Kobanê Kantonu Şehit Aileleri Meclisi Eşbaşkanı Ayşe Efendî, 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu.

19 Temmuz’un, 14 Temmuz direnişi ruhunun mirası olduğunu belirten Ayşe Efendî, “Bu 10 yıl içinde yine büyük direnişler yaşandı, katliamlardan geçtik, göçler yaşadık, ambargolara maruz kaldık, yoklukla mücadele ettik. Bunun yanında bir çok kazanımlar elde ettik. QSD, YPG, YPJ ve HPC kuruldu. Özerk Yönetim ve bünyesindeki komün ve meclisler oluşturuldu. Kuzey ve Doğu Suriye’de tüm halklar birlikte, kendi özgünlükleriyle yaşamaya başladı. Her halk kendi dili, dini ve kültürüyle yer aldı ve bu şekilde birlikte bir savunma gücü oluşturuldu. Her dinden ve her dilden şehit anneleri bir araya gelip birlik oluşturdu. Biz bu şekilde ayakta kalmayı ve mücadele etmeyi başardık” dedi.

BİR DERSLİKTEN EĞİTİM SİSTEMİNE

Rojava Devrimi’nin başında, o zaman adı Gümrük Mahallesi olan Şehid Serhat Mahallesi’nde bir bahçede bir oda yaptıklarını, Mexmûr’dan gelen bir öğretmenin, birkaç ailenin çocuklarına  Kürtçe ders verdiğini hatırlatan Ayşe Efendî, şöyle devam etti: “O zaman bazı siyasi partiler bizimle dalga geçti. ‘Siz dört çocukla bir okul açmışsınız ve Kürtçe bile bilmeyen birinden ders verdiriyorsunuz, böyle başarabileceğinizi mi sanıyorsunuz’ diye küçümsüyorlardı. Bizim o zaman tek görüşümüz şuydu; Kürtçe dil ruhsatını şehitlerden ve 19 Temmuz’dan aldık. Söz verdik ve bugün de sözümüzü yerine getireceğiz. Dört çocukla başlayan inanç, bugün ilkokuldan lise ve üniversiteye kadar binlerce öğrenci okutuyor. 10 yıl içinde hem coğrafik olarak hem sistem olarak giderek büyüdük ve genişledik. Bu coğrafyada yaşayan her din, dil ve kültür, rahat bir şekilde varlığını ortaya koydu ve kendi dili, dini ve kültürü çerçevesinde rahat bir şekilde yaşıyor.”

ÇOCUKLARIMIZA VERDİĞİMİZ SÖZÜN PEŞİNDEYİZ

Rojava’ya yönelik saldırı ve tehditlere dikkat çeken Ayşe Efendî, savaşın devam ettiğini; hala ihanetin elinin, şehit ailelerine, değerlerine ve devrimin kazanımlarına uzandığını belirtti. Bunlara karşı mücadelenin durmadığını vurgulayan Ayşe Efendî, şunları dile getirdi: “Her şehit ailesi ve şehit annesi  olarak çocuklarımızın tabutları üzerinde, çocuklarımıza söz vermiştik ve bu sözümüzün peşindeyiz. Bu kazanımları korumak ve emanet edilen mirasa sahip çıkabilmenin çabası içindeyiz. Kendimizi savunmaya, direnişimizi sonuna kadar sürdürmeye odaklanıyoruz.”

KADINLAR OLARAK HİÇBİR ŞEYİMİZ YOKTU

Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlük projesine, kadının yeniden doğuşuna işaret eden Ayşe Efendî, şunları paylaştı: “Eşbaşkanlık sistemi, komün ve meclisler oluşturuldu. Diplomasiden ekonomiye kadar oluşturulan toplumsal komitelerde kadınlar yer aldı. Tümü kadın sistemi çerçevesinde oluşturuldu. Bu devrimde kadınlar, çok daha fazla emek verdi, mücadele etti ve bu devrim içinde kadınlar kendilerini tanıdı. Kadınlar 19 Temmuz’da silah kaldırdı; köy, mahalle ve kentlerini korudu. O zaman hiçbir şeyimiz; silah hatta yiyecek bile yoktu. Aktif olarak yer alan kadınlardan biriydim.

DEVRİM İÇİNDE DEVRİMLER YAPTIK

Bu 10 yıl içinde kadınlar, hem çetelere hem de Türk devletine karşı savaştı. Kadın hiçbir zaman geri adım atmadı. Rojava Devrimi bize ağır bedeller verdirdi. Yükümüz de çok ağırdı. Ancak Suriye Devrimi adı altında başlayan süreç içinde Kürt Devrimi’ni, Rojava Devrimi ve Kadın Devrimi yaptık. Kürt kadını YPJ ile tüm dünyaca merak edildi, tanındı ve ilham oldu. Tüm bunlar 50 yıldır verilen mücadelenin mirasıdır. Önder Apo’nun emeğidir ve Apocu olmanın mirasıdır. Binlerce şehidin emeği ve mirasıdır. Bizler bu şekilde yokluktan varlık yarattık.

BİR YUDUM ÇOCUKLARIMIZIN KANI

Önder Apo, ‘İğneyle kuyu kazdık’ diyordu. Biz iğneyle kuyu kazdık. Anneler olarak da bu kuyudan her birimiz bir yudum çocuklarımızın kanlarını içtik. Bu nedenle bugün devrimci halk ayaktadır. Her gün geri adım atmayacağına dair söz veriyor.”