Taşdemir: Ya diktatörlük ya demokrasi!

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin konuşan HDP Milletvekili Dirayet Taşdemir, seçimlerin kadınlar için kritik bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Ülke bu seçimden sonra ya demokratik bir ülkeye ya da tamamıyla diktatörlüğe evrilecek” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Agirî Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere ilişkin ANF’ye konuştu.  2023 seçimlerinin ülkenin geleceği açısından çok kritik bir seçim olduğunu belirten Taşdemir, “Türkiye, bu seçimden sonra ya demokratik bir ülkeye evrilecek ya da tamamıyla diktatörlüğe evrilecek. Kadınlar için daha da önemli bir seçim. AKP iktidarı, son 21 yıldır kadınların bütün kazanımlarını, kadınların bütün yaşamın, kamusal hayattaki görünürlüğünü, siyasete ve aileye katılma biçimini, kadının öznelliğini bir bütün olarak reddeden politikalar yürütüyor. Toplumsal yaşamda özne olan ve politik yaşamın içinde karar verebilen kadın özgürlüğünde oldukça rahatsız olan bir AKP iktidarı var.

Toplumsal algıyla veya yasalar yoluyla kadınları geri çekmeye çalışıyor. Erkek ittifakı olan bu rejim kadın düşmanı bir ittifaktır. Kadınların geleceklerini, özgürlüklerini, varlıklarını korumak ve geliştirmek ve daha demokratik bir ülkede yaşamak için bu rejimin kaybetmesi gerekir. Kadınlar, özgürlükleri için bu seçimlere kilitlenmiş durumdalar. Daha eşitlikçi bir yaşamı örmenin yolunun bu rejimin kaybetmesinden geçtiğinin bilincindeler.”

KADIN KAZANIMLARI TARTIŞMAYA AÇILIYOR

Cumhur İttifakı’nın yeniden tartışmaya açtığı 6284 sayılı kanuna ilişkin de konuşan Taşdemir, şöyle devam etti: “6284 sayılı kanun, kadınları şiddete karşı koruyan bir yasa. Devletlere de bu anlamda sorumluluk da yükleyen bir yasa. Kadınların şiddete uğraması durumunda, devleti de bu konuda sorumlu hale getiren bir yasa. Bu yasa, uzun zamandır AKP’nin de gündemindeydi. İstanbul Sözleşmesi’nde de aynı durum yaşandı. Sözleşme bir gecede iptal edildi ve kadınlar çok ciddi mağduriyetler yaşadı, yaşıyor. Şimdiyse kadın hareketinin bir kazanımı olan, 6284 tartışmaya açıldı. Ama seçimlere giderken de ciddi bir kadın muhalefeti var. AKP içinde farklı sesler yükselse de, ideolojik olarak kadınları tamamen devletin korumasından çıkaran, devletin sorumluluğunu ortadan kaldırmak isteyen bir bakış açıları var.”

KRİZİN FATURASINI KADINLAR ÖDEDİ

Deprem bölgelerinde kadınların yaşadıklarını aktaran Taşdemir:  “Bir çok yerde aslında toplumsal cinsiyet eşitliğine inanmayan, buna göre hazırlık yapmayan, bu perspektifle aslında hiç bir kurumu işletmeyen bir iktidar gerçekliği var. Deprem bölgelerinde kadınların ihtiyaçları önemsizmiş gibi algılandı. Kriz ya da afet anlarında tamamıyla bütün sorumluluk kadınların omzuna bırakıldığına deprem sonrasında şahit olduk. Ailelerini veya yakınlarını kaybeden kadınlar, yaşama tutunmak için çadırlarda da devletin sorumluluğunda olan birçok işi üstlendi. Devlet, çamaşır yıkamaktan yemek yapmaya, çocuk bakmaktan ailenin psikolojisi ile ilgilenmeye, toplumsal ilişkileri tekrar ayakta tutmaya kadar bu sanki kadınların işiymiş gibi onlara bıraktı. Deprem bölgelerinde yaşanan afet bir krize dönüştü. Bu kadar başarısız iktidarın faturasını en ağır ödeyen kadınlar oldu” diyerek konuşmasını sonlandırdı.