Stockholm Mahkemesinden yapılan açıklamada, Lina Ishaq isimli kadının “soykırım, insanlığa karşı suçlar ve ciddi savaş suçlarından” suçlu bulunduğu, eylemlerinin cihatçı DAİŞ tarafından Êzidîlere yönelik daha geniş bir saldırı çerçevesinde olduğu belirtildi. 

Üçü kadın ve altısı çocuk olmak üzere dokuz kişi, DAİŞ çetelerinin Êzidîlere  karşı işlediği suçlara ilişkin İsveç'te açılan bu ilk soruşturma kapsamında sanığa dava açmıştı. 

Mahkeme, “Bu kadın onları Suriye'nin Reqa kentinde yaklaşık beş ay boyunca esir tuttu ve onlara kendi malı ve kölesi gibi davrandı” dedi.

Karara göre, Êzidîler hareket özgürlüğünden mahrum bırakıldılar, dinlerini yaşamaları yasaklandı, ev işlerini üstlenmek zorunda kaldılar ve bazılarının DAİŞ’in diğer üyelerine verilmek edilmek üzere fotoğrafları çekildi. 

Mahkeme, Lina İshaq’ın “mağdurların nakline katıldığı için, onların hapsedilmeye ve köleleştirilmeye devam etmelerine izin vermekten de sorumlu” olduğunu belirtti. 

Mahkeme ayrıca “genel köleleştirme sisteminin” DAİŞ taraafından  “Êzidî nüfusunun mağduru olduğu soykırım, insanlığa karşı suçlar ve aleni savaş suçlarının işlenmesinde uygulanan önemli unsurlardan” biri olduğunu vurguladı. 

Yargıçlar ayrıca kadının DAİŞ’in “dini bir grubu yok etme niyetini paylaştığını” da tespit etti. 

Lina Ishaq, 2022 yılında 12 yaşındaki oğlunun DAİŞ tarafından çocuk asker olarak kullanılmasına izin vermekten hüküm giydiği için mevcut durumda tutuklu bulunuyor.

İsveç istihbarat servisi Säpo'ya göre, dörtte biri kadın olmak üzere yaklaşık 300 İsveçli ya da İsveç'te ikamet eden kişi, özellikle 2013 ve 2014 yıllarında Suriye ve Irak'ta DAİŞ’e katıldı.