Başur'da kadın gazeteciler birçok ihlalle karşı karşıya
Güney Kurdistan’da kadın gazetecilerin toplumsal cinsiyet ayrımcılığına ve erkek meslektaşları tarafından taciz ve ihlallere uğradığı açıklandı.
Güney Kurdistan’da kadın gazetecilerin toplumsal cinsiyet ayrımcılığına ve erkek meslektaşları tarafından taciz ve ihlallere uğradığı açıklandı.
Metro Gazeteci Haklarını Koruma Merkezi, Kurdistan Bölgesi’nde bir grup doktora öğrencisi ve araştırmacı tarafından yürütülen bir bilimsel çalışmanın da yer aldığı 2023 raporunu yayımladı. Rapor Hejan Halid tarafından okundu.
Araştırma sonuçlarına göre, medya kurumlarındaki cinsiyet ayrımcılığı, taciz, kadınların üst düzey pozisyonlarda yer alma oranının düşüklüğü, şiddet, kültür ve toplumsal sorunlar kadınlar için çok sayıda sorun ve engeli de beraberinde getiriyor.
Raporda bölgedeki medya kurumlarının birçoğunun sorunların çözümüne yönelik yazılı bir politikaya sahip olmadığı, kadın gazetecilerin işten ayrılmayı kendileri için çözüm olarak gördükleri ve bazı kadın gazetecilerin de psikolojik baskı altında işlerine devam ettikleri ortaya çıktı.
KURUMLARDA ERKEK EGEMENLİĞİ BASKIN
Medya kurumlarında çalışan 92 kadının görüşleri alınarak oluşturulan araştırmanın ilk bölümünde katılımcılardan yüzde 53.3’ünün 29 yaş altında, yüzde 26.1’inin 30-34 yaş aralığında, yüzde 14.1’inin 35-39 yaş aralığında, yüzde 3’ünün 40-44 yaş aralığında ve yüzde 2.2’sinin ise 45-49 yaş aralığında olduğu belirtildi.
50 yaş üzeri katılımcının bulunmadığı çalışmada, genç kadınların mesleki faaliyetlerde yer alması olumlu bulunsa da 50 yaş üstü çalışan olmaması deneyimli kişilerin yokluğunun ciddi bir boşluk yarattığı kaydedildi. Bu durumun temel sebepleri arasında ise kurumlarda erkek egemen zihniyetin baskın olması ve en az iş olanağının kadın gazetecilere tanınması bulunuyor.
Kadınların yüzde 56.5’i televizyon kanallarında, 23.9’u sanal medya ve ajanslarda, yüzde 12’si dergi ve gazetelerde ve yüzde 7.6’sı da radyoda çalışıyor.
Üretilen ve düzenlenen çoğu bilgi ve haberin topluma erkek zihniyet bakış açısıyla aktarıldığına dikkat çekilen raporda, dünya genelinde medya kurumlarında baskın olan zihniyetin bu erkek egemen zihniyet olduğu ifade edildi.
Katılımcıların yalnızca yüzde 55.4’ünün medya kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yüksek düzeyde olduğunu ifade ettiği kaydedildi.
Ayrıca katılımcıların yüzde 55.4’ü medya kurumlarında kadın ve kız çocuklarının tacize maruz kaldığını belirtirken, katılımcıların yüzde 51.1’i ise medya kurumlarında kadına karşı şiddetin yüksek olduğunu söyledi.
Katılımcıların yüzde 43.4’ü kültür ve toplumsal normların kadın gazeteciler için engel olduğuna değinirken, medya kurumlarının yüzde 63’ünün toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ilişkin bir politikasının bulunmadığı belirtildi. Araştırma sonuçlarına göre bu durum kadınların haklarına yönelik bilinçlenmelerine engel oluyor.
Raporun sonunda, kadınların yasal hakları konusunda bilgilendirilmesi, erkek egemen zihniyetle mücadele etmeye devam etmek gerektiği belirtildi.