Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için Kod 46 ile tazminatsız işten atılan çoğu kadın Tarım-Sen üyesi işçilerin direnişi, üç maymunu oynayan patron Arzu Şentürk’ün tüm engellemelerine rağmen kararlılıkla sürüyor. Seslerini duyurmak için çalmadıkları kapı kalmayan kadın işçiler, direnişlerinin 98. gününde, pazartesi günü son çare olarak Bergama’nın merkezinde çıktıkları bir binanın çatısında polis tarafından işkenceyle gözaltına alındı. Gözaltına alınan direnişteki öncü işçilerden Tarım-Sen Yönetim Kurulu üyesi Ayten Yavuz, ANF’ye konuştu.
‘CANIMIZA TAK ETTİ!’
Seracılıkta dayatılan kölece çalışma koşullarına karşı ilk sendikalı olup, Kod 04 ile işten atılan Ayten Yavuz, çatıya çıkma nedenlerini, “Artık canımıza tak etti” diyerek açıkladı. Bugüne kadar parti ayırt etmeden çalmadıkları kapı kalmadığına işaret eden Yavuz, ancak kimsenin sorunlarını çözmediğini ifade etti. Son çare olarak bir binanın çatısına çıkmaya karar verdiklerini belirten Yavuz, “Sendika başkanına bile haber vermedik. Bergama Cumhuriyet Meydanı’ndaki bir binanın çatısına 6 kişi çıktık ve 45 dakika sonra gelen polis hiçbir güvenlik önlemi almadan bize müdahale etti. Bergama Emniyet Müdürü geldi ve yaka paça, yerlerde sürükleyerek gözaltına aldırdı. Bizi gözaltına alanların hepsi erkek polisti. Arkadaşımız Şirin Yıldırım’ın bileği büküldü, 61 yaşında Naime Tekkahraman’ı sürüklediler. Bir de utanmadan hakkınızı mahkemede arayın dediler. Ben niye hakkımı aramak için 5 sene bekleyeyim?” dedi.
‘VAR OLAN HAKLARI DEVLET ÇİĞNİYOR!’
Bergama Karakolu’nda 8 saat gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldıklarını anlatan Yavuz, bir kere daha kolluğun, siyasetçilerin, bütün mekanizmanın sermayenin hizmetinde olduğunu gördüklerini söyledi. Aylar geçmesine rağmen ne tazminatını ne de Ağustos maaşını alabildiğine dikkat çeken Yavuz, bunun resmen emek hırsızlığı olduğunu vurguladı. Sendikalı olma hakkının anayasal bir hak, bir işçinin maaşını ve haklarını gasp etmenin ise suç olduğunu hatırlatan Yavuz, var olan kanunların alenen devlet tarafından çiğnendiğini, bu suça da herkesin ortak olduğunu söyledi.
‘61 YAŞINDAKİ NAİME ABLA’YI ÇATIYA ÇIKARAN DEVLETE YAZIKLAR OLSUN!’
Direnişlerinin başından beri yaşadıkları hukuksuzluğun duyulmadığını belirten Yavuz, şöyle konuştu: “Ne iktidar ne muhalefet sesimizi duydu. CHP’nin, TİP’in kapısını çaldık ama kimse bizimle uğraşmak istemiyor. Patron Arzu Şentürk’ün bizzat nikah şahidi olan CHP Milletvekili Tuncay Özkan bize söz verdi ama bırakın sözünü tutmayı, telefonlarımıza bile cevap vermiyor. Bir de eylem biçimlerimizi eleştiriyorlar. Çatıya çıktığımız zaman CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, ‘Böyle eylem biçimi olur mu?’ demiş. Bize hangi çareyi bıraktılar ki böyle konuşuyorlar. CHP’li belediye başkanlarından milletvekillerine kadar çalmadığımız kapı kalmadı. Artık canımıza tak etti. Zaten Bergama Belediye Başkanı Hakan Koşlu ve Dikili Belediye Başkanı Kırgöz’e bunu açıkça belirttik. Onlardan rica ettik, eğer bir gün intihara kalkışırsak haberleri olsun dedik. Ama kimsenin umuruna gelmedi. Anlayacağınız herkes sermayenin yanında, işçiler sahipsiz, kimsesiz. Eğer 61 yaşındaki Naime Abla torun seveceği yerde 18 yıllık gasp edilen emeği için son çare olarak çatıya çıkıyorsa bu devlete yazıklar olsun! Diyecek bir şey kalmadı.”
Gasp edilen maaş ve tazminatlarını alana kadar mücadeleyi bırakmayacaklarının altını çizen Yavuz, “Ne olursa olsun, emeğimizin peşini bırakmayacağız” vurgusunda bulundu.