BM uzmanları: Kadın haklarının korunması için mücadele şart

BM uzmanları, “kadına yönelik uygulanan her türlü şiddet ve ayrımcılık kader değil bir mantalite sorunudur” diyerek, kadın haklarının korunması için güçlü bir mücadelenin şart olduğunu vurguladılar.

BM istatistiklerine göre kadına yönelik şiddet dünya genelinde gün geçtikte daha da artıyor. Konuya ilişkin değerlendirme yapan BM uzmanları, “kadına yönelik uygulanan her türlü şiddet ve ayrımcılık kader değil bir mantalite sorunudur” diyerek, kadın haklarının korunması için güçlü bir mücadelenin şart olduğunu vurguladılar.

Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Bürosu’nda devam eden BM İnsan Hakları Yüksek Konseyi 35. İnsan Hakları Oturumları dünyada yaşanan insan hakları ihlalleri tartışmaları ile sürüyor.

Bugünkü oturumlar, yıllık kadın hakları ihlalleri tartışmaları üzerine yapılan sunumlar ve tartışmalarla devam ediyor. Oturuma konuşmacı olarak katılan BM İnsan Hakları Yüksek Konseyinden Kate Gilmore, Danimarka Fırsat Eşitliği ve İskandinav ülkeleri ile iş birliğinden sorumlu Bakanı Karen Ellemann, BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Dubravka Simonovic yuvarlak masa etrafında dünyada yaşanan kadın hakları ihlalleri üzerine sunum ve konuşmalar yaptılar.

GİLMORE: HER KADIN EN EZ BİR DEFA ŞİDDETE MAĞDUR KALIYOR’

İlk olarak söz alan BM İnsan Hakları Yüksek Konseyinden Kate Gilmore, “Dünyadaki bütün kadınlar yaşamında en az bir defa cinsel şiddete, tacize veya ayırımcılığa maruz kalmıştır” diyerek konuşmasına başladı. Gilmore devamla, “Uluslararası insan hakları hukuku, her cinsin ve kimliğin korunmasını garanti altına almasına rağmen dünya genelinde 10 milyonlarca insan ya hak ihlaline uğruyor ya da yaşamsal tehdit altından yaşıyor. Mağdur edilen insanların büyük bir çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyor.”

‘HER ALANDA AYRIMCILIĞA TABİ TUTULUYORLAR’

İstatistiklerin dünya genelinde kadına yönelik cinsel şiddetin ve insan hakları ihlallerinin gün geçtikçe artığını gösterdiğini söyleyen Gilmore, kadınların sadece fiziksel ve cinsel şiddetle karşı karşıya kalmadığını aynı zamanda toplumsal alanda da büyük bir ayrımcılığın parçası haline getirildiğini dile getirdi.

‘KADIN HAKKI KORUNMADAN ADALETLİ BİR TOPLUM YARATILMAZ’

Gilmore, kadına yönelik şiddetin denildiği gibi kültürel veya geleneklerden kaynaklanmadığını aksine kadına yönelik şiddetin erkeğin kendisini güçlü görmesinden veya kadına bakış acısından kaynaklandığının altını çizdi. Gilmore, “İnsan haklarını korumak için kadına biçilen zorunlu annelik rolü, çocuk yaşta veya zorla evlendirme ve kadın sünneti başta olmak üzere kadına yönelik her türlü şiddetten uzak durulması ve kadınların bir bütün olarak haklarının korunması gerekir. Kadın hakları korunmadan adaletli bir toplum yaratılmaz” dedi.

ELLEMANN: ERKEKLER KADIN HAKLARI KONUSUNDA EĞİLTİLMELİ

Gilmore’nin ardından söz alan Danimarka Fırsat Eşitliği ve İskandinav ülkeleri ile iş birliğinden sorumlu Bakanı Karen Ellemann ise kadına yönelik psikolojik veya fiziksel şiddetin insan yaşamına yönelik bir saldırı olduğunu söyledi. Ataerkil zihniyet çerçevesinden şekillenen bir dünyada kadın haklarının korunmasının zorluğuna değinen Ellemann, şimdiden başlayarak dünyanın yarısından ibaret olan erkekleri özellikle erkek çocukların kadın hakları konusundan eğitilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Kendi ülkesi Danimarka başta olmak üzere dünyanın en demokratik ülkelerinde bile kadına yönelik şiddetin ve kadın haklarının görmezden gelindiğini dile getiren Ellemann, kadına yönelik her türlü şiddete karşı güçlü bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

DUBRAVKA: BASMA KALIP CİNSİYETCİ SÖYLEMLERİN DIŞINA ÇIKILMALI

Ellemann’ın ardından söz alan BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Dubravka Simonovic’de kadına yönelik şiddetin boyutlarına dikkat çekerek, “Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ve şiddetin ortadan kaldırılması için uluslararası yasalardan doğan hükümlülükler iyi kullanılmalı” dedi. Bütün toplumların basma kalıp cinsiyetçi söylemlerin dışına çıkarak çocukları doğru bir şekilde eğitmesi gerektiğini ifade eden Simonovic, erkeklerin, kadına yönelik geliştirilen her türlü uygulamanın baş sorumlusu olduğunu belirtti. Simonovic, başta uluslararası kuruluşlar olmak üzere bütün devletler kadına yönelik ayrımcılığın ve şiddetin önüne geçmek için mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

‘KADER DEĞİL MANTALİTE SORUNU’

Yine oturumda sunum yapan veya konuşan çok sayıda BM özel raportörü ve sunum yapmak üzere davet edilen kadın hakları uzmanları, kadına yönelik şiddetin gün geçtikçe artığını ifade ederek, kadına yönelik şiddetin bir kader olmadığını bir mantalite sorunundan kaynaklandığına dikkat çekti.