Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Meral Danış Beştaş, ekonomik çöküşe değinerek, şunları söyledi:
“(...) Bunlar müjde değil, 5 bin lira pula döndü, emekliler açlıktan, yoksulluktan isyan halinde. Bir yandan bir bekleyiş yaratıyor sonradan müjde diye sunuyor, sanki bir lütufmuş gibi sunuyor. Müjde falan değil, Erdoğan her konuda konuştu, operadan söz etti. Keşke sanat alanına el atmasaydı, operadan anlıyor mu? Bilmiyorum soruyorum. Ekonomi kitabı yazmıştı Erdoğan, sık sık söylüyor. Ekonominin durumu ortada batırdı, yerle bir oldu, buhran oldu. Pervan Çakar üzerinden operaya da savaş açmış ve bizce sebep şu; operacıların sesi çok yüksek çıkıyor ya iyi seslendiriyorlar. Erdoğan’ın sesi üzerine ses çıkmamalı aslında bundan çok rahatsız bu nedenle operaya savaş açmış durumda ama bunun karşısında operayı sevenler, sanattan anlayanlar galebe çıkacak bunu biliyoruz.
Kara para, mafyatik ilişkilerle ayrıca halk sömürülmeye devam ediyor. Dolandırıcılık, kara para, fon dolandırıcılığı zeminini yaratan siyasi iktidardır. Vurguncular, çeteler, mafyalar, dolandırıcılar iktidardan siyasi iltimas görüyor."
Meral Danış Beştaş, şu değerlendirmeleri de yaptı:
"Ülkede resmi enflasyon yüzde 62. Bağımsız kuruluşlara göre yüzde 126’ya dayanmış. Emekliler 7500 lira gibi bir sefalet ücretine mahkum edilmiş ama öncelik bunlar değil. Öncelik olması gereken onlar değil, öncelikli her zamanki gibi sermayedarlar ve AKP yandaşları oluyor. Bu 80 madde bir dolu gerekçe saymışlar. AKP eskilerine ulufe dağıtmaya devam ediyor. Birisi huzur hakkı başlığı adı altında. Sahada çok karşılaştığımız bir şey. Gittiğimiz illerde AKP’nin aday adayları çok olur. Yüzlerce hatta binlerce olur. Seçilemeyecek yerde olan kişiler sordum neden diye. ‘Olur mu benim titrimde AKP aday adayı yazacak. Ben yarın öbür gün iş alacağım, doktorsam tayinimi alacağım, avukatsam istediğim davaları alacağım.’ Bu gerçek, hayat bu. AKP ile bir temasınız varsa mutlak bir fayda görürsünüz mantığı yerleştirildi. Bu da tam da öyle bir şey. Eski bakan mısınız, vekil misiniz, aday adayı mısınız her neyse mutlaka boş kalmazsınız. Ya bir üniversiteye ya bir kuruma yönetici olursunuz. Orada da boş kalmazsınız huzur hakkı alırsınız. İki üç yerden birden maaş alırsınız. Pek çok kamu kurumuna bankalara yönetim kurulu üyesi olarak atanırsınız. Orada da huzur hakkı adı altında bir kaç toplantıya gireceksiniz ve ballı ballı maaşlarınızı alıp yiyeceksiniz. Zehir zıkkım olsun. O bizim vergilerimizle oluyor. Erdoğan bir nevi bürokratik makam dağıtarak AKP’nin eskilerine ulufe dağıtıyor, mükafatlandırıyor. Halkın parasıdır bunlar. Zaten iki üç maaş alıyorlar. Vicdansızlığın dibidir bu. Hakikaten 7 bin 500 lira ile geçinmek zorunda olan emekli bir yanda 5-6 mal alan, yetmemiş bu torba kanunla huzur hakkı adı altında yeni paralar dağıtıyorlar.
Birileri ölsün ama birileri yatlarda, katlarda, lüks hayat sürsün istiyorlar. Ekonomi tercihleri budur işte. Yine yandaş müteahhitlere kolaylık sağlanıyor, burada da ek süre düzenleniyor. Yani onların yandaş müteahhitleri kar etsinler diye madde düzenliyorlar. Bunun kamu zararına olduğunu biliyoruz."