Günlüğe yansıyan direniş iradesi
İki ayı aşkın bir süredir Türk ordusunun işgal girişimlerine karşı direnen gerilla, savaşmanın yanı sıra yaşanan her şeyi kaleme alarak, bu direnişi tarihe kaydediyor.
İki ayı aşkın bir süredir Türk ordusunun işgal girişimlerine karşı direnen gerilla, savaşmanın yanı sıra yaşanan her şeyi kaleme alarak, bu direnişi tarihe kaydediyor.
Bazên Zagrosê Hamlesi’nin başından bu yana Avaşîn ve Zap alanlarında savaşan onlarca gerilla birçok günlük tuttu. Gerillalar bu direnişin her anını, tüm ayrıntılarını kaleme alan binlerce sayfa yazı yazdı. Günlüklerin çoğu ne yazık ki, Türk ordusunun vahşi saldırılarında yakıldı, kül edildi. Birçoğu askerlerin yaptıkları patlamalarda paramparça oldu, birçoğu da şehit düşen gerillaların ceplerinde bilinemeden, okunamadan yitip gitti. Direniş zamanlarından bugüne akan birçok günlük de hala yazılmaya devam ediyor. Bu günlüklerden biri de, Zap alanına bağlı Küçük Cilo alanında şehadete ulaşan YJA Star gerillası Melsa Dêrik’e ait.
Gerilla Melsa, Zap’a bağlı Küçük Cilo alanında 28 Mayıs 2021’de Şehit Ronahî Xelîl ve Şehit Zagros Avaşîn ile beraber işgalcilere karşı etkili bir eylem gerçekleştirmişti. Eylem gününde yaralanan Melsa Dêrik, üç gün süren mücadelesinin ardından şehit düştü. Gerilla Melsa yaralı olduğu günlerde de yazmaya devam ettiği günlüğünde direniş günlerini şöyle anlatıyor:
İLK ANDA ANLAŞILDI: BÜYÜK DİRENECEKTİK
“Dağa dönüşümle beraber derin bir nefes çektim. Hele o tepenin tam zirvesine çıktığımda tekrar anladım, dağı çok özlemişim. Her özleyiş, heyecanı daha çok arttırıyor. Bu yılın heyecanı da Zap dağlarında çok farklıydı. Hepimiz bu yılın, diğer yıllardan çok daha farklı olacağını biliyorduk. Özellikle Zagroslar için farklı olacaktı. Bu heyecan, 23 Nisan’la beraber daha çok arttı. Düşman, Metîna’ya bağlı Zendura, Avaşîn’e bağlı Mamreşo ve Şehit Serdar alanlarına yaptığı indirmelerle başlattığı işgal operasyonunun haberini veriyordu. Direniş başladı. Daha ilk girişimlerinde belli olmuştu bu savaşın gidişatı. Gerilla büyük direnecekti, büyük direnecektik.
Ben de bu direniş alanlarından birindeydim. Zap’ta, Küçük Cilo alanında... Bir aydan uzun bir süredir komutan Bawer Deyndar ve Ronahî Xelîl öncülüğünde Küçük Cilo’da destansı bir direniş yürütülüyor. Yine Ertûş alanına bağlı T Harfi dediğimiz alanda, Delal Dilxweş ve Viyan Botan arkadaşların öncülüğünde düşmana darbeler vuruldu.
SAVAŞIN EN KORKAK HALİNİ UYGULADI
Biz şimdi Küçük Cilo alanında, savaş tünellerinde bir grup gerilla, binlerce Türk askerine ve onların en kirli savaş yöntemlerine karşı direniyoruz. Düşman şimdiye kadar onlarca defa tünellerimize girmeye çalıştı. Araziden düşmanı vuran arkadaşlarımız ile baş edemeyen Türk ordusu, savaşın en korkak halini uygulamaya koydu. Korkak olduğu kadar çirkin, çirkin olduğu kadar düşkün... Yani savaşın en ahlaksız hali...
Şimdi gaz bombaları ve kimyasal gazlarla irademizi kırmaya çalışıyorlar. Biz anca gülüp geçiyoruz bu hallerine. Sonuç alamayınca da teslim olun çağrıları yapıyorlar. Biz düşmanımızı iyi tanıyoruz ama bu düşman gerillayı hala iyi tanıyamamış. Teslim olmamak için bir an bile tereddüt etmeden bombasının pimini çeken binlerce şehidimizin ardıllarıyız. Gerillanın bir direniş geleneği var, kendine özgü bir savaş ahlakı var ama ne yazık ki bu askerler bunu anlayabilmiş değil, boşuna ağızlarını yoruyorlar.
FEDAİYİZ, DİRENİŞİN ZAFERİNE ADADIK
Biz bu yüce duygularla direnişi büyütüp birbirimize daha çok kenetlenirken, Türk ordusunun komutanları ve askerleri birbirine düşüyor. Tünellerimizin önündeki komutanlarından biri, askerlerine; ‘gidin savaşın, neden duruyorsunuz, gidin’ diye askerlerini zorla üzerimize göndermeye çalışıyor. Zavallı asker ise ‘komutanım gidemiyoruz, vuruyorlar’ deyip komutanını ikna etmeye çalışıyordu.
Türk askerleri ile aramızdaki fark buydu. Bu aynı zamanda kazanacağımız zaferin de habercisiydi.
Gerillada herkes düşmanın üzerine gitmek, darbe vurmak ya da eylem yapmak için yarışa girer, komutanlarına kendilerini göndermeleri için ısrar eder. Türk askerleri ise kaçmak için, geri çekilmek için komutanlarına yalvarır.
Biz para için savaşmıyoruz, biz fedaiyiz, biz kendimizi bu direnişin zaferine adadık. Bu yüzden gözü arkada evine dönmeyi bekleyen ya da birkaç kuruş para için savaşan askerlerin bizim karşımızda zafer kazanması imkansızdır.
APOCU İRADE İLE SAVAŞIYORUZ
Bu yüzden moralimizden hiçbir şey kaybetmiyoruz. Tüm adaletsiz koşullara rağmen her gün düşmana darbe vuruyoruz. Onları korkutan da bu. Biz ne özel silahlarla, ne üstün teknikle ne de yasaklanmış kimyasal gazlarla savaşıyoruz. Biz Apocu irade ile savaşıyoruz. Ve ben biliyorum, her zaman da söyleyeceğim. Bu savaş zafer savaşıdır. Zafer, halkın ve gerillanındır..."