YJA Star komutanlarından Feride Alkan, Fransa’nın başkenti Paris’te katledilen Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, (Sara) Fidan Doğan (Rojbîn) ve Leyla Şaylemez (Ronahî) şehadetinin 12. Yıldönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu.
Sakine Cansız’ın Kürt halkının davası ve özellikle kadın özgürlüğü için verdiği mücadelenin önemine vurgu yapan Alkan, şehit Sara’nın Kürdistan devrimindeki birçok tarihsel sürecin sembolü olduğunu belirterek, “12 yıl önce, dünyanın demokrasi başkenti olarak tanınan Fransa’nın başkenti Paris’te bir komplo düzenlendi. Bu komploda, partimiz PKK’nin kurucularından, Kürt kadın özgürlük mücadelesinin öncüsü yoldaşımız Sakine Cansız; Avrupa'da yıllardır diplomatik faaliyetlerde bulunmuş olan, Kürt halkının sesini dünyaya duyurmak için çalışan heval Rojbîn; Kürt Kadın Hareketi’nin genç heval Ronahî katledildi. Bu katliam ikinci uluslararası komplo olarak yankı buldu ve yalnızca özgürlük mücadelesinin öncüleri değil, aynı zamanda dünya genelindeki tüm dostlarımız ve demokratik hareketler de hedef alındı.
Kürdistan özgürlük mücadelesi, kadın özgürlüğü öncülüğünde heval Sara şahsında somutlaştı. Rêber Apo’nun felsefesiyle kadın özgürlük mücadelesinin ilk kadrolarından olan Sara yoldaş, Dersim’den Ankara’ya uzanan yolculuğunda Apo’cular grubuna katıldı. PKK’nin kuruluş kongresinde yer aldı. 1979 yılında tutuklanıp Amed zindanına götürüldü. Orada Kürt halkının iradesini temsil etti. İşkenceler karşısında teslim olmadı, diz çökmedi, boyun eğmedi, direnişiyle işgalcileri ve işkenceci Esad Yıldıran’ı yenilgiye uğrattı. Teslimiyeti kabul etmedi, koğuşunda bulunan hiçbir kadının da umutsuzluğa düşmesine izin vermedi. Amed zindanındaki direnişi, tüm PKK kadrolarına ve sempatizanlarına moral oldu, Kürt kadınlarının iradesini güçlendirdi. Bu nedenle şahadetinden sonra bile adı hep direnişle anıldı.
Heval Sara halkına ve kadınlara yol gösteren bir öncüydü. İlk kadın militanlardan biriydi ve zindanda zalimlere boyun eğmeyen bir kadın olarak tarihe geçti. Rêber Apo, ilk defa yaşayan biri olarak heval Sara’nın resmini odasına astı, şehitlere verilen kutsal değer ona da verilmişti. Sara yoldaş öncü oldu, halka ve kadınlara yol gösterdi. Direnişi sayesinde binlerce kadın Özgürlük Hareketi'ne katıldı. Cezaevinden çıktıktan sonra kadın ordusunun kuruluşunda yer aldı ve kadın mücadelesine büyük katkılar sundu. Rojava’dan Maxmur’a, Avrupa’dan Medya Savunma Alanları’na kadar her yerde devrimci kadın mücadelesine öncülük etti. Maxmur Kampı’nda heval Sara’nın emek vererek inşa edilen eğitim sistemi, genç nesillere ilham kaynağı oldu.
Botan'dan Medya Koruma Alanları’na kadar Sara yoldaşın çalışma yürütmediği yer kalmadı. Son yıllarda diplomatik faaliyetlerde bulunmak üzere Avrupa'ya gitti, Kongra Gel’de aldı, aynı zamanda PAJK Koordinasyonu üyesiydi. Heval Sara ülkesine aşıktı, yoldaşlarına aşıktı, devrimci yaşam, militan yaşam onun için temel felsefeydi. Özellikle yeni nesillerin PKK felsefesi ve kültürüyle eğitilmeleri konusunda her zaman büyük bir çaba içerisinde olmuştur. Bir yerde sadece 2 yoldaşı bile olsaydı o arkadaşları görmeye gitmenin ve onlarla ilgilenmenin önemine vurgu yapardı. Sadece yoldaşlarıyla değil Başûrlu ailelerle de ilgilenmenin önemli olduğunu düşünürdü, onlarla toplantılar yapar, gerçekleri görmelerini sağlardı ve büyük emek verirdi. Yani kimse heval Sara'nın temposuna yetişemezdi. Amacı militan çizgideki her arkadaşının Rêber Apo çizgisine ulaşmasını sağlamaktı ve bu konuda çok ısrarcıydı. Bütün çalışmalarını büyük bir heyecanla yapardı” diye konuştu.
HALKIMIZ HEVAL SARA’YI SAHİPLENEREK MÜCADELESİNİ TÜM DÜNYAYA DUYURDU
Sakine Cansız’ın mücadelesini henüz genç yaşlarda evinde başlattığını sözlerine ekleyen YJA Star komutanlarından Feride Alkan, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Heval Sara her adımda direnişini daha da güçlendirdi. Onun varlığı, Kürt halkı ve kadınlar için birçok süreçte bir sembol haline gelmişti. Ancak o, hiçbir zaman kendini öne çıkaran biri olmadı. Ancak Partiye saldırı olduğunu görünce heval Sara tüm gücüyle ortaya çıkıp değerleri savunurdu. Her halinden PKK'nin kurucusu olduğu anlaşılırdı. Paris’te gerçekleştirilen katliam, Türk istihbaratının bir planıydı. Dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın bu komplonun organizatörü olduğu ve Erdoğan’ın onayıyla hareket edildiği biliniyor.
Rêber Apo, bu saldırının kadın özgürlük mücadelesine yönelik olduğunu belirtti. Türk devleti bir yandan müzakere ve diyalog masasında çözümden bahsederken, görüşmeler yaparken, diğer yandan bu tür planlarla süreci sabote etmeye çalışıyordu. Paris Katliamı da bu planlar çerçevesinde yapıldı. Bu durum Türk devletinin özel savaş planlarının derinliğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Komplocu Türk devletinin gerçekliği budur. Heval Rojbin, Avrupa'da Kürt halkının temsilcisi olan, diplomatik çalışmalar yürüten bir yoldaşımızdı. Kürt davasını dünyaya tanıttı ve meşrulaştırdı, dolayısıyla Türk devletinin hedefindeydi. Heval Ronahi de yurtsever bir aileden geliyordu ve gençlik çalışmalarında aktif bir şekilde yer alıyordu. Onun mücadelesi, Türk istihbaratının komplosuyla hedef alınmasına yol açtı.
Kürt halkı ve dostları bu katliama büyük bir tepki gösterdi. Yüz binlerce insan alanlara çıktı. Heval Sara daha önce de biliniyordu ama şehadetiyle herkes şok olmuştu. Milyonlarca kişinin değer verdiği Sara yoldaşın kim olduğunu merak ediyorlardı. İnsanlar akın akın Paris sokaklarına indi, Avrupa büyük bir öfkeyle Paris'te toplandı. Halkımızın bu tepkisi dünyanın bu üç devrimci kadına ve özgürlük hareketine olan ilgisini daha da artırdı. Düşman bizi zayıflatmak istedi ama halkımızın sahiplenmesiyle Sara yoldaşımızın mücadelesini dünyaya duyurdular. Dünyadaki onlarca örgüt, feminist, gençlik ve kadın hareketleri heval Sara'yı öncüleri olarak adlandırdı. Katillerin hedefi boşa çıkarıldı. Tam tersine bu üç kahraman kadının şahsında haklı davamız tüm dünyada daha iyi tanınır hale geldi.”
HİÇBİR KATLİAM HALKIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİNİ ZAYIFLATAMAYACAK
Kürt Halk Önderi Abdullah Öclaan’ın Sakine Cansız’ın şehadetini, Dersim katliamının bir devamı olarak değerlendirdiğini hatırlatan Feride Alkan, “Dersim Katliamı yaşandığında halka sahip çıkacak kimse yoktu, halk yalnız bırakılmıştı. Kürdistan farklı bir durumdaydı, halk çektiği acılarla kaldı, işgalciler katliamın üstünü örttüler, halkın tepkisini bastırdılar. Ancak PKK’nin kuruluşuyla birlikte Dersim katliamının intikamı alınıyordu. Dolayısıyla heval Sara şahsında yapılan ikinci katliamda tüm halkımız ve dostları ayağa kalktı, bu da Rêber Apo ve şehit Sara'nın mücadelesinin sonucudur.
Halkın tepkisi ve şehit yoldaşlarımıza sahip çıkması komplocuların yüreğinde korku yarattı, milyonlarca insanın PKK'ye ne kadar bağlı olduklarını gördüler. Bakûr’da da aynı ruh ortaya çıktı, tüm bunlar Kürtlerin artık eski Kürtler olmadığını kanıtıydı. Rêber Apo ve PKK sayesinde Kürt halkı çok güçlü bir şekilde birlik oldu, değerlerine sahip çıktı. Bu yüzden katiller hiçbir zaman hedeflerine ulaşamayacak, bizi öldürerek zayıflatamazlar, Kürdistan'da o dönem geçti. Halkımızın hareketi ve şehitlerini sahiplenerek düşmana bu mesajı net bir şekilde verdi. Hepimiz heval Sara’nın ardıllarıyız. Rêber Apo öncülüğünde şehit Sara’nın direnişinden etkilenerek özgürlük saflarına katıldık.
2022 yılının Aralık ayında komplocular bir kez daha Paris’te katliam yaparak heval Evîn Goyi (Emine Kara), Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl’ı katletti. Türk devleti tekrar aynı planı uyguladı, sadece katilin kimliği farklıydı. Fransız birini katil olarak kullandılar. Halkımız bu katliama karşı da ayaklandı ve Paris’te protesto eylemleri yaparak tepkisini ortaya koydu. Bu saldırılar, Kürt halkını daha da güçlü bir mücadeleye sevk etti. Hiçbir katliam halkın özgürlük amacını ve örgütlü mücadelesini zayıflatamayacak. Katillerden hesap sormak için mücadelemizi daha da büyüteceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.