KCK: Kürt Özgürlük Hareketi her daim Şengal halkının yanındadır

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, DAİŞ çetelerinin 3 Ağustos 2014 tarihinde başlattığı Şengal saldırısının yıldönümünde yayınladığı açıklamada Kürt Özgürlük Hareketinin her daim Şengal halkının yanında olduğunu belirtti.

KCK AÇIKLAMASI

2014 yılında Türkiye destekli DAİŞ çetelerinin katliamında hayatını kaybedenleri anan KCK,  “Şengal katliamında yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor ve Kürt Özgürlük hareketi olarak her daim Şengal halkının yanında olduğumuzu belirtiyoruz” dedi.

Başta Irak devleti olmak üzere katliamcılardan yana olmadığını söyleyen herkesin Şengal halkının meşru ve demokratik mücadelesinin yanında olması gerektiğinin altını çizen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Şengal halkının iradesini ve demokratik meşru taleplerini dikkate almalı ve bu şekilde sorunun çözümünü sağlamalıdır. Doğru olan Şengal halkının sorunlarının diyalog ve demokratik haklar temelinde çözülmesidir” denildi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklaması şu şekilde: “3 Ağustos 2014 tarihinde DAİŞ eliyle Şengal'de Êzîdî halkımıza yönelik gerçekleştirilen fermanın üzerinden on yıl geçti. İnsanlık tarihinin en gaddar ve en vahşi soykırımlarından biri olan Şengal soykırımını ve bu soykırımda rol oynayan tüm güçleri bir kez daha büyük öfkeyle kınıyoruz. Katliamda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz. Şengal halkının ve bütün Kürdistan halkının derinden yaşadığı bu acıyı bizler de derinden hissediyor ve yaşıyoruz. Kürt Özgürlük Hareketi olarak dün olduğu gibi bugün de tarihsel, insani ve ulusal-yurtseverlik sorumluluğumuz gereği acısını yürekten paylaştığımız Şengal halkımızın yanında olacağımızı tekrardan vurguluyoruz.

Ne yazık ki, Şengal katliamı dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiş, ancak dünya gerçekleşen bu vahşet karşısında sessiz ve tavırsız kalmıştır. AKP rejiminin ittifak gücü DAİŞ tarafından yaşlı-çocuk demeden binlerce Êzîdî hunharca katledilmiş, binlerce kadın tecavüze uğramış, el konulup pazarlarda satılmıştır. Çok sayıda Êzîdî kadını bu vahşi ve insan ruhunun, yüreğinin kaldıramayacağı duruma düşmemek için intihar etmeyi yeğlemişlerdir. Hala binlerce Êzîdî kadını kayıptır, nerede, kimlerin elinde olduğu bilinememektedir. Êzîdî halkımızın 74. Ferman olarak tanımladığı Şengal katliamı Êzîdî halkımıza karşı yapılan en büyük katliamlardan biri olarak tarihe geçmiştir. Bu katliamda amaç Êzîdî halkımızın tümüyle ortadan kaldırılmasıydı. Dolayısıyla bir soykırımdır. Kürdistan Özgürlük Gerillasının müdahalesi ve Şengal halkının direngenliği sonucu topyekûn imhanın önüne geçilebilmiştir. Eğer Özgürlük gerillasının müdahalesi ve YPG-YPJ güçlerinin desteği olmasaydı yüz binlerce Êzîdî katledilecek ve Êzîdî halkımız tamamen ortadan kaldırılacaktı. Katliamcıların amacı buydu.

Şengal katliamı karşısında bütün devletler seyirci kalmış olmakla birlikte katliama zemin yaratan esas güç, DAİŞ saldırıya geçtiğinde Şengal halkını katliamla baş başa bırakarak kaçan KDP olmuştur. KDP, Şengal halkını katliamla yüz üstü bırakıp kaçmış ve böylece katliama zemin yaratmıştır. Dolayısıyla en az DAİŞ kadar KDP de Şengal katliamının sorumlusu ve suçlusudur. KDP bu ağır suçtan dolayı tarih önünde yargılanması ve hesap sorulması gereken bir güçtür. Fakat ne yazık ki hakikat bu iken ve bunu gerektiriyorken KDP hiçbir şey olmamış gibi utanmadan tekrardan Şengal'in hakimiyetinin kendisine verilmesini istiyor ve bunun için gizli, açık ve kirli faaliyetler içerisine giriyor. Şengal'e yönelik gerçekleşen saldırılar, Şengal'in ekonomik olarak kuşatma altında tutulması ve Şengal halkının bir daha ferman yaşamaması için kendini yönetme ve savunma talebinin kabul edilmemesi KDP'nin yürüttüğü faaliyetlerin sonucudur. KDP Türk devletini Şengal'e saldırtmakta, Irak devletinin de Şengal halkının meşru ve demokratik taleplerini tanımasını engellemektedir. Halkı ve ülkeyi malı-mülkü olarak gördüğünden Şengal halkının irade sahibi olmasını, kendi kendini yönetmesini ve savunmasını istemiyor, hakimiyetin kendisinde olmasını istiyor. Ancak ne kadar çabalarsa çabalasın gerek Şengal halkı gerekse de bir bütün Kürdistan halkı KDP'nin ve Barzanilerin gerçeğini artık daha iyi biliyor. KDP'nin tarihi ne yazık ki ihanet, teslimiyet ve kirlilik olmuştur. Barzanilerin derdi hiçbir zaman halk, ülke ve özgürlük olmamıştır. Tek dertleri bireysel-ailesel çıkarları olmuştur. Bu çıkarlar uğruna satmayacağı hiçbir değer yoktur. Tarih boyunca sürekli halkı katliamlarla yüz yüze bırakmış ve halkımıza büyük acılar yaşatmıştır. DAİŞ Şengal'e saldırdığında da aynı şeyi yapmış, kendilerini tehlikeye atmamış, ancak halkı katliamla yüz üstü bırakmışlardır. Bugün de Barzaniler Başûrê Kürdistan'ın işgalinde Türk devletinin yanında yer alıyor. Soykırımcı sömürgeci Türk devleti Barzanilere dayanarak Şengal de dahil Başûrê Kürdistan'ı işgal etmek ve soykırımı gerçekleştirmek istiyor. Türk devleti Başûrê Kürdistan'ı işgal ederek DAİŞ'in Şengal'de sonuca ulaştıramadığı soykırımı da gerçekleştirmeyi amaçlıyor.

Biz bir kez daha Şengal katliamında yaşamını yitirenleri saygıyla anıyor ve Kürt Özgürlük hareketi olarak her daim Şengal halkının yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Şengal halkının inancını, kimliğini, dilini, kültürünü yaşama ve kendini savunma mücadelesi tümüyle doğru, meşru ve demokratik bir mücadeledir. Başta Irak devleti olmak üzere katliamdan ve katliamcılardan yana olmadığını söyleyen herkesin Şengal halkının meşru ve demokratik mücadelesinin yanında yer alması gerekir. Bir kez daha belirtme ihtiyacı duyuyoruz ki, Irak devleti tarih boyunca soykırımlara maruz kalmış Şengal halkının iradesini ve demokratik meşru taleplerini dikkate almalı ve bu şekilde sorunun çözümünü sağlamalıdır. Doğru olan Şengal halkının sorunlarının diyalog ve demokratik haklar temelinde çözülmesidir. Demokratik ve insancıl yaklaşıma sahip olan herkesin bunu desteklemesi gerekir. Barzaniler ve Türk devleti Irak'ta sorunların çözümsüz kalması ve çatışmaların derinleşmesinin gayreti içindedirler. Başûrê Kürdistan'a yönelik işgal saldırıları da bu amaçladır. Dolayısıyla başta Irak devleti, Irak'ın siyasi güçleri, Irak'ın aydınları ve Irak toplumu olmak üzere herkes işgal, ilhak ve soykırımların sebebi olan Barzanilerin ve Türk devletinin planları karşısında durmalıdır.”