Marmara'daki cezaevlerinde bir yılda 8 bin 443 ihlal

Marmara'daki cezaevlerindeki hak ihlallerini açıklayan İHD, yıl içinde toplamda 8 bin 443 ihlalin yaşandığına dikkat çekti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara bölgesinde bulunan cezaevlerine ilişkin “2022 yılı Marmara Bölgesi Hapishanelerinde Hak İhlalleri” raporunu, dernek binasında düzenlenen basın toplantısı ile açıkladı. Raporu, İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, komisyon üyesi Mehmet Acettin ve Meral Nergis Şahin açıkladı.
Raporda, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün ülke genelinde 399 cezaevinin olduğu bilgisini paylaştığını, fakat genel müdürlüğün resmi web sitesinde ise bu sayının 481 olduğuna dikkat çekildi. Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın da 2 Ocak’ta cezaevleri kapasitesine dair yaptığı açıklamaya da yer verilen raporda, kapasitenin 286 bin 797 kişi olduğu ancak bu cezaevlerinde 341 bin 497 kişinin olduğuna  dikkat çekildi. Kapasiteye göre 54 bin 700 tutuklunun fazladan tutulduğuna da işaret edilen raporda, “118.738’i açık, 222.759’u kapalı bu hapishanelerde tutulmakta olan mahpusların; 298.975’i hükümlü, 42.522’si tutuklu; 200’ü LGBTİ, 13.737'si kadın, 12.045’i yabancı, 581‘i engelli, 1.453’ü ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü, 5.765‘i 65 yaş üstü, 2.511’i 18 yaş altı/çocuk mahpustan oluşmakta, Açık Ceza İnfaz Kurumlarında kurulu iş yurtlarında 60.767 mahpus sigortalı olarak çalıştırılmaktadır” denildi.

 
İŞKENCE, TECRİT, HAK İHLALİ, AYRIMCILIK


Cezaevlerinin 2022 yılında da işkence, onur kırıcı davranış, tecrit, sağlık hakkı ihlalleri, adalete erişim ve ayrımcılık gibi çok sayıda başlıkta ağır ve yaygın hak ihlallerinin yaşandığı yerler olmaya devam ettiği belirtilen raporda, “Hapishanelerin fiziki yapısı ve bundan daha çok ceza infaz mevzuatı ve uygulamalarının yol açtığı bu ağır ihlallerin çözümünü sürekli öteleyen yetkililer ise; sorunları görmezden gelerek, ya da zaman zaman yetkilerini kötüye kullanarak, düşmanca bir yaklaşımla mahpusların yaşam hakları da dahil tüm hak ve özgürlüklerini ihlal eden uygulamalara izin ve onay vermekte, iç hukuk ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı sorumluluklarını ihlal etmekte, bir başka deyişle suç işlemektedirler” ifadelerine yer verildi.
Yıl içinde 22 cezaevinin açıldığı ve 2023’te de 20 cezaevinin açılmasının planlandığının belirtildiği raporda, bu durumun ihlallerin daha da artmasına neden olacağına vurgu yapıldı. Bu ihlallerin sistematik olarak sürmesinin nedenlerine değinilen raporda, “Bu süreçte; hapishanelerin ve tutulan mahpusların sayısı kadar, hapishanelerde yaşanan ve sistematik hale getirilen hak ihlallerinin; siyasal rejim, iktidarın yönetme anlayışı ve insan haklarına yaklaşımı ile doğrudan bağlantısı dikkat çekmektedir. Uluslararası 2021 yılı raporlarına göre Türkiye Avrupa Konseyi ülkeleri arasında Rusya’dan sonra en çok mahpusun olduğu ikinci ülke durumundayken, Rusya’nın 16 Mart 2022 tarihinde üyelikten çıkarılması ile birinci sıraya yerleşmiş oldu. Ve belli ki açılacak yeni hapishaneler ile birincilikteki yerini korumaya kararlı” diye kaydedildi.

 
BAŞVURULARIN 337’Sİ POLİTİK TUTSAKLARDAN


Marmara bölgesinde bulunan cezaevleri başta olmak üzere 52 cezaevinden 395 başvuru alındığı belirtilen raporda, ihlallere dair en çok başvurunun Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutulan tutsaklar tarafından yapıldığının altı çizildi. Tekirdağ’dan 79, Silivri’den 62, Gebze’den 44, Kandıra F Tipi’nden 31, Maltepe L Tipi’nden 36 Edirne F Tipi’nden 29 ve diğer cezaevlerinden ise 114 başvuru yapıldığı paylaşılan raporda, en çok başvurunun ise Ocak ayında yapıldığı aktarıldı. Kadınlardan 82, LGBT’lilerden 2, erkeklerden ise 311 bir başvuru alındığı belirtilen raporda, başvuruların yüzde 87’nin politik tutuklulardan geldiği kaydedildi. Raporda, yapılan bu başvurularda onlarca ihlalin de yer aldığı belirtilerek, toplamda 6 bin 805 ihlalin yer aldığının altı çizildi. Bunun yanı sıra basın yoluyla da ulaşılan ihlallere yer verilen raporda, bu ihlallerin sayısının ise bin 638 olduğu belirtildi.
Raporda, en çok ihlalin ise işkence, darp, kötü muamele ve onur kırıcı bağlamında yaşandığına dikkat çekildi. Rapora göre; bu bağlamda en az 2 bin 421 ihlal yaşandı. Yaşam hakkı boyutuna dair ise en az 141 ihlalin yaşandığı bu ihlallerden 78’inin ölüm olduğu kaydedildi. Sağlık alanına dair de bin 273, açlık grevleri bağlamında 83, beslemeye dair 724, iletişim hakkına dair bin 499, adalete erişim hususunda ise en az 124, adil yargılanmaya dair ise 541 hak ihlalinin yaşandığı kaydedildi.
Bu ihlallerin ardından Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü (CTE), Meclis İnsan Hakları Komisyonu, Cezaevleri idareleri ve cezaevinin bulunduğu ilin İl İnsan Hakları kurullarına yazılar yazıldığı belirtilen raporda, ayrıca, Adli Tıp Kurumu, Savcılıklar, Sağlık Bakanlığı, Tabip Odası, belediye ve İl Hıfzıssıhha Kurumu ile de yazışmaların yapıldığı bilgisine yer verildi. Belirtilen kurum ve kurullara 2022 yılı boyunca 168 yazı yazıldığı ve bunlardan 68’ine geri dönüş alındığı belirtildi.

 
Y TİPLERİ


Raporda, “Tek kişilik hücrelerden oluşan, kapıların merkezi sistemle açılıp kapandığı, tuvaletle mahpusun kaldığı yerin birbirinden ayrılmadığı, ayakta sayımın dayatıldığı, mahpuslardan gardiyanlara başkan ya da abi diye hitap etmelerinin istendiği, mahpusun duvar dibinde yürümesinin istendiği yerler olarak bildirilen ve 2021 yılında gündeme gelen S tipi hapishanelerdeki uygulamaların daha ağırının hedeflendiği belirtilen 9 Y Tipi hapishane 2022 yılında açılmıştır. Mahpusun; diğer mahpuslarla iletişimini sağlayan sohbet spor hakkı halen kullandırılmamakta, görüşe gelecek kişiler görüş yapma yeterliliğine sahip olma şartı ile keyfi olarak kısıtlanmakta, kitap gazete vb. kısıtlamalarıyla beraber mahpus dış dünyadan tamamen yalıtılmaktadır. Bu durum mahpusun sadece sosyalleşmesini değil, sosyal dayanışma, kültürel gelişim, dışarıda olan biteni anlama, kendisini geliştirecek düşünsel araçlara ve bilgiye erişme imkanlarını da ortadan kaldırmış, mahpusu sert bir şekilde dışarıdan izole etmiş, yalnızlaştırmıştır” denildi.


İMRALI TECRİDİ


Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın da tutulduğu İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne dikkat çekilen raporda, “İmralı hapishanesinde uygulanan ağır tecrit koşulları bu dönemde de devam etmiş, 2022 yılı içerisinde İmralı Hapishanesinde tutulan Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslar için avukatları ve aileleri tarafından yapılan 145 görüşme talebi sonuçsuz kalmıştır. İnfazda eşitlik ilkesine aykırılıklar bu dönemde de devam etmiştir: Politik nedenlerle tutuklu bulunanlar bakımından mevzuatla desteklenen ayrımcı yaklaşım ve uygulamalar ciddi boyutlara varmıştır. Şartlı tahliyeden hastaneye sevklere kadar neredeyse her alanda politik nedenlerle tutuklu bulunanlara negatif ayrımcılık uygulanmaktadır. Ayrımcı uygulamalar, politik mahpuslar kadar olmasa da adli nedenlerle hapiste bulunan mahpuslar için de söz konusu olmaktadır. Bu nedenle artan sayıda adli mahpusun sorunları çözebilmek için açlık grevi yaptığı bilinmektedir” ifadelerine yer verildi.

 
GÖZLEM KURULLARIN İHLALLERİ


Raporda, infazı yakılan tutsakların durumuna da dikkat çekildi. Birçok tutsağın tahliye edilmesi gerekirken “iyi hali yok” üzerinden bunun engellendiği belirtilen raporda, şu ifadeler yer verildi: “Mahpusların ‘örgütlü ’mahpusların koğuşunda kalıyor olması, mahpusa gelen görüşçü, kimin para yatırdığı, okuduğu kitaplar, halay çekmesi, kutlama ya da anma yapması, hatta görüşe gelenlerin tutumları vb. durumların olumsuz iyi hal değerlendirmesine gerekçe yapıldığı ve mahpusların tahliyesinin engellendiği yönünde şikayetler giderek artmaktadır.” Gözlem Kurulu’nun bu kararları almasına neden olan yönetmenliğin hatırlatıldığı raporda, “Bu konuda hapishanelerin İdare ve Gözlem Kurullarına tanınan geniş takdir yetkisinin ayrımcılığa ve hak gaspına neden olacak şekilde kötüye kullanıldığı mahpusların ortak şikayeti haline gelmiştir” diye kaydedildi.