Tandır ekmeği yapımı, kent merkezlerinde ve mahallelerde yaygınlaşarak yoğun ilgi görüyor.

Tandırda ekmek pişirme, Kürt halkının sofra kültürünün vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Nanê tenûrê (tandır ekmeği) Kürtlerin binlerce yıllık kültürünü yansıtıyor.

Kırsal kesimlerde yaşayanların yüzde 90’nı hala bu geleneksel ekmeği tüketiyor.

Özellikle teknolojini gelişmesiyle birlikte kentlerde sanayi ürünü fırınların yaygınlaştı, ancak son dönemlerde tandır ekmeği yapımı kent merkezlerinde ve mahallelerde yoğun ilgi görüyor.

Serhat’ta tandır genellikle toprağa yerleştirilirken, Botan’da toprak üstünde kuruluyor. Kadınların hünerli ellerinde çıkan bu ekmek, lezzeti bakımından fırın ekmeğinden farklı.

Tandır ekmeği, günlerce hatta haftalarca bayatlamadan saklanabiliyor. Kendi ekmeğini pişiren kadınlar ise bu yöntemle ekmeklerini kurutarak, haftalar sonra tazeymiş gibi sofralarında yer ayırabiliyor.

ŞİMDİ 5 KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYOR

Van’ın İpekyolu ilçesinde açtığı iş yerinde tandır ekmeği pişiren 46 yaşında 5 çocuk annesi Nurten Orhan, tandır ekmeğine Vanlıların yoğun ilgi gösterdiğini söylüyor. Daha önce hiçbir iş yapmadığını, ev kadını olduğunu ifade eden Orhan, iki yıldır açtıkları iş yerinde pişirdikleri tandır ekmeği nedeniyle üretime dahil olduğunu vurguladı.

Kendi iş yerinde üçü kadın toplam 5 kişiye iş imkanı sağladığını vurgulayan Orhan, şöyle konuştu: “Özellikle köylerden kent merkezine gelen insanların tandır ekmeğine olan özlem ve taleplerini hep duyardım. Bazen kendi evimde pişirdiğim ekmeği komşularına dağıtırdım. Ben de insanların bu taleplerini karşılamak için bir iş yeri açmayı düşündüm. İki yıl önce tek başıma açtığım bu iş yerinde, bugün 5 kişi çalışıyor ve günlük bin ekmek pişiriyorum. Pişirdiğim tüm ekmekleri gün içinde satıyorum. İnsanların tandır ekmeğine yoğun ilgisi var.”

KADINLAR KENDİNE GÜVENSİN

Tandır ekmeği sayesinde ekonomik özgürlüğünü kazandığını dile getiren Orhan, ev ekonomisini tek başına karşıladığını söyledi.

Ekonomik özgürlükle birlikte kendine olan güveninin artığını kaydeden Orhan, şunları dile getirdi: “Bir kadının kendi ayakları üzerinde durması kadar güzel bir şey olamaz. Benim için zordu, imkansızlıklar içinde üretmeye çalışıyordum. Hayal ettim, hayalimi gerçekleştirdim. Hele ki böyle ekonomik krizin yaşandığı süreçte evime ekmek götürmek, çocuklarıma minnetsizce bakmak, tarifi imkansız bir duygudur. Bugün geleceğe daha umutla bakıyorum. Kadınlar kendine güvensin. Yetenekleri doğrultusunda üretime dahil olsunlar.”