Meletî’nin köylerinde de devlet kayıp
Depremin vurarak sağlam tek bir evin bile bırakmadığı Meletî’nin Doğanşehir ve Akçadağ ilçelerine bağlı Topraktepe ve Ören köylerinde de devlet kurumları kayıp.
Depremin vurarak sağlam tek bir evin bile bırakmadığı Meletî’nin Doğanşehir ve Akçadağ ilçelerine bağlı Topraktepe ve Ören köylerinde de devlet kurumları kayıp.
Merkez üsleri Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan depremlerden etkilenen Kürdistan kentlerinden biri de Meletî oldu. Kentin Doğanşehir ilçesine bağlı Topraktepe ve Akçadağ ilçesine bağlı Ören köylerinde sağlam hiçbir yapı kalmamış durumda.
350 haneli Topraktepe ve 850 haneli Ören köylerinin depremden sonra tamamen yıkılmasının ardından devlet kurumlarından hiçbir yardım gitmemiş. Su ve elektrik sorunu yaşayan bu köylerde, halen enkaz altında olan besili hayvanlar var.
Topraktepeliler, Doğanşehir’e bin 500 metre uzaklıkta olmalarına rağmen AKP’li belediye başkanının kendilerini ziyarete gelmediğini söylüyorlar.
Köydeki evi yıkılan ve herkesin göç ettiğini belirten Ali Babur, deprem günü takip eden 3 gün boyunca köyde aç ve susuz yaşadıklarını kaydetti. Babur, kendi imkanlarıyla enkazlarda çalıştıklarını ve çadırlarını kurduklarını vurguladı.
Babur, şöyle devam etti: “Devlet 3 gün sonra geldi. O da çadırları ortaya atıp gitti. İzmir ve İstanbul gibi kentlerde kalan bizim köylüler bize yardım ettiler. O yardımlarla kendimizi toparlamaya çalışıyoruz. Elektrik 14 gün sonra geldi. Suyumuz halen yok. Çok şükür yiyeceğimiz var ama giyeceğimiz yok. Köyde 11 canımız öldü. Köyümüzdeki 350 hanenin hepsi yıkıldı. 700 nüfusluk köyümüzde şimdi 130 kişi kaldı.”
Şu anda en çok ihtiyaç duydukları şeyin barınma olduğunu söyleyen köylülerden Hasan Kayapınar ise şunları anlattı: “Artık çadırlarda yaşayamıyoruz. Soğukta kalamıyoruz. Yetkililere sesleniyoruz ama sesimizi duyarlar mı bilmiyoruz. İlk deprem zaten çok kötüydü. 2 gün boyunca aç ve susuz kaldık. AFAD ekibi 3 gün sonra geldi. Kurtarılacak insanlar vardı ama geç gelindiği için onlar da öldü.”
Köyün muhtarı İrfan Barlas da köyde herhangi bir kurtarma çalışmasının olmamasını eleştirerek, şunları ifade etti: “İlk gün, kendi imkanlarımızla yollarımızı açtık. İkinci depremde köy yerle bir oldu. Köyde yanarak ölenler oldu. Kimse yardıma gelmediği için kurtulacaklar olanlar da yaşamını yitirdiler. Yanarak ölenlerin kemiklerini topladık. Şu anda köyümüzün halini görüyorsunuz. Bize gelen yardımlara bile el konuldu. Malatya Büyükşehir Belediyesi iki paket gofret getirip geçmiş olsun dileklerini iletiyorlar. Geçmiş olsun dileklerinde zaten herkes bulunuyor. 16’ncı günde zor bela enkaz altındaki ölü hayvanları tespit etmeye gelmişler.”
Akçadağ’a bağlı Ören köyünde de durum farklı değil. Köydeki 850 hanenin yıkılması, insanların göç etmesi hem sosyal hem de kültürel dezavantajlara yol açıyor.
Köylülerden Mustafa Özer, depremden sonraki birkaç gün boyunca havanın soğuk olmasından dolayı arabalarda barındıklarını söyledi. Özer, yardımların devletten çok yurttaşlardan geldiğini belirterek, şunları paylaştı: “Devlet çok sonradan bir şeyler göndermeye başladı. Daha çok sivil insanlardan bizlere yardım geldi. Bizler artık başka şehirlere taşınmayı düşünüyoruz. Buradaki enkazı kaldıramıyoruz. Suyumuz ve elektriğimiz yok. MASKİ su hatlarını yapmaya çalıyor ama burada hayat kalmadı artık.”
90 yaşındaki Örenli Hasan Türkmenoğlu ise evinin yıkıldığını, kızının hasarlı evine taşındığını söyleyerek, “Evim yıkıldı. Çaresiz kaldım. Kızımın evine geldim. Gidecek bir yerim de yok. Hayatım boyunca 3 deprem gördüm ama böylesini görmemiştim. Bu deprem saniyede her yeri vurdu geçti” şeklinde konuştu.