Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın’dan mahkemeye tepki
Aysel Tuğluk için 1000 Kadın kampanya grubu, Aysel Tuğluk’a zorla savunma yaptırılmasına “İnsanlık suçudur” sözleriyle tepki gösterdi.
Aysel Tuğluk için 1000 Kadın kampanya grubu, Aysel Tuğluk’a zorla savunma yaptırılmasına “İnsanlık suçudur” sözleriyle tepki gösterdi.
Aysel Tuğluk için 1000 Kadın kampanya grubu, demans hastalığı yetkili sağlık kurumları tarafından raporlarla ortaya konan siyasetçi hasta tutsak Aysel Tuğluk’un, Kobanê Davası’nda Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savunma yapmaya zorlanmasına yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.
DAİŞ’in Kobane’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek 108 ismin yargılandığı Kobane Davasının 14’üncü duruşmasının ilk gününde mahkeme, demans hastası Aysel Tuğluk’un Kandıra Cezaevi'nden SEGBİS ile katılmasına karar verdi. Aysel Tuğluk duruşmanın ikinci gününde, avukatları refakatinde duruşmaya Kandıra Cezaevinden SEGBİS ile katıldı. Ancak konuşmakta ve sorulara cevap vermekte zorlandı.
Aysel Tuğluk için 1000 Kadın grubu, yaptığı açıklamada duruşma sırasında konuşmakta ve kendisini ifade etmekte zorlanan demans hastası Aysel Tuğluk’un mahkeme başkanının “Savunmanız nedir, savunmanıza başlayın” şeklindeki ısrarına karşı “Benim özel bir durumum var. Hasta olduğum için kendimi ifade edemiyorum. Bu hastalıktan dolayı savunmamı daha sonra yapacağım” demek zorunda kaldığını anımsattı.
Aysel Tuğluk’un hastalığının geri dönülemez biçimde ilerlemesinin engellenmesi ve insan haklarına uygun bir biçimde tedavi koşullarının sağlanması için derhal serbest bırakılması çağrısı yapılan açıklamada şöyle denildi: “Demans hastası Aysel Tuğluk’un cezaevinde geçirdiği her gün, hastalığının seyrini kötüleştiren her uygulama, sağlığını geri dönülemez biçimde bozan her muamele insanlık suçudur. Duruşmaya zorla katılma kararı da bu suçlardan biridir. Tuğluk’un sağlık durumu ortadayken ısrarla gereğini yerine getirmeyen, üstüne üstlük sağlığını daha da kötüye götürecek kararlara imza atılmasına seyirci kalan başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm idari ve adli makamlar sorumludur. Temel görevlerinden biri insan haklarının korunmasını sağlamak ve denetlemek olan Baroların, son dönemde sıkça gündeme gelen hasta mahpuslar ve hapishanelerdeki ölümler konusunda sessiz kalmalarını kabul etmiyoruz.”
Aysel Tuğluk’a yaşatılan bu hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkililerin hukuka, bilime ve vicdana uygun davranmaya çağrılan açıklamada, “Aysel Tuğluk’un tedavisinin insanlık onuruna yaraşır bir şekilde sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiği belirtildi. “56 ülkeden 6 bini aşkın kadın olarak tekrar ediyoruz; Aysel Tuğluk ve tüm hasta mahpuslar için özgürlük istiyoruz” denildi.