TKP/ML tutsakları Y Tipi cezaevlerine karşı açlık grevine başladı
Türkiye ve Kurdistan'daki cezaevlerinde bulunan TKP/ML tutsakları, kamuoyunda kuyu tipi olarak bilinen Y Tipi cezaevlerine karşı açlık grevine başladı.
Türkiye ve Kurdistan'daki cezaevlerinde bulunan TKP/ML tutsakları, kamuoyunda kuyu tipi olarak bilinen Y Tipi cezaevlerine karşı açlık grevine başladı.
Türkiye’de 2018 yılında sessizce açılan ve bir süre sonra siyasi tutsakların konulduğu, kamuoyunda kuyu tipi olarak adlandırılan ve ağır hak ihlallerinin yaşandığı Y Tipi cezaevlerine karşı tutsakların direnişleri devam ediyor. En son Nurettin Kaya adlı tutsağın ölüm orucuyla yeniden gündeme gelen Y Tipi cezaevlerine karşı Türkiye ve Kurdistan’da bulunan TKP/ML tutsakları 5 günlük açlık grevine başladıklarını duyurdu.
Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri (PŞTA) tarafından yapılan açıklamada, tutsakların belli talepler doğrultusunda açlık grevine başladıkları duyuruldu.
PŞTA tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Y tipi hapishaneler kapatılsın, İdare ve Gözlem Kurulları kaldırılsın, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kaldırılsın, süreli yayınlara erişimde BİK şartı kaldırılsın, kitap kotası uygulaması sonlandırılsın, hasta tutsaklar serbest bırakılsın, tutsaklar için insan onuruna uygun tedavi koşullar yaratılsın!” denildi.
Açıklamada Y Tipi cezaevlerinin dar, tek kişilik hücrelerden oluştuğu, güneş görmeyecek şekilde tasarlandığı, "insanı diri diri tabuta koyma" fikrinin hayat bulması olduğu vurgulandı.
PŞTA tarafından yapılan açıklamada tutsaklar taleplerini şöyle sıraladı:
Y tipi hapishaneler kapatılsın!
İdare ve Gözlem Kurulları kaldırılsın!
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kaldırılsın!
Süreli yayınlara erişimde BİK şartı kaldırılsın, kitap kotası uygulaması sonlandırılsın!
Hasta tutsaklar serbest bırakılsın! Tutsaklar için insan onuruna uygun tedavi koşullar yaratılsın!"
'TECRİT DERİNLEŞİYOR, TUTSAKLARIN YAŞAMI TEHLİKE ALTINDA'
PŞTA adına konuştuğumuz Sevim Kalman, hapishanelerde artan hak ihlalleri ve tecrit koşullarının tutsakların yaşamlarını tehlikeye atan bir boyuta ulaştığını, özellikle son birkaç yıldır baskıların had safhaya ulaştığını belirterek şunları söyledi: “Hapishanelerde her geçen gün hak ihlalleri artıyor, tecrit derinleşiyor. Tüm hapishanelerde devrimci tutsaklar bu saldırılara karşı direniyor. Birkaç yıldır ciddi hak gaspları yaşanıyor. Bu hak ihlallerine ve varlığı ve niteliği pek duyurulmayan yeni bir tip olarak inşa edilen Y tipi tabutluklara karşı TKP/ML dava tutsakları 5 günlük açlık grevine başladı. Açlık grevi eylemi artan hak gasplarına ve özel olarak Y tipi tabutluklara karşı tutsakların direneceklerinin ilanıdır. Tutsaklar üzerinde tecrit artarken aynı zamanda dışarıda da tutsaklarla olan bağımız zayıflatılmaya çalışılıyor. Evlatlarımızı, arkadaşlarımızı, eşlerimizi, kardeşlerimizi görmemiz ve onlarla bağ kurmamız türlü yollarla engelleniyor. Neredeyse her yıl, Mecliste nasıl yaptıklarını utançla izleyebildiğimiz görüntülerle yaptıkları kanunlarla tutsaklar üzerindeki tecrit derinleştiriliyor."
'BİRÇOK TUTSAK İNFAZ YAKMA TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA'
Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri ve baskıların tutsaklarla dışarının bağını kopartmayı, onları tecrit altına almayı hedeflediğini belirten Sevim Kalman, “Her hapishanede farklı farklı uygulamalar söz konusu. Bu uygulamalar tutsakların dışarıyla bağını koparmak üzere yapılıyor. Birkaç yıldır özellikle 'finans' operasyonları ile tutsakların yakınlarıyla olan bağı tamamen ortadan kaldırılmak istendi. Bu, devletin tutsaklara ve yakınlarına yönelik saldırıların yeni biçimiydi. Bu yolla tutsaklar dayanışmadan yoksun kılınarak tümden tecrit edilmek isteniyor. Bir avuç aile ve bu ailenin parçalanması sağlanarak tutsaklar yalnızlığa itiliyor. Ziyaretçi ve iletişim yasaklarının keyfi biçimde ve sıklıkla uygulanmasının amacı bundan başka ne olabilir... Zaten dışarıyla olan bağı zayıflatılmak istenilen tutsakların iletişim kurmaları engelleniyor. İdare ve Gözlem Kurulları ile tutsakların tahliyeleri engelleniyor. Birçok tutsak infaz yakmalarla karşı karşıya kalmış durumda. Bu kurullarda tutsaklara keyfi sorular yönlendiriliyor ve tutsakların tahliyeleri engelleniyor. Hatırlıyoruz, bu infaz yakmalar yüzünden çok sayıda hasta tutsak sağlık sorunları nedeniyle ölümün eşiğinde tahliye edildi ve birçoğu katledildi.”
'TUTSAKLARIN SESİ OLALIM, DAYANIŞMAYI BÜYÜTMELİYİZ'
Muhalif basının içeriye verilmediğini, birçok yayının engellendiğini, görüşlerin kısıtlandığını belirten Sevim Kalman, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Biz tutsak aileleri ve yakınları olarak içeride tutsaklarla olan dayanışmayı büyütmeliyiz ve onların sesiyiz ve bu ses güçlenmek zorundadır. Tam da buradan hareketle Y tipi tabutluklarına değinmek istiyorum. Bu yeni tipteki kuyu tipi hapishaneler tutsaklar üzerinde tecrit saldırısının kapsamlı bir biçimi. Yalnızlaştırılan, toplumdan soyutlanan tutsaklar açıkça söylemek gerekirse zifiri karanlığa gömülmek isteniyor. İşte bu yüzden bugün tutsakların sesi olmak, onların sesini dışarıya taşımak önem taşıyor. TKP/ML dava tutsaklarının 5 günlük açlık grevi eylemi de bunun için bir çağrıdır. Bu çağrıya duyarlı tüm kişilerin ses vermesi gerekmektedir. Türkiye hapishanelerindeki her tutsağın sesi olmak önem taşımaktadır. Onların sesi olalım, onlarla dayanışmayı büyütelim. Evlatlarımızın ve yakınlarımızın, mahpusların yalnızlaşmasına izin vermeyelim! Onlar bizdendir, onlar bizimdir…”