Serxwebûn: “İdeolojik ve örgütsel mücadele özgürleştirir”
Serxwebûn gazetesinin 517. Sayısı “İdeolojik ve örgütsel mücadele özgürleştirir” manşeti ile çıktı.
Serxwebûn gazetesinin 517. Sayısı “İdeolojik ve örgütsel mücadele özgürleştirir” manşeti ile çıktı.
Serxwebûn gazetesi, 517. sayısında olarak Ortadoğu merkezli 3. Dünya Savaşı, yaratılacak yeni toplum için gerekli olan ideolojik ölçüler ve ilkeler ve toplum düşmanlığı olan özel savaş ele alınıyor.
Derginin bu ayki sayısında Önder Apo’nun savunmalarından alınan “Komplo çemberindeki bir halkın özgürlük savaşçısı olmak” yazı dizisinin dördüncü bölümü “Asrın komplosunun iç yüzü nasıl anlaşılmalıdır” başlığı ile yer alıyor. Yazıda 6 Mayıs Komplosu ve yarattığı sonuçlar ve topyekün tasfiye planı olan 9 Ekim komploları ele alınıyor.
Gazetenin editör yazısında Küresel Özgürlük Hamlesi ve ortaya çıkardığı sonuçlar, 3. Dünya Savaşı'nın bir sistem içi savaş olduğu tespitleri, ulus-devlet yapılanmalarının yeni bir çöküşü olarak Suriye ve bu savaş içerisinde Özgürlük Mücadelesinin yeri konu ediliyor.
PKK MÜCADELESİNİN EVRENSELLİĞE KATKILARI
Ali Haydar Kaytan, bu sayıda da devam eden yazısının ikinci bölümde Ortadoğu’da oluşan toplumsal kimliği değerlendiriyor. Bu oluşan kimlik çerçevesinde, yüzlerce dil, kültür, din, mezhep ve etnik farklılıkların iç içe geçmiş yaşamının tarih içerisinde oluşturdukları Ortadoğululuk kimliğini ele alıyor.
SARA YOLDAŞ PARTİMİZİN DİRENİŞ RUHUNUN EN ÖNDE GELEN TEMSİLCİSİYDİ
Ali Haydar Kaytan Sakine Cansız’ı değerlendirdiği yazısında Sakine Cansız’ın bir direniş abidesi olduğunun altını çiziyor. Faşist sömürgeciliğin işkence tezgahlarındaki direnişçiliğini ve zindan dışındaki mücadele yaşamında tüm haksızlıklara karşı duruşunu değerlendiren Ali Haydar Kaytan yazısına devamla Sakine Cansız’ın mücadele içeresindeki pozitif duruşunu ve devrimci iyimserliğini de anlatıyor.
DEMOKRATİK ULUSUN KARAKTERİ ZİHNİYET VE KÜLTÜR ORTAKLIĞIDIR
PKK Yürütme Komite Üyesi Duran Kalkan “Yeni toplum inşası yeni insanla olur” tespitini yapıyor ve bunun da kadro ve toplum eğitimi demek olduğunu vurguluyor. Yeni toplumun inşasının bir eylem olduğunu ve eylemin de eğitimle olacağını belirten Kalkan, reel sosyalizmin çöküşünün bu eylemi gerçekleştirmemesinden kaynaklı olduğunu değerlendiriyor.
PKK Yürütme Komite Üyesi Duran Kalkan yazısında ayrıca ulus-devlet yapılanmalarını da değerlendiriyor ve milliyetçi şekillenmelerin ulus-devlet yapılanmalarını beraberinde getirdiğinin tespitini yapıyor.
ZİLAR STÊRK: SARA YOLDAŞ DİRENEREK KENDİNİ YARATMANIN ADIDIR
KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Zilar Sterk yazısında Sakine Cansız’ın (Sara) mücadele yaşamından kesitler sunuyor. Zilar Stêrk, yazısında ayrıca Sakine Cansız’ın Leyla Qasim, Rosa Lüksemburg ve Clara Zetkinlerin mirasçısı olarak yürüttüğü mücadele sonucunda bir evrensel değer haline geldiğini belirtiyor.
ÖZEL SAVAŞ TOPLUMA KARŞI İLAN EDİLMİŞ SAVAŞTIR
PKK Merkez Komitesi Üyesi Cemal Şerik yazısında özel savaşın birçok boyutuyla deşifrasyonunu yapıyor. Yazısında “Özel savaş, kuralsız bir savaştır. Tüm imkanların hedefe ulaşmak için kullanılan bir savaştır. Özel savaş, kişiyi kendine düşman haline getirme savaşı ve toplumu özünü boşaltma savaşıdır” tespitlerine yer veriyor.
APOCULUK, MADDİYATÇILIĞIN, TÜKETİCİLİĞİN VE HAZIRCILIĞIN REDDİDİR
Xelîl Poyraz yazısında PKK’de devrimciliğin çaba ve emekle hayata geçirilen bir üretim ve yaşam tarzı olduğunu belirtiyor. PKK yaşamının, ahlakı ve kültürünün bürokrasiyi reddettiğini belirten Poyraz, ahlak ve politikanın ortadan kalkması halinde toplumun da ortadan kalkacağı tespitinde buluyor.
İDEOLOJİK-ÖRGÜTSEL ÇİZGİ MÜCADELESİ ÖNCÜ MÜCADELEDİR
Şiyar Dersîm, Serxwebûn Gazetesinin 517. sayısındaki yazısında çizgi devrimciliğini ele alıyor. Parti’nin bir ideolojik birlik olduğunu ve çizgi devrimcisi olabilmek için de parti çizgisine katılınması gerektiğini vurguluyor.
DEVLETÇİ SİSTEM BİR ÖZNE-NESNE SİSTEMİDİR
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Xebat Andok yazısında devletli toplumların parçalı toplumlar olduğunu, biçimlerine bakılmaksızın tüm devletlerin halk ve halklar üzerindeki bir üst toplum olduklarının tespitini yapıyor. Andok, bu tespite devamla, devletin toplumu parçalayarak yarattığı alt toplumlar üzerinde kendisini sürdürdüğünü belirtiyor. Devletin karşısında ise güçlenen, kendi sorunlarını çözen, örgütlü ve iradeli bir toplumun devlete ihtiyaç duymayacağını belirtiyor.