Yeni bir talanın önü açılıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sınırsız yetkiler veren kararnameyi eleştiren Mimar Şerefhan Aydın, yeni bir talanın önünün açıldığını vurguluyor.

Depremin etkilediği ve OHAL kapsamında yer alan illerde yerleşme ve yapılaşma konularının yer aldığı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararnamede orman ve mera alanlarının yapılaşmaya açılmasından imar planlarının askıya çıkmamasına kadar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na neredeyse çok büyük bir yetki alanı tanıması, yeni bir talan mekanizmasının ortaya konulduğunu gözler önüne seriyor.

SINIRSIZ VE TAMAMEN KURALSIZ YETKİLER VERİLMİŞ

ANF’ye kararnameyi değerlendiren Diyarbakır Mimarlar Odası eski Şube Başkanı Mimar Şerefhan Aydın, bakanlığın süper güçlerle donatıldığını söylüyor: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na süper yetki tanınmış.  Bu kararname bakanlığa tamamen kuralsız, afet durumundan kaynaklı ‘Ne yaparsan haklısın, yaptığın her şey meşrudur’ müsaadesi veriyor. Tek adam rejiminin tek bir kuruma verilmesi demek adeta. Bu kararname diğer uzmanlık alanları olan kurumların es geçilmesi, sivil toplumun, meslek örgütlerinin tamamen devre dışı bırakılması demek.

Bir nevi meslek örgütleri ya da diğer kurumlar hatta diğer bakanlıkların da denetim mekanizması görevi ortadan kaldırılıyor. Bakanlıklar, tüm bu meslek örgütleri, sivil toplum tamamen susturuldu ve herhangi bir söylem söylemde bulunmanın önü de kapatıldı kararnameyle. Ama tabii meslek örgütleri sadece yasayla iş yapmıyor. Tamamen toplum vicdanına göre çalıştıkları için elbette ki TMMOB gibi kuruluşlarımız gerekli tepkiyi gösterecek. Ama yapılan düzenleme hukuki olduğu için buradan atılacak adımların önü kapatılmış.

Örneğin yapılan planlar daha önce askıya çıkarıldı. Askıda bir itiraz varsa meslek örgütleri buna itiraz edebilirdi. Ve bazen de diyelim ki vicdan, hukuk devreye girip bu planlar durdurulabilirdi. Ama şu an o süreci de tamamen ortadan kaldırıyor bu kararname. Yeni bir talanın önü açılıyor diyebiliriz rahatlıkla.”

EKOLOJİK BİR YIKIMIN ÖNÜ AÇILIYOR

Kararnamede özellikle mera ve ormanlık alanların yapılaşmaya açılmasının ekolojik yıkıma sebebiyet vereceğini söyleyen Mimar Aydın şunları aktarıyor: “Normal şartlarda mera alanları dokunulmazdır. Çünkü bölgedeki özellikle hayvancılığın yapıldığı ve hayvanların beslendiği temel alanlardır. Dolayısıyla bu olmazsa olmazdır. Ancak şu an bu kararnameye göre mera alanları direkt bakanlığın talebi doğrultusunda vasfı değiştirilip hazineye devredilecek. Ekolojik bir yıkımın önü açılıyor. Şu ana kadar en azından meralarla onlara bir beslenme alanı yaratılıyordu. Ama artık diğer canlıları, hayvanları artık görmezden gelin diyor.

Onun dışında orman alanlarına dönük de yine aynı karar var. Örneğin bazı şeyleri de ‘düşünüyoruz’ diyebilmek için orman alanlarına sadece iki kat büyüklüğünde yapılaşma olacak deniyor. Ayrıca başka arazilerin ormana dönüştürüleceği gibi çok saçma sapan bir derleme de var. Orman dediğimiz öyle hemen bir çırpıda oluşabilecek yerler değil. Uzun bir zaman ihtiyacı olan alanlardır. Dolayısıyla ekolojik dengeye ciddi bir müdahale olduğunu ve büyük bir talan alanının yaratıldığı ortada.”

ARTÇILAR SÜRERKEN YAPILAŞMA OLAMAZ

Yapılaşmanın bu kadar acele şekilde yapılamayacağını anlatan Mimar Şerefhan Aydın, özellikle artçılar devam ederken bunun çok riskli olduğunun da altını çiziyor: “Deprem ve artçılar sürerken herhangi bir yapı yapılamaz, çünkü sağlıklı olmaz. Diyelim ki beton döküldü, o esnasında artçı oldu ve beton kurumadan hareket ettiği zaman onun aderansının (yapışma) tutması mümkün değil. Aynı şekilde kullanılacak kalıpların bir titreşimde dağılacağı, o betonun döküleceği ve demirlerin yamulacağı gibi tespitler var mesela teknik olarak. Ancak burada zaten kararnamede diyor ki, ‘her ne olursa olsun zemin etüdünün yapılması gerekir.’ Oysaki teknik açıdan bu bir yıl tamamlanmadan zemin etüdünün sağlıklı bir sonuç vermeyeceği de biliniyor.

Mesela diyor ki, ruhsat yapılırken yeni bir yapılaşma alanı belirlendiğinde imar planlarını direkt bakanlık hazırlayıp onaylatacak. Dolayısıyla bunun için normalde tüm projelerin hazırlanmadan, ruhsat verilememe durumu var, ancak bu kararla birlikte diyor ki sadece vaziyet planı ile ruhsat verilebilir. Maalesef bu hükümetin ve bakanlıkların pratiklerini bildiğimiz için kaygılıyız. Çünkü tüm bunlar zaten var olan bu talan düzeninin bir nevi daha da büyüyeceğinin bir göstergesi.”

AFAD BAKANLIĞA KAYNAK AKTARACAK

Kararnamedeki önemli bir maddeye de dikkat çeken Şerefhan Aydın, özellikle AFAD’ın topladığı yardımların bu maddeyle bakanlığa aktarılabileceğine işaret ediyor: “AFAD'ın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na kaynak aktarımı gibi bir madde var. Bu da deprem için toplanan yardımların direkt buraya aktarılacağı gibi bir sonuç doğurabilir. Hükümetin 20 yıllık pratiğinde inşaat ekonomisi üzerinden büyüdüğünü ya da kendini oradan ayakta tuttuğunu biliyoruz. Ama inşaat da çöktüğü için burada ciddi bir şaibe durumunun olacağı söz konusu. Aynı şekilde ihalelerle ilgili madde de şeffaflığa tamamen gölge oluşturacak şekilde tasarlanmış.”