Eşit haklar talebiyle ilk defa 14 Haziran 1991 tarihinde ulusal greve giden İsviçreli kadınlar, 28 yıl aradan sonra eşitlik, adalet ve özgürlük talebiyle 14 Haziran 2019 tarihinde tekrardan ulusal bir greve gitmişti. Covid-19 salgını nedeniyle 2020’de sokağa inmeyen kadınlar, aradan geçen 2 yıla rağmen talepleri dikkate alınmadığı için bu yıl ülke genelinde tekrardan aynı talepler üzerinden greve gidiyor. Sendikalar ve kadın örgütleri öncülüğündeki grev kapsamında iş bırakan kadınlar, bulundukları kentlerde alanlara çıkıyor. Ulusal greve, çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşu da destek veriyor.
ÜCRET EŞİTSİZLİĞİNE İSYAN
Kadın-erkek arasındaki ücret eşitsizliği gerçekleşen ulusal kadın grevinin temel argümanı olsa da kadınlar, “Saygı, cinsiyetçi politikalara son, daha fazla zaman ve eşitlik” talebiyle iş bırakarak alanlara çıkıyor. Kadınları greve götüren bir diğer önemli nokta ise kadınların cinsiyetlerinden kaynaklı birçok alandan dışlanması, şiddete maruz kalması ve ataerkil sisteme duydukları öfke.
KADINLAR DURURSA DÜNYA DURUR
Covid-19 önlemleri nedeniyle merkezi eyleme gidemeyen kadınlar, grev kapsamında her kentte düzenlenen eylem ve etkinliklere katılarak taleplerini dile getiriyor.
Mor renkleriyle alanlara çıkan kadınlar, “Eşit işe, eşit ücret”, “Kadınlar durursa dünya durur”, Ne ataerkil ne de sınır”, “Direniş tek çaremiz” dövizleri taşıyor. Yetkilileri kadına yönelik ayrımcı uygulamalara ve politikalara karşı harekete geçmeye çağıran kadınlar, eşitsizlik devam ettikçe kadınların alanlarda olmaya devam edeceğinin mesajını veriyor.
Ulusal kadın grevi kapsamında düzenlenen etkinliklerin merkezlerinden birisi de başkent Bern. Sabah saatlerinden itibaren kentin en işlek caddelerinde standalar kurarak greve giden kadınlar, saat 18.00 düzenlenecek büyük yürüyüşe hazırlanıyor. Yürüyüş öncesi kameralarımıza konuşan UNİA Sendikası yöneticilerinden Tabea Roli, Leena Schmitter ve grevcilerden Valentina Pagani, ulusal kadın grevinin anlam ve önemine dikkat çekti.
Ulusal Kadın Grevi kapsamında akşam saatlerinde birçok kentte eş zamanlı yürüyüşler gerçekleştirilecek.
TALEPLER
“Greve gidiyoruz çünkü;” diyerek manifestolarını açıklayan kadınların temel taleplerinden bazıları şu şekilde:
“Greve gidiyoruz çünkü;
İş dünyasında ücret eşitsizliği ve ayrımcılıktan bıktık.
Saygınlıkla yaşamamıza imkân tanıyan bir gelir istiyoruz.
Bizler ev emeğimizin iş olarak tanınmasını ve bunun paylaşılmasını istiyoruz.
Ev işlerimiz göz önüne alınarak kadın olmamızdan kaynaklı çalışma süremizin düşürülmesini istiyoruz.
Çocuk eğitimi ve bakımı sadece kadınla sınırlı değil, kolektif bir çalışma olmasını istiyoruz.
Bizler cinsiyet ve cinsellik konusundaki seçimlerimize özgürce karar vermeyi talep ediyoruz.
Bir kadın olarak seçimlerimizde saygı görmeyi ve özgür olmayı talep ediyoruz.
Cinsiyetçi, homofobik, transfobik şiddeti reddediyoruz.
İltica hakkı temel bir haktır, yaşamlarımız tehlikedeyken geri gönderilmeyi reddediyoruz.
Medyada, eğitim sistemi ve birçok alanda eril dilin kullanılmasına son verilmesini talep ediyoruz.
Okullarda cinsel eşitlik, cinsellik ve kadın bedeni üzerine farklı konularda dersler verilmesini istiyoruz.
Kapitalist kârın değil, insanların ortak çıkarlarına hizmet ettiği bir toplum istiyoruz.
Kadının görünmez kılındığı ve ataerkil sistem üzerine kurulan bütün kurumların yapısının değiştirilmesini istiyoruz.
Dünya kadınlarının mücadelesi ile dayanışma içerisinde olmak istiyoruz.
Irkçılığın, cinsiyetçiliğin, homofobi ve transfobinin olmadığı dayanışma içerisinde yaşayan bir toplum istiyoruz.”