Qamişlo’da bulunan Rojava Üniversitesi konferans salonunda düzenlenlenen Kadın Devrimi Forumu, ilk gününde ikinci oturumun tamamlanması ile sona erdi.

İlk günün son oturumunda, YPJ’nin devrimdeki rolü, işgal altındaki topraklarda kadınların durumu ve kadınlara yönelik ideolojik saldırılar başlıkları tartışıldı.

Oturum, YPJ direnişini anlatan sinevizyon gösterimi ile başladı.

YPJ KOMUTANI: SURİYE COĞRAFYASINI SAVUNMAK TEMEL AMACIMIZDIR

YPJ'nin devrimi koruma ve ilerletmedeki rolüne ilişkin ilk sunumu, YPJ komutanlarından Jiyan Tolhildan yaptı.

Rojava Devrimi direnişinin öncülüğünü yapan şehit Sara, Arşin, Roksan, Tohildan ve Rohman gibi kadın savaşçıların toplumu ataerkil radikal zihniyetten kurtarmak için hayatlarını feda ettiğini belirten Tolhildan, devamla, "YPJ'nin temel amacı, toplumu ve genel olarak Suriye topraklarını çetelerden korumaktır. YPJ savaşçıları kadınları tüm meşru haklarından mahrum bırakan gerici radikalizme ve devlet politikasına karşı savaşıp ahlaki ve politik bir toplum inşa etmeye çalıştılar. Bölgede demokratik ulus projesini başaracağımıza inanıyoruz. Öncelikle tüm kadınların öz savunma ilkeleri için çaba göstermeleri gerekiyor. Bu bilinç  topluma yerleştirilmelidir" diye konuştu.

NASIL KADIN DEVRİMİ OLDU?

İnsan Haklarını Araştırma ve Koruma Merkezi üyesi Aynur Paşa ise, işgal altındaki topraklarda kadınların durumu ve direnişlerinden bahsederek, 19 Temmuz Devriminin kadın özgürlüğüne etkilerine değindi.

Aynur Paşa şunları söyledi: “Rojava Devrimi, kadın devrimi olarak biliniyor. Çünkü kadınlar Siyasi, askeri, idari, diplomatik ve adli tüm kademelerde yerini aldı. Ayrıca devrime önderlik ederek onu destekleme yeteneğini, kararlılığı ve aktif iradesi sayesinde elde ettiği başarıları da kanıtladı."

Aynur Paşa, işgalci Türk devletinin özellikle DAİŞ'in yenilmesinden sonra bölgedeki güvenlikten rahatsız olduğunu ifade ederek, savaşan kadınların iradesini yenmek için Türk devletinin bölgeye saldırdığını hatırlattı.

‘KADINLARA KARŞI İŞLENEN TÜRK İŞGAL SUÇLARI’

İşgal altındaki bölgelerdeki kadınların durumuna dikkat çeken Aynur Paşa, "İşgalci Türk devleti tarafından kaçırılan ve daha sonra serbest bırakılan kadınlarla yaptığımız görüşmelerden, bedensel ve psikolojik işkenceye maruz kaldıkları gözle görülüyordu. Kadınlar hapishanelerde tecavüze uğradıklarını söylediler. Kadınlar, Türk işgal çetelerinin kadınları ve çocukları satmak için kaçırdığını dile getirdi” diye aktardı.

Aynur Paşa, "Çeteler Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî'den çoğu Kürt, yüzde 60'ı kadın ve çocuk olmak üzere, 600 bin kişiyi kaçırdı. Binlerce insan da hayatını kaybetti, binlercesi de yaralandı” diyerek savaş suçları verilerini paylaşmaya devam etti.

Uluslararası Suriye Soruşturma Komitesi'nin işgal altındaki Efrîn'de 70 ve Serêkaniyê'de 30 kadın ve çocuğa tecavüz vakasını belgelediğini kaydeden Aynur Paşa, kadın ve çocuğa tecavüz vakasını, birçok acımasız işkence ve kötü muamelenin uygulandığı yüzlerce kaçırma olayının da belgelediğini söyledi.

Aynur Paşa, “Kadın Hakları Araştırma ve Koruma Merkezi'ne göre, 2018-2022 yılları arasında 118 kadının, 117 çocuğun öldürüldüğünü, 216 kadının, 64 çocuğun kaçırıldığını, 212 kadın savaşta, 252 kadının ise çeşitli olaylarda yaralandığını aktardı.

Son bölümde ise "Kadın devrimine karşı ideolojik saldırılar" başlığı masaya yatırıldı. Bu bölümün sunumunu ise Jineoloji Akademisi üyesi Zahide Mamo yaptı.

Kadın Devrimi Forumu, yarın Ortadoğu eksenli sunumlarla devam edecek.