'TÜİK’in sepetiyle bizimkisi aynı değil'

TÜİK enflasyonu açıkladı, Kamu emekçisi ve emeklilerine zam oranı da belli oldu. Kamu emekçileri de emeklileri de zamma tepkili, elektriğe yüzde 20 zam yapılırken kendilerine enflasyonun da altında zam yapıldığını söylüyor.

Türkiye’de kamu emekçi ve emeklilerinin maaşlarına yansıtılacak enflasyon farkı oranı belli oldu. AKP ve MHP iktidarı 2021’in ilk 6 ayı için bu anlamda yüzde 3 zam vermişti. 6 aylık enflasyon yüzde 8,45 olduğu için temmuzda yansıtılacak oran 5,45 olarak açıklandı. Yine TÜİK’in bu rakamı belirlediği Tüketici Fiyat Endeksi yani enflasyon rakamı ise yüzde 17,53 oldu.  Enflasyon farkı yansıtılmadan önce temmuz ayının ilk günlerinde elektrik ve doğalgaza ve de akaryakıta zam yağdı, birçok uzman bu zamların temmuz başında yapılmasını enflasyona yansıtmama çabası olarak okudu.

GERÇEK ENFLASYON YANSITILMIYOR

Yapılan zammı ANF’ye değerlendiren KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de temmuzda açıklanan zamların, kamu emekçi ve emeklilerin enflasyon farkına yansımaması için yapıldığını ifade ederken TÜİK’in belirlediği rakamın ise gerçek olmadığını söylüyor: “TÜİK’in açıklamış olduğu enflasyon rakamları zaten bizim açımızdan gerçekleri ifade etmiyor. Özellikle TÜİK’in hesap için oluşturmuş olduğu sepetteki ürünlerin çoğunun işçiler ve emekçiler tarafından tüketilmediğini zaten söylüyoruz. Bugün açıklanan enflasyon da yüzde 17,53 fakat gerçek enflasyonun yüzde 35-40’lara dayandığını biliyoruz. Türkiye’deki emekli ve kamu emekçileri açısından ciddi bir yoksullaşma olduğunu söyleyebiliriz. 16 aylık salgın ile birlikte artan işsizlik, 1 Temmuz’dan itibaren işten atma yasağını kalkması, işsizlik ödeneklerinin  ödenmemesi açısından da baktığımızda çok ciddi bir işsizlik rakamıyla da karşı karşıyayız. Bugün kamu emekçileri açısından 1’in 4'ünden emekli olan bir arkadaşımız, 30 yıllık öğretmenlik sonunda emekli maaşı olarak 3 bin 800 civarında bir ücret alıyor. Fakat yoksulluk sınırına baktığımızda 9 bin 500 TL'ye yaklaşmış durumda, açlık sınırı da 3 bin civarında. Hem kamu emekçileri, emeklileri hem de işçiler için yapılan artışın çok yetersiz olduğunu ve taleplerimizi karşılamadığını ifade etmek isterim. Bugün Türkiye’de 2 bin TL’nin yani asgari ücretin bile altında maaş alan 100 binlerce emekli arkadaşımız var. 

Biliyorsunuz hükümet bu zammı açıklamadan önce Temmuz ayının başında doğalgaz, ve elektriğe zam yaptı. Bu zamları haziran ayı sonunda yapsaydı enflasyon rakamlarına yansıyacaktı. Sırf enflasyon rakamları yükselmesin ve emekçiye az zam yapmak için  önceden bir açıklama yapıldı.” 

İNSANCA YAŞANACAK BİR ÜCRET TALEBİMİZ VAR

2 Ağustos’ta kamu emekçileri için toplu sözleşmelerin de olduğunu hatırlatan Bozgeyik, insanca yaşanabilecek, güvenlikçi ve savaş politikalarına heba edilmemiş bir bütçe için de mücadele edeceklerini vurguluyor: “Bizler KESK olarak kongremizi yaptık ve de bu toplu sözleşmeden hem kamu emekçileri hem de emekliler için insanca yaşanacak bir ücret mücadelemiz devam edecek. İktidarın özellikle savaşa, güvenlikçi politikalara ve de yandaş müteahhit çetesine, Kanal İstanbul gibi doğayı yok eden projelere son vermesi gerekiyor. Emekçilerin vergileriyle biriken kaynakların emekçilerden, halktan, kadınlardan ve gençlerden yana kullanılması en baş talebimiz. Mücadelemiz de bu temelde şekilleniyor.”

GÜNLÜK HARÇLIK İÇİN 50 KURUŞLUK OYA İŞLİYORUM

Hükümetin enflasyon farkı zammını sorduğumuz, 28 yıllık hemşirelik görevi sonrası emekli olan Gülsen Hüçkü ise 2 bin 900 lira maaş aldığını ve farkın en fazla 150 lira olarak yansıdığını bununla da geçinemediğini ifade ediyor: “150 liralık fark bir haftalık pazar parasını bile karşılamıyor. Kiralar çok yüksek, gıda fiyatları da öyle. TÜİK hangi markete göre bu fiyatları çıkarıyor? Biz en ucuz markette bile bunları alamıyoruz. Çok ucuz fiyatlara boncuk ve oya işliyorum sırf günlük harçlığım çıksın diye. Ama yaşım 65, gözlerim az görüyor o kadar emek veriyorsun, işliyorusun tanesi 50 kuruşa satılıyor.”

UYDURMA RAKAMIN BİLE ALTINDA BİR ZAM YAPILDI

Adını vermek istemeyen bir emekli ise 35 yıl kamuda memur olarak çalıştıktan sonra 2019’da emekli olduğunu, 3 bin 200 lira maaş aldığını anlatıyor: “35 yıl memurluk yaptım karşılığı açlık sınırı rakamının az biraz üstü. 150 lira civarı zam yansıyacak, o rakamla bir lokantaya gidip karnınızı bile doyuramazsınız. Öncesinde temmuz başında zamları yaptılar şimdi onun çok çok altında bir  yüzdelik bize yansıtılıyor. E temmuz ayı demek vergi dilimine girmek demek. Zaten verdiğini vergiyle zamla geri alacak. TÜİK neye göre hesaplıyor. Ben eskiden bir pazar arabasını 100 liraya doldurabilirken şimdi 200 liraya yarısını ancak dolduruyorum. TÜİK’in sepetiyle bizimkisi aynı değil. Zaten yüzde 17’lik bir enflasyona inanmıyoruz; ama elektriğe yüzde 20 zam yaparken bize verdikleri enflasyon farkı, o uydurma rakamın bile altında. Salgından bir tek şirketler mi etkilendi? Kendi ceplerini dolduruyorlar halk umurlarında değil.”