Son günlerde Kürt dili ve kültürüne yönelik ırkçı saldırılara dikkat çeken DEM Parti Wan milletvekili Mahmut Dindar ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Wan İl Eş Başkanı Harun Okay, Kürtlerin tüm saldırılara rağmen dilini ve kültürünü yaşatmaya devam edeceğini, buna da hiçbir gücün engel olamayacağını söyledi.

Mahmut Dindar, "Düğünlerimize, halaylarımıza, Kürtçe şarkılarımıza yönelik saldırılar var. Kurdistan'ın birçok ilinde bu uygulamalar ne insani, ne hukuki, ne de vicdanidir." dedi. 

DEM Parti Wan Milletvekili Mahmut Dindar, "Bu topraklarda binlerce yıldır yaşayan Kürt halkı, kültürünü yaşatacak, halayını çekecektir. Çeşitli bahaneler öne sürülüyor ama bu bahaneler yasal değil. Ortaya konulan hukuki gerekçeler AYM tarafından ve AİHM kararlarıyla reddedilmiştir. Kürtçe bizim varlığımızın sebebidir. Böyle bir uygulama kabul edilemez” şeklinde konuştu.

Dindar şunları ekledi:  “Derhal bu uygulamalardan vazgeçin, toplumun sinir uçlarıyla oynamayın. Yıllardır Kürt dilini her yolu mübah göndererek yok etmeye çalışanlar ama bunu başaramayanlar şimdi  bu  Kürtçeyi yok edeceklerini zannederek  toplumu ayrıştırmaya başladılar. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanına çağrımız bu politikadan vazgeçmeleridir. Kimin aklı ise bu akıldan vazgeçin. Sokakta, düğünde, evde her yerde dilimizi kültürümüzü yaşatmaya devam edeceğiz ve kimse bunu engelleyemez. Halkımız her yerde halay çekecek, şarkısını söyleyecektir. Bunu engellemeye kimsenin gücü yetmez." 

DBP Wan İl Eş Başkanı Harun Okay ise şunları söyledi:  "Kürt kültürünün önünü alamazlar. Kürt kültürü her zaman bu coğrafyada birleştirici unsur olmuştur. Kürt kültürüne yönelik bu politika coğrafyamıza ve bütün halklara zarar verecek bir politikadır. İl binamızda halay çekmek isteyen halkımıza bile polis saldırdı. Hemen sabahında İl Eş Başkanlarımız Veysi Dilekçi ve Gülşen Kurt gözaltına alındı. Wan'da, Amed'de Kürtçe trafik uyarılarına bile tahammül edemiyorlar. Ekonomide ve dış politikada sıkışan AKP-MHP hükümeti bu defosunu yine Kürtlere saldırarak kapatmaya çalışıyor. Bu şiddeti ve yasakları dün nasıl kabul etmediysek, bundan sonra da kabul etmeyeceğiz."