apo, bugün dünya çapında en bilinen akademisyen, profesör ve filozofların, ‘görüşlerinden çok faydalanıyoruz; birçok şeyi ondan öğreniyoruz’ dedikleri bir önderdir. Hatta kimi profesörler, “Öcalan’ı her okuduğumuzda bir bakıyoruz ki biz de Öcalan’ın öğrencisi haline geliyoruz” dediler. Yani Önder Apo yalnızca PKK hareketinin lideri ve büyük bir irade ile 26 yıldır direnen bir başkan değildir. Önder Apo bugün, geliştirdiği kadın özgürlüğüne dayalı demokratik ekolojik toplum paradigması ile dünya çapında bir bilge ve bir önderdir. Dünya, çağı okurken Önder Apo’nun perspektiflerinden de faydalanıyor. Yani dünyanın dinlediği ve ondan bir şeyler öğrendiği bir kişi, akil bir insan Kurdistan’dan çıkmış. Kürt halkı bununla ne kadar övünse yine de azdır. Ve Kurdistan’da da Urfa-Amara köyünden böyle büyük bir insan çıkmıştır. Bu, Urfa halkı açısından da sevinilecek ve gurur duyulacak bir şey. Madem bugün dünyanın dört bir yanından insanlar Önder Apo’nun düşüncelerini öğrenmek ve ona göre dünyaya bakmak istiyorsa niye Urfa halkımız bundan nasiplenmesin ve uzak dursun? Bu bir çelişki olur. Urfa halkımızın da Önder Apo gerçekliğini görmesi, onun fikir ve düşünceleriyle kendini aydınlatması gerekir. O bir dehadır; tarihi bir bilgedir. Kutsal topraklarda, Hz. İbrahim’in mekanında bilimsel devrimci yeni bir İbrahimi çıkış yaşanıyor. Bu bir gerçekliktir. Kuşkusuz farklı anlamlara çekmeye gerek yok ama bilgesel anlamda yaşananlar, halkımız ve yine Ortadoğu halkları için verilen perspektifler göz önündedir ve tüm insanlık bugün bundan faydalanabilir. Bunun için Urfa halkımız da bunu görmeli ve kendisini demokrasi ve yurtseverlik çizgisinde çok daha fazla derinleştirmeli.
Urfa şimdi nasıl biliniyor? Sanki kim iktidarsa onun tarafında olan bir şehir olarak biliniyor. Uzaktan öyle görülüyor. Niye? Çünkü kendi çıkarını esas alan kimi aileler var. Bunlar kimin adil olduğuna veya kimin haklı veya haksız olduğuna bakmıyorlar. Yine kimin gerçek dini temsil ettiğine ve dine göre hareket ettiğine bakmıyorlar. Bunlar kendi çıkarlarına bakıyorlar. Ve maalesef bunlar topluma da etki ediyorlar. Ancak başta cefakeş kadınlar, gençler olmak üzere Urfa toplumumuz, Urfalı işçiler, Urfalı köylüler, herkes artık bilinçle yaklaşmalı. O kalantor ailelerin etrafında toplanıyorlar ve çoğu oylarını iktidar partisi AKP’ye veriyor. AKP bir zalimdir. Her gün o kadar Kürt öldürüyor. AKP, AKP değil. AKP, MHP’dir. AKP kendisini MHP’ye teslim etmiş, MHP’nin ırkçı zihniyetiyle bugün Kürt katili olmuştur. Sen neden kendi katiline oy veriyorsun! Bu yakışır mı? Günah değil mi! İnsanın zalimlerle, hırsızlarla birleşmesi ve oyunu onlara vermesi doğru bir şey olamaz. Urfa halkımız da artık bu gerçekleri görmeli. Çağrımız budur.
Şimdiye kadar Kürt kimliğini ve demokratik değerleri temsil edenlere oy vermeyip de iktidara oy veren herkes bilmeli ki; zalim ve hırsızlarla işbirliği, insanı günahkar eder. Böyle olmamalı. İnsan yurtseverliğine sahip çıkmalı. Bu sefer yurtseverliğin Urfa’da yükselme ve kazanma imkanı gelişmiştir. Hatta Urfa merkez de dahil olmak üzere Birecik’ten Siverek’e kadar Urfa’nın her yerinde sonuç alma imkanı vardır. Bunun için bu kutsal topraklar üzerinde yaşayan herkesin, ister Kürt olsun, ister Arap olsun, ister Türkmen olsun şehrine ve geleceğine sahip çıkması gerekmektedir. Önder Apo, bugün herkesin önündeki yolu açmıştır. İşte, Önder Apo’nun perspektifleri temelinde bugün Rojava Kurdistanı’nda tüm halkların nasıl birlikte kardeşçe yaşadığını görüyoruz. Çünkü Önder Apo’nun fikirleri yeni bir düşünce sistemidir; orada herkesin yeri vardır. Onun için Urfa halkının da bu gerçekliği görmesi, oyunu katillere ve hırsızlara vermemesi, oyunu kendisine, kendisinden olana vermesi gerekir. Herkese çağrımız budur. Özellikle de şimdiye kadar kendisini uzak tutanlara çağrımız, ellerini vicdanlarına koymaları ve hak yoluna girmeleridir. Zalimlere ve bu halkın katillerine oylarını vermemelidir.
Diğer bir şey ise, bütün halkı açlıkla boğuşur hale getirmişler. Niye halkı açlıkla boğuşur hale getirmişler? Niye bugün açlık vardır? Çünkü bu iktidar Türkiye’nin tüm parasını Kürtlere karşı harcamaktadır. Hepsini savaşa harcadıkları için bugün Türk ve Kürt halkları fakirlik yaşıyor ve aç kalıyor. Yani bu gerçeğin artık görülmesi, oyların hak yoluna verilmesi ve adaletin desteklenmesi gerekir. Çağrım Urfa’nın değerli yurtseverlerine, Kürt kadınlarına, Kürt gençlerine ve emekçilerinedir: Bu dönemde çok daha duyarlı olun; çok daha güçlü hareket edin. Her ne kadar az bir zaman kalmış olsa da başarıya inanın ve ona göre çaba sarf edin. Umut ediyoruz ki bu sefer Urfa’da yurtseverlik ve demokrasi kazanacaktır. Artık yurtseverler adaylar gerçekten sonuç alacak ve bu biçimde Urfa yöresinde de özgürlük ve demokrasi mücadelesinde bir yükseliş yaşanacaktır.
Şırnak halkımız için de özel olarak saygı ve selamlarımı sunuyorum. Şırnak, Botan’ın merkezidir. Botan ise Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nde rol ve misyon sahibidir. Şırnak yurtseverliğin kalesidir. Egîdlerin mekanıdır. Dijwarların, Rojhatların, Nûjînlerin, Kerimlerin mekanıdır. Bunun için Türk devleti bazı kişilerin eliyle bu kaleyi içeriden fethetmek istiyor. Ondan dolayı dışarıdan binlerce sahte oyu Şırnak’a kaydırıyor ve bu kaleyi ele geçirmek istiyor. Bu bir haksızlıktır. Her şeyden önce şimdiye kadar tarafsız duran vicdan sahibi kimseler bu haksızlığı kabul etmemelidir. Yani devlet tutuyor, o kadar asker ve polisini dönemsel olarak orada kalmaları için bölgeye getiriyor ama orayı alabilmek için onların kayıtlarını da oraya yapıyor. Bu bir haksızlık ve sahtekarlıktır. Bu bir hırsızlıktır. Diğer yandan aday gösterdikleri kişiler, evet belki Kürt olabilirler ama nasıl Kürtlerdir? Kürtlerin kanı üzerinden zengin olan Kürtlerdir. Bu türden ailelerdendirler. Bu halkın kanı üzerinden kendisini zengin eden kişilerdir. Halkımızın bu türden kişileri iyi tanıması gerekir. Bunlara oy vermek, o zulümkarlara oy vermektir. Nasıl ki halkımız zalimlere boyun eğmediyse, oy verme konusunda da aynı şekilde yaklaşmalıdır. Yani zulümkarlara karşı boyun eğmek vacip değil ama zalimlere oy vermek de haramdır.
Bizler bu seçimlerde yalnızca bazı kişilerin seçilmediğini bilmeliyiz. Hayır; bu yerel seçimlerde esas olarak Kürt halkının iradesi seçilmektedir. Çünkü AKP-MHP devleti Kürt halkının iradesini tanımıyor. İşte bundan önce Şırnak’ı çaldılar; yalan ve hileyle ele geçirdiler. Ama diğer yerlerde ise kayyum atadılar. Şimdi buna karşı Kürt olsun ya da olmasın, tüm yurtseverlerin ve demokratik bir sistem yanlısı olan herkesin çok çalışması, herkesi uyarması ve AKP-MHP anlayışıyla geliştirilen oyunları durdurması gerekiyor. Yani onlar da bu oyunların boşa çıkarılması için çalışmalı ve herkesi uyarmalıdır. Herkes oyunu doğru kullanmalıdır. Şayet Botan halkımız ve bölgedeki yurtseverlerimiz aile çevrelerini çok daha fazla devreye koyarlarsa ve çok daha fazla çalışırlarsa, karşılarında ne kadar oyun oynanırsa oynansın, yine de kazanacaklardır.
Şimdi Şırnak merkezde bazı önemli kişiler var. Ben de onları tanıyorum, onlar da bizi tanıyorlar. Bu kişilerden bazıları 2019 seçimlerinde dürüst yaklaşmadılar. Onu biliyoruz. Fakat kendilerini ajanların bir oyuncağı haline de getirmesinler. Yanlış yapmasınlar. Bu dönem önemli bir dönem. Bu dönemde o kişiler de yurtseverlik için hareket etmeliler, yurtsever adaylara destek olmalılar. Hem oy vermeliler hem de destek sunmalılar. Onların rollerinin de önemli olduğunu biliyorum. Beklentimiz, Botan’daki her Kürt'ün, her bir yurtseverin, ister köylü olsun ister şehirli, ister fakir olsun ister zengin; halkıyla birlikte olması yönündedir.
Botan halkı tarih sahibi bir halktır. Bir kahramanlık tarihi vardır. Bir rol ve misyonu vardır. Yurtseverliği temsil etmektedir. Buna leke sürülmemesi gerekir. Herkes bunun çabası içine girmeli ve böyle hareket etmelidir. Normal zamanda herkes Kürt olduğunu ve yurtsever olduğunu söyler. Önemli olan günümüz şartlarında, zor zamanda da yurtseverliğine sahip çıkmaktır. Bu önemlidir. Birçok kişinin bu şartlarda devletin yanıltıcı oyunlarına karşı uyanık olunması, tutum sahibi olunması ve ona göre hareket edilmesi beklentisi vardır. Umut edilen budur. Özellikle de Botan halkımız, kadını erkeğiyle, gençlik ve emekçileriyle, bu kutsal topraklar üzerinde yaşayan herkesiyle, değerlerine göre hareket etmeli, üzerinde yaşadığı toprağın tarihine göre hareket etmeli. Böyle yaklaşılması halinde, kesinlikle sonuç alınacağına inanıyorum. Beklentimiz de budur. Kutsal değerlerimiz kahraman şehitlerimizin de Botan halkından beklentisi bu yönlüdür.
Bu arada farklı bir şey daha belirtmek istiyorum: Geçen yıllarda Cizre ve Hezex’te bazı kişiler cezalandırıldı. Bu kişilerin akrabaları ve aile çevreleri iyi bilmeli ki bu konuda merkezi olarak aldığımız herhangi bir karar yoktur. O olaylar yöresel düzeyde gerçekleşmiş olaylardır ve üzerinde durulmaktadır. Sonuçları netleştiğinde ilgili çevrelere mektupla bu sonuçları aktaracağız. Biz tüm Botan halkımızı yurtsever kişiler olarak, hareketimizin insanları olarak görüyoruz. Dolayısıyla herkese sahip çıkıyoruz. İnanıyorum ki Botan halkımız da tarihine göre hareket edecek ve bu dönemde herkese gerekli yanıtı verecektir. Bu biçimde bu seçimlerde önemli bir sonuç elde edecektir. Bu temelde şimdiden herkese başarılar diliyorum.
Son olarak belirtmek istediğiniz bir şey var mı?
Sorularınız kapsamında gerekli şeylere yanıt verdim. Ancak önümüzde Ramazan Bayramı var. Ramazan Bayramı’nı şimdiden tüm halkımıza, bölge halklarına ve İslam alemine kutluyor, Ramazan Bayramı’nın iyiliklere, güzelliklere, özgürlüğe ve başarıya vesile olmasını diliyor, bizi dinleyen herkesi saygıyla selamlıyorum.