Güven'den mektup: Sesimizi yükseltirsek tecridi kırarız
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, kamuoyuna yazdığı mektubunda zindan direnişini sahiplenmeye çağırdı, "Biz içeriden, siz dışarıdan sesimizi yükseltirsek tecridi kırar, özgürlüğü sağlarız" dedi.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, kamuoyuna yazdığı mektubunda zindan direnişini sahiplenmeye çağırdı, "Biz içeriden, siz dışarıdan sesimizi yükseltirsek tecridi kırar, özgürlüğü sağlarız" dedi.
Milletvekilliği gasp edilerek 22 yıl 3 ay hapsi cezası verilen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecride karşı cezaevlerinde 204 gündür süren açlık grevi için kamuoyuna seslendi. Güven'in, rehin tutulduğu Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi'nden kamuoyuna hitaben kaleme aldığı mektubu şöyle:
'BU YOLUN SONU ÖZGÜR YAŞAMDIR'
"Değerli halkımız,
Öncelikle Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın diyarından, Dersim’in asi kadını Sakine yoldaşın ilk tutsak düştüğü Xarpêt zindanından hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Yaklaşık 50 yıldır kesintisiz direnişte olan maddi manevi en değerli varlıklarını bu uğurda cömertçe feda eden, buna rağmen açık yüreklerini avuçlarına alıp alanları terk etmeyen analarımız… Sizlere saygılarımı gönderiyor, ellerinizden öpüyorum. Saygıdeğer anneler, özlem duyduğumuz, umut ettiğimiz özgür yarınların yaratılması için bedel isteniyorsa eğer, sizler bu bedenleri fazlasıyla verdiniz. Ama anlaşılan bu ağır bedeller muktedirlere yetmemiş. Berfo Ana'nın son nefesine kadar oğlunun kemiklerini araması, Amed Zindanı vahşetinde Sakine Arat’ın çığlığı, Türkçe bilmediği için oğluna sürekli 'Kamber Ateş nasılsın?' diyen fedakar annenin, oğlunun cenazesi kendisine kargoyla gönderilen Halise Ana'nın ve bugün çığlığıyla yürekli parçalayan adalet arayışındaki Emine Şenyaşar annenin hawarları yetmemiş olacak ki, bizden yeniden bedel istiyorlar. Ellerindeki iktidar gücüyle çözüm üretilmesi gereken AKP-MHP faşist iktidar Diyarbakır Anneleri'nin acılarını suistimal ederek, Kürt sorununu daha da derinleştirmek istiyor. Oysa onlar çözümsüzlükte ısrar ettikçe biz daha çok büyüyor, acılarımızı güce dönüştürüp, Ortadoğu’nun en politik, bilinçli ve örgütlü halkı oluyoruz. Yaralarımızı sarıp yolumuza devam ediyoruz. Çünkü bizler biliyoruz ki bu zorlu yolun sonunda, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşam bizi bekliyor.
'ZİNDAN DİRENİŞİNE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
Değerli halkımız,
Sizlerin de bildiği gibi Kürtlerin yaşadığı her yerde ‘Şimdi Özgürlük Zamanı’ hamlesi devam ediyor. Kürt halkı ve onların dostları, taleplerimizi alanlarda haykırıyor. Yaklaşık 50 milyon Kürt'ün statüsüz bırakıldığını ve bu durumun artık kabul edilmediğini haykırıyorlar. Sayın Öcalan’ın 22 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında olduğunu belirtiyor ve buna rağmen Kürt sorununun kalıcı çözümü için muhatap aradığını ancak karşısında bir devlet ciddiyeti göremediğini belirtiyorlar. Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve derinleşmesini Sayın Öcalan değil, bu sorundan beslenenler sebep oluyorlar. Bu taleplerle başlatılan hamle büyük bir kararlılıkla devam ediyor Bu kapsamda cezaevlerindeki on binlerce politik tutsak da 'Dem dema azadiyê' diyerek, 27 Kasım 2020 tarihinden bugüne süresiz dönüşümlü açlık grevi başlattı. Sizler de biliyorsunuz ki zindanlar mücadele tarihimiz boyunca siz değerli halkımıza karşı olan sorumluluklarını her zaman fedakarca yerine getirmişlerdir. Ondan dolayı da Kürt halkı Mazlum Doğan'ı, 14 Temmuz büyük ölüm orucunu, Dörtler’i, S. Cansız’ı, Zülküf’ü, Ayten’i ve daha yüzlerce kahraman genci asla unutmamıştır. Cesurca ölümün üzerine yürüyen bu zindan kültürüne bugünlerde binlerce tutsak dahil olmuştur. Sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki; tutsakların cezaevlerinde bedenlerinin dışında eylem yapabilecekleri bir olanakları yoktur. Bizlerin sesini dışarıya duyuracak olan siz değerli ailelerimiz ve halkımızsınız. Sizlerin de içinde bulunduğu kuşatılmışlığı ve faşizmi elbette biliyoruz. Ama biz sizlerin yıllardır nice ablukaları, engelleri ve karanlıkları aştığını da biliyoruz. Halkın gücünün karşısına çıkabileceği ve halk gücüne yenebilecek bir şey henüz icat edilmemiştir. Çünkü halklar gücünü taleplerinin meşruluğundan alırlar. Dolayısıyla bizlerin dışarıdaki sesi, nefes, sizler olacaksınız. Evlatlarımızın haklı taleplerini gündemleştirmek için elinizden geleni yapacağınıza inanıyoruz. Bu konuda size güvenimiz sonsuzdur. Eğer biz içeriden, siz dışarıdan sesimizi yükseltirsek tecridi kırar, özgürlüğü sağlarız. O günler gerçekten yakındır. Yüksek moral ve kararlılıkla bunu başaracağız. Bütün değerli halkımıza daha büyük bir çaba ile zindan direnişine sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Xarpêt'teki kadın tutsaklar adına Leyla Güven”