Tülay Hatimoğulları açlık grevini selamladı: Tecrit hemen kaldırılmalı
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, tutsakların açlık grevini selamlayarak, tecridin derhal kaldırılması gerektiğini söyledi.
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, tutsakların açlık grevini selamlayarak, tecridin derhal kaldırılması gerektiğini söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bir dizi ziyaret gerçekleştirmek için Riha'ya geldi. Riha-Mêrdîn karayolunda bulunan Harran Üniversitesi kavşağında çiçeklerle karşılanan Tülay Hatimoğulları ve beraberindekiler, ardından Haliliye ilçesine geçti. Halepli Bahçe ve Balıklıgöl esnafını ziyaret ederek, onların sorunlarını dinleyen Hatimoğulları, Halepli Bahçe mahallesinde oturan ve hasta olan Barış Annesi Ayşe Tekin'i ziyaret etti.
Tülay Hatimoğulları, daha sonra Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde halk buluşmasına katıldı. Riha'nın ağır bedeller ödeyen bir kent olduğunu söyleyen Tülay Hatimoğulları, "İŞİD Kobanê'yi ele geçirmeye çalışırken burada direniş tarihi yazıldı. Kobanê’de, Kuzey ve Doğu Suriye ile en çok dayanışma Urfa topraklarında gerçekleşti. Bunun elbette her açıdan bedelini ağır bir şekilde burada ödüyor Urfa halkı. Birçok sınır kentimiz gibi IŞİD, El Nusra gibi insanlık düşmanı, demokrasi ve kadın düşmanı olan örgütler buralarda cirit atıyor" diye kaydetti.
Kobanêli çocuklarla dayanışmak üzere Türkiye ve Kurdistan'ın farklı kentlerinden gelen 33 düş yolcusunun Pirsûs'ta katledildiğini hatırlatan Tülay Hatimoğulları, hapishanelerdeki duruma değindi. Hasta tutsaklar ve infazı yakılan tutsaklara dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, "Bu ülkede bir rejim değişikliği yapıldı. Faşist rejim, bu ülkeyi yönetirken cezaevlerini daha beter hale getirdi. Cezaevleri içinde cezaevleri inşa ettiler. Hasta tutsakların hastaneye gitmesine bile izin verilmiyor. Tedavi edilmesi gereken hasta tutsakların yüzüne bakmıyorlar. Bu kadar acımasız, ağır işkenceci bir rejim var” dedi.
İMRALI TECRİDİ VE AÇLIK GREVİ
Cezaevlerinde "Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" talebiyle açlık grevi başlatıldığını anımsatan Tülay Hatimoğulları, “Şimdi Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kırılması için, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için cezaevlerinde dönüşümlü açlık grevleri başlamış durumda. Oysa talep edilen basitçe bir insan hakkıdır. Talep edilen Türkiye Anayasası'nın uygulanmasıdır. Bunu dahi uygulamayanlar insanların bedenlerini açlığa yatırmalarına sebep oldu. Urfa’dan bütün Türkiye’ye sesleniyoruz; Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit derhal kaldırılsın ve fiziki özgürlüğü derhal sağlansın” ifadelerini kullandı.
'ROJAVA'DA KÜRT ÇOCUKLARI ÖLDÜRENLER FİLİSTİN'İN YANINDA OLAMAZ'
Tülay Hatimoğulları, Barış Annesi'ni ziyaretine işaret ederek, "Bize gözleri dolarak şunu söyledi; 'Toprağın altında o kadar çok insan var.' Evet toprağın altında çok sayıda Kürt ve Türk genci var. Toprağın altında Ortadoğu’da devam eden savaşlar nedeniyle Arap genci var. Biz savaşlar dursun diye mücadele ettik bugüne kadar. HEDEP olarak hem Türkiye’de Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesi için, hem de bölgenin acilen barışa kavuşması için mücadele ettik. Bizim mücadelemiz, sahtekarca ve yalancı gözyaşı dökerek Filistin halkının yanında olduğunu iddia edenler gibi değildir. 'Filistinli çocuklar ölmesin' diyen Erdoğan, aynı saatlerde Rojava’da Kürt çocuklarını öldüren İHA ve SİHA’ların kalkışlarının emrini veriyor. Bunu kabul edemeyiz. Filistin halkının dün olduğu gibi bugün de yanındayız. Ateşkes devam ediyor ve bir daha silahlar konuşmayana dek devam etmesini istiyoruz. Filistin halkıyla dayanıştığımızı buradan bir kez daha ilan ediyorum. Erdoğan’a diyoruz ki; Filistin halkı için söylediğin sözleri Kürt halkı ve çocukları için de söylemelisin. Ama buna cesaretin yok” şeklinde konuştu.
HEDEP ADININ DEĞİŞTİRİLMESİ
Partisinin kısa ismi olan HEDEP’in Yargıtay tarafından kabul edilmediğini belirten Tülay Hatimoğulları, "HEDEP güçlü bir duygu bağı oluşturdu toplumda. İşte tüzük değişikliğimizi onaylamayan Yargıtay, sarayın emri ile davranan Yargıtay, bu adımıza bile tahammül edemeyip ismimizi değiştirmemizi istiyor. Seçimlerde herhangi bir sorun yaşanmaması için bizler kısa adımız olan HEDEP’i değiştireceğiz. Ama şunu bilsinler, bugüne kadar kapatılan bütün partilerimize rağmen dimdik ayaktayız. Parti demek tabela demek değildir; parti sizsiniz, parti Türk halkı, Kürt halkı, Ermeniler, Araplardır, Süryanilerdir. Partimiz Alevi, Sünni, Hristiyan’dır. Kadınların, emekçilerin ve bu ülkedeki bütün insanların partisidir. Hiç kimse ismimizi değiştirerek, bu düşüncelerimiz ve paradigmamızın ortadan kalkmasını beklemesin” ifadelerini kullandı.
YEREL SEÇİMLER
Yerel seçimlere kısa bir süre kaldığını söyleyen Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi: "Yerel seçimler yaklaştı. Bir süredir halklarımıza şu çağrıyı yapıyoruz; yarın seçim olacakmış gibi lütfen çalışmalarımıza başlayalım. Kapı kapı dolaşalım, gitmediğimiz ev ve sıkmadığımız el bırakmayalım. Bugüne kadar sadece oy verenlere değil, bize hiç oy vermemiş insanlara da gidelim ve anlatalım. Bu iktidarın kayyumcu zihniyetini anlatalım, bu iktidarın halkın iradesini tanımayarak onlara nasıl kayyum atadığını anlatalım tek tek. Kayyumların bu ülkede nasıl hırsızlıklara imza attığını anlatalım. Çalıyorlar, çırpıyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Bütün Türkiye ve dünya duysun ki Urfa’da kayyum atanmış tüm belediyelerimizi kayyumun elinden alacağız, halk yönetecek, biz yöneteceğiz, halkın iradesi tecelli edecek.”
Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Bu ülkeyi ikinci yüzyılında demokratikleşme sözümüz var. Bizler HEDEP olarak dün olduğu gibi bugün de bu ülkenin demokratikleşmesi için, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınları yok sayan, kadınları dışlayan bu iktidarın anlayışına karşı kadın mücadelesini hep birlikte yükselteceğiz. Tıpkı Jîna Emînî'nin İran’da yükselttiği ses gibi. 'Jin, jiyan, azadî' diyen sesler gibi biz kadınlar mücadelemizi yükselteceğiz."
Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyet, temaslarını Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Riha İl Binasında farklı inanç ve etnikten halkların temsilcileri ile yapılan toplantıyla sürdürdü.