Ayten Dersim: Biz Önderlik hareketiyiz
PAJK Koordinasyon Üyesi Ayten Dersim, “Önderlik, bizim varlık gerekçemizdir. Kadınlar, Önderlik felsefesiyle kendilerini tanıdı ve örgütledi. Rojava Devrimi de bu felsefeyle şekillenen kadın devrimidir’’ dedi.
PAJK Koordinasyon Üyesi Ayten Dersim, “Önderlik, bizim varlık gerekçemizdir. Kadınlar, Önderlik felsefesiyle kendilerini tanıdı ve örgütledi. Rojava Devrimi de bu felsefeyle şekillenen kadın devrimidir’’ dedi.
Medya Haber’de yayınlanan Özel Program’ın konuğu olan PAJK Koordinasyon Üyesi Ayten Dersim, gazeteci Gulan Avrêl’in sorularını yanıtladı. Ayten Dersim, "Biz Önderlik Hareketiyiz ve Önderlik, bizim varlık gerekçemizdir. Önderliğimizin fiziki özgürlüğü, Kürt kadınlarının ve dünya kadınlarının özgürlüğüdür. Çünkü kadınlar, Önderliğimizin geliştirdiği Kadın Kurtuluş İdeolojisi temelinde kendilerini tanıdılar, kendilerini var etti ve örgütlediler" dedi.
4 yıldır Kürt Halk Önderi Rêber APO’dan hiçbir şekilde haber alınamıyor. Bu durum, sağlığının, yaşamının ve güvenliğinin büyük bir tehlike altında olduğunu gösteriyor. Bu nedenle 'Önderliğe Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm' hamlesi başlatıldı. Kürt Halk Önderi Rêber APO’nun durumuna ilişkin ve bu hamleye yönelik neler söyleyeceksiniz?
Her şeyden önce, tüm özgürlük mücadelemizin şehitlerini saygı ve sevgi ile anıyorum, önlerinde eğiliyorum. Evet, 4 yıldır Önderliğimizden haber alınamıyor. Fakat 26 yıldır Önderliğimiz üzerinde uygulanan tecrit ve esaret, çok ağırlaştırılarak bugün de en üst düzeyde yürütülmek isteniyor.
Mücadelemiz de bu çerçevede sürekli hamleler, eylemler ve kampanyalarla gelişti. Kadın olarak da özgün hamleler, kampanyalar ve eylemler geliştirdik. Elbette, Önderliğimiz üzerinde uygulanan tecrit politikasına ilişkin tüm örgüt yönetimlerimiz sürekli değerlendirmeler yapıyor. Kadın Hareketi PAJK olarak da temel gündemimiz Önderliktir. Biz Önderlik Hareketiyiz ve Önderlik bizim varlık gerekçemizdir. Önderliğimizin fiziki özgürlüğü, Kürt kadınlarının ve dünya kadınlarının özgürlüğüdür. Çünkü kadınlar, Önderliğimizin geliştirdiği Kadın Kurtuluş İdeolojisi temelinde kendilerini tanıdılar, kendilerini var etti ve örgütlediler.
Bu anlamda, uygulanan tecridi sadece kınamıyoruz, aynı zamanda bunun karşısında büyük bir mücadele veriyoruz. Kınamak yetmiyor. Uluslararası hegemon güçlerin yürüttüğü kirli siyasetler karşısında büyük sorumluluklarımız ve görevlerimiz var. Bu anlamda hamleye çok önemli dostlar, enternasyonalist güçler, özgürlükten yana olan halklar ve kadın özgürlüğünden yana olan kadınlar bu felsefe etrafında toplandılar. Bunlar çok önemli mücadele alanları; fakat geldiğimiz düzey itibarıyla bunların yetmediğini görüyoruz. Düşmanın yönelimleri karşısında bizlerin de mücadele çıtamızı yükseltmemiz lazım. Bizlerin, Kadın Hareketi PAJK olarak, kadın militanlar ve kadro olarak, her PAJK ve PKK’linin Önderlik felsefesini yaşamsallaştırması, Önderlik düşüncelerini yayması ve Önderliğin fiziki özgürlüğünü sağlama eylemselliklerini en üst aşamaya taşıması gerekiyor.
Düşmanın yürüttüğü politika, imha, yok etme ve etkisizleştirme amaçlıdır. Önderliğimizi bütünüyle halktan ve hareketten uzaklaştırmak için tecrit bu kadar derinleştiriliyor. Biz, şunda karar kıldık: Önderliğimizin fiziki özgürlüğü ve Kurdistan'ın siyasi statüsü sağlanmadan, mücadele çıtamızı düşürmeyeceğiz; tam tersine daha da yükselteceğiz. Önderliğimize uygulanan tüm politikalar, aslında tüm kadınlara uygulanmaktadır. Kadınlar, mücadele etmedikçe özgürleşemeyeceklerini biliyoruz. Kadınlar olarak düşüncede özgürleşelim; düşünsel olarak özgürleştikçe bunu bir örgütlülüğe dönüştürelim ve örgütleştikçe bunu bir eylemselliğe dönüştürelim. Bunu iyi örgütler ve kendimizi her yere ulaştırabilirsek, Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlayabiliriz. Bu konuda mücadele gücümüze inanıyoruz.
Neden Kürt halkı, özellikle de Kürt kadınları, Kürt Halk Önderi Rêber APO’nun varlığını ve özgürlüğünü kendi varlıkları ve özgürlükleri olarak tanımlıyor? Acaba bu yüzden mi düşman, bu komplo ve İmralı sistemiyle Kürt Halk Önderi Rêber APO’dan intikam alıyor?
Çünkü biz kadınlar olarak Önderlikle var olduk. Önderlik, Kadın Kurtuluş İdeolojisini, özgürlük felsefesini, kadının bir ulus olduğunu, kadının bir insan olduğunu, kadının da toplum içinde eşit temsiliyete sahip olduğunu ve bunun tüm argümanlarını, ideolojisini, örgütleme araçlarını ve sistemini geliştirdi. Bu anlamda Önderliği, kendi varlığımız olarak tanımlıyoruz. Bundan dolayı Kürt kadınlarının mücadelesi, tüm dünya kadınlarına ilham verdi. Çünkü özgürlük yok edilemez. Özgürlük bastırılabilir, inkâr edilebilir ama yok edilemez. Bir kıvılcım, kadınlardaki özgürlük kıvılcımını ateşledi. Bizim varlığımız, Rojava Devrimi'nde somutlaştı; bu nedenle Önderlik felsefesiyle şekillenen Rojava Devrimi, kadın devrimidir.
Özgürlük evrenseldir. Bu yüzden Önderlik, tüm kadınlar tarafından benimseniyor, özümseniyor ve kabul ediliyor. Dünya kadınları artık Önderliği kendi önderleri olarak görüyor ve onun özgürlüğü uğruna mücadelelerini geliştiriyor.
Düşman, her zaman örgütlü, bilinçli, kendini örgütleyip başkaldıran, bu egemenlik sistemi karşısında kendi alternatif sistemini örmeye çalışan öncülere karşı özel bir kin besliyor. Devlet geleneği budur. Devlet eşittir iktidar, iktidar da eşittir tecavüzcü kültürdür. Bundandır ki biz kadınlar olarak devleti ve iktidarı benimsemiyoruz. Biz, özgür, ahlaki ve politik bir toplum; eşit, kendi kendini yönetebilecek, kendi kararını kendi alabilecek, kendi varlığını sürdürebilecek demokratik, konfederal, özerk bir sistemin mücadelesini yürütüyoruz.
Varlık nedir ve neden günümüz yüzyılında bu kadar büyük bir sorun haline gelmiştir?
Kapitalist modernite ve iktidar egemenlik sistem, öncelikle bir toplumun varlığına müdahale ederek onu yok etmek ister. O toplumun ahlaki ve politik değerlerini yok ederek başlıyorlar insanlığı ve toplumları çürütüp yok etmeye. Devletin geliştiği günden bugüne kadar, kadında yok edilmek istenen temel şey, onun öz savunmasıdır. Hiçbir toplum öz savunmasız yaşayamaz. İnsan, kendi varlığının farkına vardığı andan itibaren öz savunmasını geliştirmelidir. Öz savunma, insanın varlığının güvenlik sistemidir; varlığın en temel ilkesi, yaşamın temel ilkesidir. Kadın, kendini öz savunma ilkeleri temelinde örgütlemediği ve öz savunmayı olmazsa olmaz bir anlayış ve mantıkla ele almadığı sürece, onun yaşam güvencesi yoktur. Öz savunma, içten ve dıştan gelen her şeye karşı kendini koruma ve savunmadır. Gelişen tüm inkâra, şiddete ve yok edilişe karşı mücadele etme bilincidir, gücüdür, refleksidir. Cins mücadelesi, kadın öz savunmasıyla geliştirilmelidir.
Kürt Halk Önderi Rêber APO, “Tek bir birey bile örgütsüz kalmamalıdır” derken hangi tehlikeye işaret etmektedir?
Devlet geleneği, kendisini örgütsüz toplum üzerinden var ediyor ve kendisini bunun üzerinden oluşturuyor. Bu nedenle Önderlik, bu kadar çok örgüt ve örgütlülükten bahsediyor. Örgütlü birey, bilinçli bireydir. Örgütlü birey, kendi toplumsallığı karşısında en duyarlı bireydir; örgütlü olmak, yani bilinç anlamında, bilme anlamında, kendini toplumsallığıyla var etme anlamında, kendi farkına varma anlamında önemlidir. Kadın için “Xwebun” diyoruz; bu, kendini bil ilkesidir. Bizim kadın hareketi olarak stratejimiz, erkek egemenlikli sistemi ortadan kaldırıp hiçbir iktidar aygıtı bırakmadan, kadın, demokratik, eşit ve konfederal sistemin öz bilincine ve öz idaresine dayalı olarak kurmak ve öz savunmasını da sağlamaktır. Her bir örgütlülük, bir öz savunmadır. Her bir bilinçlenme, bir öz savunma bilincini geliştirmektir. Biz, Kürt Kadın Özgürlük Hareketi olarak da hep örgütlülüğü esas aldık. Örgütlülüğümüz, bizim öz savunma bilincimiz ve gücümüzdür.
KJK ve PAJK olarak kadınların öz savunması için bir deklarasyon yayımlamıştınız. Bu deklarasyon doğrultusunda birçok yerde kadınlar toplumsal eylemler gerçekleştirdi. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Örgütlenme, politikanın formudur; karar da onun ruhudur. Biz kadın hareketi olarak hem örgütlendik hem de politikada kendimizi var ettik. Bu deklarasyonumuzun etrafında açıklamalar ve örgütlenme ağları gelişti. Kadın olarak nasıl bir öz savunma geliştirebiliriz tartışmaları yapıldı. Öz savunmayı da bilinçlenerek geliştirmemiz gerekiyor. Ortadoğu, bir savaş alanı; Ortadoğu kültürü ve geleneği, özgürlük ruhu 21’inci yüzyılda yok edilmek isteniyor. Önderliğimiz de 21’inci yüzyılı kadın özgürlük devriminin yüz yılı olarak değerlendirdi. Biz de bu felsefeye, özgürlük anlayışına ve örgütlülük sistemine dayanarak mücadelemizi büyütüyor ve geliştiriyoruz. Büyütmek, senin örgütsel ağlarını geniş tutmana bağlıdır. Buna konfederal sistem diyoruz. Tüm anti-kapitalist, anti-faşist, emperyalist karşıtı ve kadın kurtuluş ideolojisinden yana olan, kadın olarak yaşamak isteyenlerin tümünü kapsıyor.
Kadın konfederal sisteminin garantisi, öz savunma bilinci ve örgütlülüğünün geliştirilmesidir. Böyle bir coğrafyada öz savunmasız bir adım bile atmak, öz savunmasız bir örgüt geliştirmenin çok ciddi zorlukları vardır. Çünkü insanlığa karşı uygulanan bir toplum kırım savaşı söz konusudur. Devletler, insanlığın iradesini kırmak ve kadının özgür iradesini ortadan kaldırmak için en gelişmiş silahlarını, bombalarını ve nükleer silahlarını çok vahşice kullanıyorlar. Bunlarda vicdan, ahlak ve hissiyat yoktur. Böylesi bir çağda garantimiz örgütlülüğümüzdür. Tüm erkek egemenlikli sistem, gelişen kadın mücadelesi karşısında düşmandır. Her bir örgütlülük, erkek aklına bir darbedir. Her bilinçlenme, erkek aklına bir darbedir. Kadın bilincini ve cins bilincini geliştirmek, erkek aklını öldürmektir.
O zaman burada kadının özgün ve özerk örgütlenmesini ve sistemini nasıl ele almak gerekir?
Önderlik, Kürt kadın hareketini geliştirirken esas aldığı ilke, kadının özgün ve özerk sistemini oluşturmaktır. Çünkü kadın, bin yıllardır devlet geleneği içinde ötekileştirilmiştir. Kadın, özgün ve özerk olmadığında, kendi varlığını ve varoluşunu nasıl geliştirecek? Ben Xwebun olacağım fakat genelin içinde de özerk olacağım. Bizler toplumsal varoluşuz ve burada ilkelerimiz var. Bu ilkeler, toplumsal inşamızda da geliştiriliyor. Bizim ideolojimiz ve felsefemiz, evrenselleşen, toplumsallaşan ve buluşan bir felsefedir.
Demokratik konfederal sistemde kadının özgün komünü ve mahalle komünleri bulunur. O mahallede tüm kadınların birbirini örgütlemesi, eğitmesi, kadın bilincini oluşturması, cins sevgisini geliştirmesi ve kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi sağlanır. 50 yıllık mücadelemizle, kadının kendi iradesiyle karar alma ve kendini yönetme gücüne ve bilincine ulaştık. Eşit temsiliyet her yerde artık bu yaşam ilkesi haline gelmiştir. Bir toplumda, kadının ve erkeğin eşit düzeyde birbirlerinin iradesini ve düşüncesini tanıması gerekir.
Bu sistemin en somut örneğini Rojava Devrimi'nde veriyoruz. Önderlik, her zaman kadının bilinçlenmesine büyük önem vermiştir. Bilinçli kadın dünyayı yener. Bu dünyayı yenecek olan kadının öz bilincidir.