Yerel seçimlerde çok sayıda belediyeyi kazanan CHP’nin ilk icraatı işçi kıyımına gitmek oldu. Bu belediyelerden Çiğli Belediyesi’nde 10 Haziran 2024 tarihinde ÇİBEL Temizlik Hizmetleri’nden 122 ve Çiğli Gıda İnşaat Turizm Şirketi’nden ise 25 işçinin iş akdi, Kod 04 ile gerekçe gösterilmeksizin tek taraflı feshedildi. Mesai öncesi telefonlarına gönderilen kısa bir mesajla işten atıldıklarını öğrenen işçiler, belediyenin önünde başlattıkları direnişi, Ankara’daki CHP Genel Merkezi binasının önüne taşıdılar. Ancak tıpkı bir dönem Şişli Belediyesi’nden haksız bir biçimde atılan ve direnişlerini CHP Genel Merkezi önüne taşıyan Şişli Belediyesi işçileri Turan Aktaş ve Kakil Yazar’a yapıldığı gibi, CHP yönetimi bu kez de Çiğli Belediyesi işçilerini görmezden gelerek işçi düşmanı pratiğini sürdürüyor. Örgütlü oldukları DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın İzmir 8 Nolu Şubesi tarafından da yarı yolda bırakılan işçiler, 27 gündür genel merkezin önünde direniyor. Çoğu kadınlardan oluşan direnişteki işçiler, en son seslerini duyurmak için gittikleri CHP Kadın Kolları Kurultayı’nda bizzat CHP Genel Başkan Özgür Özel tarafından zorla salondan çıkarıldılar. Bu kadın işçilerden Sibel Yıldırım, ANF’ye konuştu.
TASARRUF TEDBİRLERİ BAHANE YANDAŞLIK ŞAHANE
Belediyenin ÇİBEL Temizlik Hizmetleri’nde 9 ay çalışan Sibel Yıldırım, 20 işçiyle birlikte haksızca elinden alınan işine geri dönmek için CHP Genel Merkezi önünde direniyor. 10 Haziran 2024 tarihinde herhangi bir gerekçe gösterilmeden iş akitlerinin tek taraflı olarak feshedildiğini belirten Yıldırım, mesai saatlerine yarım saat kala telefonlarına gelen bir mesajla kapı önüne konulduklarını öğrendiklerini anlattı. Bunun sebebini sorduklarında, gerekçe olarak mali tablonun gösterildiğini anlatan Yıldırım, “Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız bize, ‘Mali tablo belli. Bütçe yok. İşçilerin parasını ödeyemiyorum. Eğer sizi çıkarmazsam diğer işçilerin parasını ödeyemem, üç gün sonra onlar da sizin gibi eyleme çıkar’ açıklamasını yaptı. Ama bizi işten attıktan sonra kendi yakınlarını işe aldırdı, tasarruf tedbirleri bunun sadece bahanesi oldu” dedi.
‘ESKİ YÖNETİMLE YENİ YÖNETİM ARASINDAKİ SÜRTÜŞMENİN KURBANI OLDUK’
Atılan işçilerin listesinin de neye göre, kime göre oluşturulduğunu bilmediğini söyleyen Yıldırım, “Sözüm ona seçime 2 ay kala işe girmişiz biz. Bu da safsata, bu da yalan. Çünkü aramızda 1 yıllık, 3 yıllık, 5 yıllık, 10 yıllık arkadaşlar var. 4 hamile kadın arkadaşımız var, kanser hastası olup tedavi gören arkadaşlarımız da var. Ben eski yönetimle yeni yönetim arasındaki sürtüşmelerin kurbanı olduğumuzu düşünüyorum” diye konuştu.
‘ÖZGÜR ÖZEL SÖZÜNÜ TUTMADIĞI GİBİ KADIN İŞÇİLERİ KURULTAYDAN KOVDU!’
21 işçi olarak direnişi CHP Genel Merkezi’ne taşıdıkları ilk gün CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüştüklerini belirten Yıldırım, “Bize, Çiğli Belediyesi olmasa bile mali durumu iyi olan başka bir ilçe belediyesinde işe aldırmak için yönetimlerle konuşacağının sözünü verdi. Ancak haftalardır sözünü tutmadığı gibi kadın işçiler olarak sesimizi duyurmak için gittiğimiz CHP Kadın Kolları Kurultay'ından, bizi polis eşliğinde kovdurdu. En kötüsü de kurultaya Çiğli’den gelen kadın arkadaşlarımız bile bizi görmezden geldi. Gerçekten çok üzüldük. Özgür Özel bir de ‘Burası yeri değil’ dedi. Yeri neresi o zaman sormak lazım. Biz genel merkez önünde günlerdir direniyoruz ama bizi gören, duyan yok” diye tepki gösterdi.
‘BİR BARDAK SU BİLE VERMEDİLER!’
Birkaç yıl önce kanser tedavisi gören Yıldırım, 27 gündür Genel Merkez önünde taşa serdiği kartonlar üzerinde yatıyor. Direnişlerine başladıkları günden beri CHP yönetiminden kimsenin kendileriyle muhatap olmadığına dikkat çeken Yıldırım, merkezin bahçesinden içeriye girmelerinin dahi yasaklandığına işaret etti. Bir bardak su bile vermediklerini anlatan Yıldırım, “Genel merkez bize kapısını açmadı. Tuvalet ihtiyaçlarımız için lavabolarını bile kullanamıyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamak için çevredeki kafelere gitmek zorunda kalıyoruz. Kafeler kapandıktan sonra da Ticaret Bakanlığı’nın lavabosunu kullanıyoruz. Kurultay öncesi CHP eski Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka genel merkeze geldi. Ona seslendik, destek istedik, onunla konuşmak istedik. Yanımıza geleceği sözünü vermesine rağmen uğramadı bile. Ertesi gün yine genel merkeze geldi, yine kendisine seslendik ama hiç oralı olmadı” dedi.
‘SENDİKA DA YARI YOLDA BIRAKTI’
Örgütlü oldukları DİSK Genel İş 8 Nolu Şube’nin de kendilerini yarı yolda bıraktığını belirten Yıldırım, Ankara Genel Merkez önüne direnişlerini taşıdıklarında sendika şube yönetiminin, ‘Ankara’ya gitmeye kendi iradenizle karar verdiniz. Biz size destek değiliz’ dediğine dikkat çekti. Bu yüzden direnişin giderlerini kendi ceplerinden karşılamak zorunda kaldıklarını anlatan Yıldırım, şunları kaydetti: “Yiyecek, içerek ihtiyaçlarımızın çoğunu kendi cebimizden karşılıyoruz. Bize yardım eden dernekler de var. 3 gün önce Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile de görüşüldü. ‘Neden DİSK’e satılık dediniz? Bu çok ağırımıza gitti’ demiş. Görüşmeye giden arkadaşlarımız da 8 Nolu Şube yönetiminin hiçbir şekilde yanımızda durmadığını anlatmışlar. Bir de şube yönetimi Sendikanın genel merkezine bize yemek verdiğini söylemiş. Biz Çiğli’de direnirken yemeğin y’sini görmedik; sabah bir şişe su, akşam bir şişe su gördük, başka da bir şey görmedik. Sonuçta biz buraya keyfimizden gelmedik. 35 gün Çiğli Belediyesi önünde direndik ve sonuç alamadığımız için direnişi buraya taşıdık. İşimizi geri istiyoruz ama yanımızda sendika yok. Kaderimize terk edilmiş durumdayız, kendi mücadelemizi kendimiz veriyoruz. Direnen arkadaşlarımızın çoğu kadın ve çoluğu çocuğu olanlar var. Yani burada sadece biz işçiler değil, ailelerimiz de aynı mağduriyeti yaşıyor. Ama kararlıyız, hakkımızı alana kadar, işimize geri dönene kadar direnişimize devam edeceğiz.”